Reklamları izlerken bize gösterilene değil de gösterilmeyene baktığımızda gördüklerimiz...Tüm reklamlarda bize pazarladıkları ürünü nedense 10 kadından dokuzu tavsiye eder. Bizden bu dokuz kadının yani çoğunluğun kararına uymamız beklenir. Ben ise o 10 kadından birine bakarım. Acaba ne gördü, ne rahatsızlık hissetti ki tavsiye etmeye yanaşmadı. İnsan alacağı bir şeyi sürekli öven, aman hemen alın diyenden ziyade ondaki kötülüğü cesurca söyleyen insanların görüşlerine değer verir. Sen bana o bir kadının derdi neymiş asıl onu söyle?Ayy çocuğumun çorabı simsiyah oldu diye eve gelen reklamcılara yakınan kadın da ayrı bir cesurdur. Haftadan haftaya eve makine açmanın kafi geleceğini düşünmektedir belli ki. Ama o da ne reklamcılar halıyı temizleyip içinden 3 kilo kıl, yün, tüy çıkardığında 'inanmıyorum!' diyebilecek kadar da sakin. Ablacım 3.5 kilo kir halına yer ederken ne yapıyorsun sen?Yemekler yenir, sofra kaldırılır, baba, oğul ve kız salona geçer, anne bulaşıkların başına gelir o da ne? kızı yağlı tavaya parmağıyla 'anne seni çok özledim' yazmış. Neden özlüyor? Çünkü yemekten sonra bu üçlü kaçarcasına salona TV başına giderken anne mutfakta koğuş bulaşığı gibi bulaşıkla baş başa kalıyor. Şimdi kadının sakinliğine mi imrenirsin, anne seni özledim yazacağına bulaşığa el atmayan kıza mı kızarsın, 250 metrekare evde oturup bir bulaşık makinesi almayı akıl edemeyen babaya mı takılırsın hiç bilmiyorum. Ama anne benim kahramanım, ben ağızlarını burardım.Bu bir 'cesuryürek' hikayesi. Normalde reglli olduğu dönemde dışarı bile çıkmaktan kaçınan kızımız, pedini değiştirince ne yapacağını şaşırıyor. Ben sanmıyorum ki bu kızımız normal günlerinde trabzandan kayıyor olsun. İşin b.kunu çıkarmada üstümüze yok!Tipik Türk erkeği aslında. 'Kız bana baktı mı', 'gidersem ne der', 'ya reddederse', 'ya terslerse' diye diye içine kaçan, konuşmayı unutan, içimizden biri. Ama ağzına etkisini 45 dakika kaybetmeyen keskin nane aromalı sakızı attı mı adam 'Don Juan' kesiliyor. Bir şiirler, bir manalı sözler, bir aşk ki sorma. Akıyor!Hepimiz annenin sabrına şaşırıyoruz da bence deterjan reklamlarında vaktinizi ayırıp bir de gıcık sabiye bir göz atın. Nasıl olsa kızmıyorlar ki diye diye nasıl abarttıkça abartıyor. Sanırsın Muson yağmuru görmüş manda yavrusu.Hiç mi evine gitmiyorsun, çocuğun, annen, hanımın hiç mi yanında elma yemiyor da sen onların dişlerinde, diş etlerinde bir sorun olduğunu yanında elma ısırınca anlıyorsun? Kusura bakma belki iyi bir hekimsin ama iyi bir aile babası değilsin. Bu halinle reklamlarda boy göstermen benim için başlı başına bir kahramanlık öyküsü.Sen esnafla tavla oynamaya gideceksin ama attığın her zarda banka reklamı kasacaksın esnaf da sana 'ah ne delikanlı çocuk' diye iç geçirecek. Üzgünüm ama o esnaf abilerimizin senin arkandan iyi konuştuğunu ben hiç düşünmüyorum. Sen adamı borca sokmak için yırtın, adam da senin arkandan delikanlı desin. Senin aklına yatıyor mu? Kahramanımsın.Yani ıssız adaya düştüm, kendime burada bir yaşam kurayım diye yola çıkıp, kapitalizmi yeniden bulacaksın ve ada yönetimi buna ses çıkarmayacak. Ya ada gerçekten ıssız ya da sen medeniyeti baştan kuracak adamsın. Doktor yok, mimar, mühendis, avukat yok ama banka var... Vala helal olsun.İnsanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim sözü ne kadar da sen! 20 kişiye adres soruyorsun, 20'si de senin yanlış yere yolluyor ama sen 21'inci kişiye de soruyorsun. Sene 2014 akıllı telefonun yok mu? Navigasyonun yok mu? altında 100 bin liralık araba var ama cebinde Ericsson 1018 var öyle mi?Kireç önleyici kullanmamız gerektiği 10 yıllardır oya gibi kafamıza işleniyor. Artık ilkokul çocukları bile kireç önleyicinin ne demek olduğunu biliyor, hal böyleyken sen kireç önleyici kullanmıyorsun. Bu yönünle benim kahramanımsın ama bunu bile bile eve gelen tamirci rezistansı sökünce neye şaşırıyorsun onu tam olarak bilemedim.Nasıl gerçekçi, nasıl şartlara uygun, nasıl ne isteyeceğini bilen birisin sen her dakika şaşırıyorum sana. Sen tut, 1000 SMS olsun, 1500 dakika bedava olsun, 3 GB internet olsun, akşamları konuşmak bedava, arandığımızın yarısı kadar karımız olsun, bunların hepsi 39 lira olsun de ve olsun. Ben daha 10 yıldır sabit faturayı sabitte tutmayı beceremedim.Ramazan nefis terbiyesi değil mi, açların halinden anlamak için bir ibadet. Ama sen 100 açı doyuracak sofraya 5 kişi oturmuyor musun... Ramazan'dan ne anladığını çok merak ediyorum ki ben?Kadın evin ortasında 'neredesin Bay Kas!' diye ünlüyor. Dedim ne oluyor acaba meğer mutfak kirleri için yardım çığlığıymış. Yahu diyorum saray gibi evin var mutfak ne kadar kirlenmiş olabilir ki? Sonra Bay Kas gelince mutfağı görüyoruz ki bildiğin 4. mekanize piyade tugayı mutfağı. O mutfakta ne yaptığını bilmiyorum ama bütün bunları hoşlandığın adam evine gelsin diye yaptığından adım gibi eminim kendi teklif eden kadın!