Redfall İnceleme Dosyası: Olmasaydı Sonumuz Böyle

Arkasında daha önce çok başarılı işlere imza atmış Arkane var dedik, oyun dünyasının efsanesi Bethesda var dedik... Üstelik gittik 1,5 saat de deneyimleyip heyecanımıza heyecan kattık. Ama olmadı be Redfall, aşkımız yeni yeni filizlenirken bitiverdi. Gelin Redfall incelememizde tüm sebeplerimizi sizinle de paylaşalım.

Oyunu daha öncesinde 90 dakika kadar tek oyunculu olarak deneyimleme imkanı bulmuştuk.

Arkane ve Bethesda'nın Merakla Beklenen Oyunu Redfall'a İlk Bakışı Atıyoruz

E peki ne oldu bu oyuna? Gelin biraz da çok oyunculu deneyimden bahsedelim.

Aldık bilgisayarlarımızı, iki kişi oturduk Redfall'ın başına. Öyle ya, tek oyunculu yapısını zaten deneyim etmiştik. Üstelik oyunun çıkışı öncesinde yapılan açıklamalar çok oyunuculu deneyimin de en az tek oyunculu bir yapım kadar doyurucu olacağını işaret ediyordu. Bildiğiniz üzere oyun dünyasında son yılların trendi 4 kişilik co-op yapımlar ve birçoğunun sonu ise malumunuz. Redfall'ın ilk duyurusunun ardından beni en çok endişelendiren konulardan biri de bu olmuştu. Oyunun arkasındaki Arkane'in diğer işlerini çok başarılı bulsam da stüdyonun hiç bu tarz bir co-op deneyimi olmaması beni endişelendiriyordu ki maalesef bu endişemde de haklı çıktım. Oyun garip bir biçimde tek oyuncu modunda gayet başarılıyken çok oyunculu tarafta akmıyor! Teoride her şey çok güzel, farklı yetenekleri kombinleyerek kullanabilecek 4 farklı karakter fikri insanı heyecanlandırıyor ve hatta bir noktaya kadar oyun içerisinde de eğlendiriyor. Ancak büyü takım arkadaşınızı dış bir gözle seyredince bozuluyor. Bildiğiniz üzere Redfall FPS kamera açısına sahip bir yapım ve dolayısıyla karakterinizin hareketlerini dışarıdan gözlemleme şansınız yok. Çok oyunculu modda ise animasyonların garipliği yüzünüze çarpıyor. 

Bunun yanında hikayeyi deneyim etme konusunda da çok oyunculu oynanış pek de iyi bir iş çıkartmıyor. Örneğin üssümüz olan itfaiye binasında görev alırken ayrı ayrı gidip aynı karakterden aynı replikleri dinleyip görevimizi alıp çıkıyoruz yola. Yolda birkaç düşman patakladıktan sonra sıra geliyor ganimet toplamaya. Burada tercih edilen yapı daha önce eşi görülmemiş olmasa da beni biraz rahasız etmedi değil. Diyelim ki bir sandığı açıp içindeki silahı aldınız. Yan yana olsanız dahi sizin açtığınız sandık takım arkadaşınızın oyununda kapalı ve içindeki alınmamış olarak görünüyor. Kısacası aynı yerdeyiz, takım arkadaşlarımızla ile iletişim halinde olduğumuz için biliyoruz ki sandığı açtı ve silahı aldı, ancak oyun bu hiç yaşanmamış gibi davranıp aynı sandığı yine aynı şekilde bir de size lootlatıyor. Hikaye anlatımı ise zaman zaman çok oyunculu bir yapıma uygun olmadığı hissiyatı yaratıyor. 4 kişi toplanmışsınız, muhabbet ede ede oyun oynarken kim sağdan soldan bulduğu notları okumaya vakit ayırır ki? Ha elbet yapan vardır, bize 'helal olsun' demek düşer ancak bu tercih daha çok tek oyunculu bir deneyimde çalışır onu da baştan kabul edelim.

Hep olumsuzluklardan bahsettik, yok mu bu oyunun iyi bir yanı?

Var elbette. Bir kere Redfall daha ilk andan itibaren size gerek görsel tarzı gerekse de dünyası ile 'ben bir Arkane oyunuyum' diye bağırıyor. Arkane'in o kendine has sanat tasarımının izlerini adanın her yerinde görmek mümkün. Düşmanlardan karakterlerimize, özel yeteneklerimizden tercih edebileceğimiz yollara kadar Arkane oyunun pek çok noktasına DNA'sını yerleştirmeyi başarmış. 

Bunları biraz açmak gerekirse öncelikle stüdyonun alamet-i farikası olan farklı yollar sunma meselesinden başlamak istiyorum. Diyelim bir göreve gideceksiniz veya vampir yuvası patlatacaksınız. Bunların neredeyse tümünde tercih edebileceğiniz farklı yollar var. İsterseniz sessiz sessiz düşmanların arkasından sokulun ve onları alt edin (ancak buna özel bir animasyon beklemeyin, gizli bir öldürmede karakteriniz dümdüz havayı yumruklar gibi düşmanı yumrukluyor) isterseniz de aksiyonun göbeğine atlayın. Dilerseniz Dishonored oynar gibi çatıları tercih edebileceğiniz gibi size sunulan diğer alternatif yollardan da hedefinize varabilirsiniz. Bu konuda Arkane hala işini çok iyi yapıyor.

Oynanış ne alemde?

