Eski kitapları karıştırmayı severim. Yok öyle sahaf nostaljisi değil. Evde kıyıda köşede kalmış, unutulmuş masum kitaplar. Bu kitaplardan birine dün gece rastladım. Tekrar okumak istedim ama sayfaları öyle sararmıştı ki yenisini satın almak için alışveriş sitelerine yöneldim. Ama bulamadım. Derhal yazarının yani Ruşen Çakır’ın sitesine girdim ve bir de ne göreyim. Kendisi kitabın pdf’ini ücretsiz olarak okuyuculara sunmuş. Hemen indirdim ve yıllar önce okuduğum kitabı tekrar okumaya başladım. Kitabın adı: Recep Tayyip Erdoğan Bir Dönüşüm Öyküsü
Sen sil ben yeniden yazacağım! ..... --> Hiç bırakmadı o küfürü. Çiftçiye "ananı da al git" demişti ya, o küfürdü mesela; sadece adlı adınca söyleyememişti. Yolsuzluk, hukuksuzluk, haksızlık, adaletsizlik vs.. hemen her gündeme getirilişinde çıkıp yüzsüzce "bunlar terörist, vatan haini" diyor ya hani gündeme getirene, ağızından öyle çıkmıyor ama bunlar hep küfür. Anasını babasını bilmem, karıştırmam da ama "şahsı".... ! Hesap verecek, bu net. Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Mahkemeleri yeniden tesis edildiğinde 18 yılda bu millete çektirdiklerinin, bu Vatan'a yaptığı ihanetlerin hesabını ağlayarak bu milletten binlerce kez özür dileyerek verecek. Biz de Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu vatandaşları olarak o mahkemede yüzüne tükürmek için en ön sıralarda olacağız.
Andersenden masallar gibi geliyor bana. Artık ismini söylese inanamıyorum. O kadar çok ağız değiştirdi o kadar çok fikir değiştirdi ki doğruyu söylese dahi inanmakta güçlük çekiyorum.
Tam Kırmızı Oda'lık mevzu, o travmanın acısını yıllardır millet olarak çekiyoruz demek ki..