ANKARA- TBMM Adalet Komisyonu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) yapısında değişiklik yapan teklifin görüşmelerine tartışmaların ardından TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Toplantı Salonu'nda başladı.
Komisyon toplantısı, iktidar ve muhalefet partilerinden çok sayıda milletvekilinin katılacak olması nedeniyle, toplantı saatine kısa bir süre kala, TBMM KİT Komisyonu Toplantı Salonu'na alındı.
Toplantı saatine 5 dakika kala KİT Komisyonu Toplantı Salonu'na gelen, başta CHP Grup Başkanvekili Engin Altay olmak üzere bir grup CHP'li milletvekilleri, salonda oturacak yer bulamayınca tartışma yaşandı. AKP Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, CHP'li komisyon üyelerine yer verilmesini isteyince bazı AKP'li milletvekilleri yerlerinden kalktı.
CHP Grup Başkanvekili Altay, Aydın'ın uyarısına itiraz ederek, 'Komisyon toplantılarına üye olmayan milletvekilleri de katılabilir. Biz asıl mesajı aldık. Teşekkür ederiz' diyerek, bazı AKP'li milletvekillerinin boşalttığı yere oturmak istemedi.
Altay, milletvekilleri ve basının görüşmelere yoğun ilgisi olduğunu belirterek, Komisyon Başkanı Ahmet İyimaya'ya, 'Siz de zor girdiniz. Toplantının daha uygun salona alınmasını istiyoruz' dedi.
Başkan İyimaya, yaşanan tartışma sırasında, AKP Grup Başkanvekili Ahmet Aydın'ın, 'Komisyon üyeleri için yer mevcuttur, buyurun' diyerek, CHP'li milletvekillerini davet edince, 'Komisyonu ben yönetiyorum Ahmet bey' diyerek, Aydın'ı uyardı.
Ahmet İyimaya, bazı milletvekillerinin salonda oturacak yer bulamadıklarını belirterek, 'Burada önemli olan demokratik, katılımcı hoşgörülü bir müzakere zeminini ortaya koymaktır. Toplantıyı açmadan önce bu zemini arayacağım. Fakat toplantının nerede yapılacağı konusunda karar vermeden önce, görüntülü basının dışarıya çıkması gerekiyor' dedi.
CHP'liler bu duruma tepki gösterdi. Engin Altay, 'Kapıda bekleyen ve içeri giremeyen milletvekilleri var. Basının gir çık yapması zor olacak' diye konuştu. Ahmet Aydın, '5 tane boş koltuk var' diyerek CHP'li milletvekillerini tekrar çağırdı.
Tartışma sırasında CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, 'Yazıklar olsun, böyle bir şey olamaz. Bu teklifin bu komisyona gelmesi bile ayıptır. Resmen darbe yapıyorsunuz' diye bağırdı. AKP'li milletvekilleri bu sözlere tepki gösterdi ve karşılıklı laf atışması yaşandı. Bu sırada CHP Grup Başkanvekili Altay, Köktürk'ü susması için uyardı.
Daha sonra toplantının TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yapılması kararlaştırıldı.
Milletvekilleri, basın ve bürokratlar, bu salona geçti. Ancak tartışma burada da devam etti. CHP'li milletvekilleri, CHP sıralarına oturan AK Parti Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can ve AKP Isparta Milletvekili Recep Özel'in buradan kalkmasını istedi. CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk de bu sırada yere oturdu.
Can ve Özel, daha sonra CHP sıralarından kalktı.
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, daha sonra teklifin görüşmelerine başlandığını duyurdu.
ADALET AKADEMİSİ DE ZEHİR ZEMBEREK AKP’nin hazırladığı HSYK’nın yapısını değiştiren yasa teklifine Adalet Akademisi’nden çok sert sözlerle görüş yazısı geldi. Adalet Akademisi komisyona görüşlerini bildirdiği 11 sayfalık metinde yasa teklifine yönelik çok sert ifadelere yer verdi.
Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Yargıtay Üyesi Hüseyin Yıldırım'ın imzasıyla komisyona gönderilen metinde, düzenleme ile tüm akademinin yapısının değiştirildiğine vurgu yapıldı. Yıldırım imzalı metinde şu görüşlere yer verildi:
'Kanun teklifi ile Türkiye Adalet Akademisi'nde görev yapmakta olan Başkan, başkan yardımcıları, eğitim merkezi müdürü, müdür yardımcıları, hakimler, uzmanlar ile tüm idari ve yardımcı personelin görevlerine olağanüstü dönemlerde bile karşılaşılamayacak şekilde son verilmektedir Toptancı bir yaklaşımla alt personele kadar uzanan bu durum hukukun üstünlüğü ve güvenliği ilkesiyle bağdaşmayacaktır. Bu nedenle teklif kabul edildiğinde, sonuçları ciddi kişisel mağduriyetlere ve hak kayıplarına yol açabilecektir.”
'TEKLİF ÇOĞULCU YAPIYI ORTADAN KALDIRIYOR'
Yasa teklifi ile; Akademi'nin idari özerkliğinin sona erdirildiğine dikkat çekilerek, “Kanun teklifi ile Genel Kurul'un 22 üyesi Bakanlık inisiyatifi ile belirlenmekte, geriye kalan sadece 9 üyelik ilgili yüksek yargı kurumları ve diğer kuruluşlara temsil amaçlı bırakılmaktadır. Genel Kurul yapısına yönelik bu düzenleme, Akademi Genel Kurul üyeleri arasından HSYK'ya 1 asıl ve 1 yedek üye gönderebilme amacına yönelik olduğu düşünülmektedir” ifadelerine yer verildi.
Teklifin yasalaşması halinde, hakim ve savcı mülakatının tamamen bakanlık kontrolüne geçeceği vurgusu yapılarak, “Bu durum AB'nin Türkiye hakkındaki ilerleme raporlarında Mülakat Komisyonu'nun yapısı ile ilgili eleştirilerden sonra yapılan olumlu değişikliklerden geriye gidiştir. Bu haliyle mülakat komisyonunun yapısı, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına aykırılık oluşturabilecektir” denildi.
Kanun teklifi ile Akademi'nin tüm idari yapısının değişeceğini belirten Yıldırım şöyle devam etti: 'Genel Kurul ve Yönetim Kurulu'nun oluşumu, Başkan ve başkan yardımcılarının belirlenmesindeki yetki, kanun teklifi ile yürütme organına geçmiş olacak ve Akademi'nin idari özerkliği ortadan kalkacaktır. Buradaki değişiklik teklifleri ile Akademi'nin idari ve bilimsel özerkliğini garanti altına alan çoğulcu anlayışa dayalı temsili yapı ortadan kaldırmaktadır.'
Komisyona gönderilen yazıda hukukun egemen olduğu demokratik ve insan haklarına saygı gösterilen devletlerde, hakim ve savcıların meslekleri sırasında aldıkları eğitimlerin doğrudan yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesine göre verildiğine dikkat çekildi.
HSYK teklifine yönelik eleştiriler şu şekilde devam etti: 'Kanun teklifi ile hakim ve savcıların meslek içi eğitimleri Adalet Akademisi'ne bırakılmakta, bu konuda HSYK devre dışı kalmaktadır. Teklife göre değişecek yapısıyla Adalet Bakanlığı bağımsız ve objektif olması gereken meslek içi eğitimlerin verilmesinde belirleyici olacaktır. Oysa uluslararası belgelerde bu konu açıkça belirtilmiştir. Nitekim 2004 tarihli AB İstişari Ziyaret Raporu'nda da hakim ve savcıların meslek içi eğitimlerini düzenleyen kurumda potansiyel ve muhtemel yürütme etkisi eleştirilmişken, Akademi'yi tamamen yürütmenin kontrolüne verip meslek içi eğitimlerin de bu kuruma verilmesi yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığında önemli bir geriye gidiş oluşturabilecektir.”