Daha önce de bahsettiğimiz gib farklı yeteneklere sahip 4 karakterimiz var. Örneğin benim daha çok vakit geçirdiğim Layla kendisini yukarı fırlatan bir asansör oluşturarak ulaşılması zor yerlere kolayca çıkabiliyor, psişik güçleriyle oluşturduğu şemsiye ile hasarı engelleyebiliyor ve ulti diyebileceğimiz yeteneği ile vampir eski sevgilisini kendi yanında savaşmak için çağırabiliyor. Farklı yeteneklerle donanmış olan bu karakterleri oynamanın genel olarak keyifli olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.

Ancak elimizde sadece yeteneklerimiz yok. Farklı farklı pek çok silahı da oyun içerisinde deneyimliyoruz. Genel konuşmak gerekirse vuruş hissi ve silah mekanikleri de oyunun problemli yanlarından değiller. Fakat sıkıntı daha çok başka noktalarda. Vampirlerin canını normal silahlarımızla azaltabiliyoruz ancak onları tamamen öldürmek için muhakkak kazık saplamamız gerekiyor. Bunun için ise ya ucuna kazık takılı olan pompalı tüfeğe, veya kazık atan özel bir silaha ihtiyacımız var. Bu iki silahımız vampir öldürmek için zorunlu gibi bir şey kısacası. Dolayısıyla slotlardan birini buna ayırdık, elde kaldı iki. E bir de bazı alanlara girmek için UV ışını silahına ihtiyacımız var. Bu silah elinizde yoksa belli alanlara girmeniz mümkün değil. Slotun birini de buna ayırınca kalıyor mu bize tek bir boş yer? Oraya da artık nasıl kullanırsınız size kalmış! Ha derseniz ki 'ben üşenmem, işim bittikçe oyunu durdurur, silah menüsünü açar ve silahlarımı değiştiririm' o zaman iş başka. Her vampirin kalbine kazık çaktıktan sonra silahını değiştirecek dirayette biri varsa tanışmak isteriz zira etrafta vampirden bol pek az şey var. 

Oyunun çuvalladığı konulardan biri de yapay zeka. Yapay zeka ne yazık ki bir şey yapamıyor arkadaşlar, zira kaç kez farklı düşman gruplarının gözleri önünde arkadaşlarını sniper tüfekleri ile indirdik de biri de çıkıp 'gardaş hele iyi misin yığıldın kaldın' demedi. Öylece beklemeye devam ettiler, biz de hepsini teker teker avlayıp elimizi kolumuzu sallaya sallaya alandan geçtik gittik. Belki de nöbet başında uyudukları için fark edemediler bilemiyoruz.

Redfall adası ise hayli iyi tasarlanmış.

Redfall Massachusetts'te bulunan tatlı mı tatlı bir ada. Tabi vampirlerle dolup taşmadan önceki halinden bahsediyoruz. Ölümsüzlük peşindeki bir grup zengin burayı bu hırsları uğruna cehenneme çevirmeden öncesinden. Oyunun hikayesi ve oyun alanı epey ilgi çekici. Öncelikle Redfall açık dünya olsa da öyle devasa bir haritadan bahsetmiyoruz. Harita boyutu gayet yerinde, haritanın farklı noktalarını keşfetmek eğlenceli ve bu alan içerisinde oyuncuya farklı deneyimler sunabiliyor. Ada düşman olarak yalnızca vampirelere değil, onlara tapınan garip bir tarikatın mensuplarına ve askeri birimlere de ev sahipliği yapıyor. Kısacası biz de dahil olmak üzere adada dört grup var diyebiliriz. Peki adanın kalanına ne olmuş? Vampirler tarafından aperitif niyetine hüpletilmemiş olanlar neredeler? Bu ada niye bu kadar boş? Herkes mi ya tarikatçı yada asker? Üs olarak kullandığımız itfaiye binasındaki üç beş sivil dışında neden boş bu ada? Nereye gitti koskoca bir adanın halkı? Ya övelim övelim diyoruz ama bir yerden de bir şey çıkartmayıver be Redfall.

Sonuç olarak...

Redfall tek oyunculu deneyimde ağzımıza bir parmak bal çaldıktan sonra bunu çok oyunculu modunda kaşıkla geri alıyor. Belki tek oyunculu modda sırıtmayacak sorunlar çok oyunculu modda iyice göze batıyor. Her şeyin üstüne bir de beceriksiz yapay zeka eklenince özellikle çok oyunculu modu oynamak zehir olabiliyor. Kısacası bize göre Redfall potansiyelini çok fena harcamış bir yapım. Zira oyunun hikayesi de, haritası da, düşmanları da gayet ilgi çekici. Fakat bu parçalar oynanış ve diğer konulardaki pürüzlerle bir araya geldiğinde elimizde kalan bütün ortalamanın üstüne çıkamıyor. Redfall eğlenceli mi, evet -özellikle tek başınızayken- ancak yarattığı beklentinin altından kalkabilen bir oyun olduğunu söylemek ne yazık ki zor.

İlginizi Çekebilir

Yılın İddialı Oyunlarından Arkane ve Bethesda İmzalı Redfall İnceleme Puanlarında Çakıldı
Tomb Raider Oldu Mezar Yağmacısı: Popüler Oyunların İsimleri Türkçe Olsa Nasıl Olurdu?
Sizi Ortamın Havalı Gamer'ı Yapacak, Oyunlar Hakkında Birbirinden Enteresan Bilgiler

Popüler İçerikler

Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!