Dinamo Kiev teknik direktörü Sergiy Rebrov, UEFA Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme müsabakasında karşılaşacak olan Shakhtar Donetsk-Fenerbahçe maçı ile ilgili tüyo verdi.
Ukrayna Beşiktaşlılar Derneği yöneticileri ile bir araya gelen Dinamo Kiev teknik direktörü Sergiy Rebrov, Doğan Haber Ajansı'na (DHA) açıklamalarda bulundu. Rebrov, UEFA Şampiyonlar Ligi 3. ön elemede Fenerbahçe'nin Shaktar Donetsk karşısında işinin zor olduğunu ifade etti.
Shakhtar Donetsk'in beş yıllık şampiyonluk serisine son vererek geçen sezonu çifte kupayla tamamlayan, UEFA Avrupa Ligi'nde çeyrek finale çıkan Dinamo Kiev'in hocası Rebrov, 'Daha önce oyuncularımız bireysel yetenekleri ile ön plana çıkıyordu. Geçen sezon ise bir takım gibi oynamaya başladık. Tüm oyuncularımız sahada mücadele etti, birbirleriyle yarıştı ve bu zaferleri hak ettiler. Özellikle Avrupa'daki rakipleriniz karşısında organize oynamanız çok önemli. Çok üst kalitede ya da orta düzeyde oyuncularınız olabilir, ancak önemli olan takımın hem savunmada, hem hücumda sahada organize ve disiplinli olması. Geçen sezon bunu başardık, bu sezon da aynı oyunu oynayacağımızı umuyorum' dedi.
Dinamo Kiev teknik direktörü Sergiy Rebrov'un açıklamaları şu şekilde:
UKRAYNA FUTBOLU YÜKSELİYOR
Ukrayna'da iç karışıklıklar, ekonomik kriz olmasına rağmen ülke futbolu ilerliyor. Shakhtar Donetsk, Dinamo Kiev ve Dnipro gibi takımları finanse eden, futbola yatırım yapan isimler bu başarılarda baş rolü oynuyor. Real Madrid, Barcelona'daki gibi çok üst seviyede oyuncularımız yok, bu kalitede futbolcuları alacak imkana sahip değiliz, ancak iyi yabancı ve Ukraynalı futbolculardan kurulu takımlarımız, disiplinli oyunları sayesinde Avrupa'da önemli başarılara imza atıyor.
FENERBAHÇE'NİN İŞİ ZOR
Shakhtar Donetsk, Şampiyonlar Ligi'nde sürekli oynayan bir takım. Fenerbahçe ise devler liginde uzun süredir boy göstermedi. İki takımı da zor karşılaşmalar bekliyor. Shakhtar transfer sezonunda bazı yıldızlarını kaybetse de, onların yerini dolduracak isimlere sahipler. Fenerbahçe'nin işi gerçekten zor. Shakhtar, hücum futbolu oynayan bir takım. Shakhtar'ın kilit oyuncusu Alex Teixeira. Eğer Fenerbahçe bu futbolcuyu oyundan düşürebilirse, Shakhtar zorlanır. Shakhtar'ın ilerideki en önemli silahı Teixeira.
TÜRKİYE'DE İNSANLAR FUTBOL İLE YAŞIYOR
Türkiye'nin her köşesinde, kendi şehirlerinin takımlarının yanı sıra, Beşiktaş, Fenerbahçe ya da Galatasaray'ı tutan insanlar var. Türkiye'de insanlar futbola çok bağlı. Kiev'de toplu halde televizyonda maç izleyen Türkleri gördüğümde de bunu hissediyorum. İnsanlar futbol ile yaşıyor, tüm kalpleriyle sevinip, üzülüyorlar. Ben de Türkiye'de bulunduğum sürede, futbolun bu denli sevildiği ve saygı gördüğü bir ülkede olmaktan dolayı mutluluk duyuyordum.
YENİ YABANCI KURALI ADİL DEĞİL
Yeni yeteneklerin gelişimi, milli takıma yeni isimler kazandırılması için yerli oyuncuların oynaması önemli. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş kadrolarına 14 yabancı katabilirler, ancak diğer takımların gücü buna yetmeyebilir. Sahada 11 yabancının oynayabilmesini doğru bulmuyorum. Sahadaki futbolcuların en az 5-6'sının yerli olması gerektiğini düşünüyorum.
TÜRKİYE'DE FUTBOLDA ŞİDDET NORMAL GÖRÜLÜYOR
Fenerbahçe otobüsünün silahlı saldırıya uğradığını duyunca üzüldüm, ama Türkiye'de böyle şeyler normal karşılanabiliyor. Ben kendim bunu yaşadım. Bir Galatasaray maçına giderken otobüsümüzün tüm camları kırılmıştı. Taraftarların sporculara karşı şiddet uygulaması kabul edilebilir değil. Taraftarlar sahada takımlarına destek olmalı.
TÜRK ÇAYINI ÇOK SEVİYORDUM
Türkiye'de insanlar çok açık yürekli. Nereye gidersem gideyim bana destek oldular. Türkiye'de en ilginç şeylerden biri, tesislerde bir düğmeye basınca çay geliyor olmasıydı. Burada da aynısı olsa ilginç olurdu. Türk çayını seviyordum.
TÜRKİYE'DE TARAFTARLAR İYİ GÜN DOSTU
Türkiye'de galip geldiğiniz zaman taraftarlar sizi inanılmaz şekilde seviyor, ancak kaybettiğiniz takdirde ise sizden aynı derecede nefret ediyorlar. Bunun Türkiye'ye özgü bir şey olduğunu düşünüyorum. Bizim taraftarlarımız daha kontrollü. Türkiye'de ise her şey ya çok iyi, ya çok kötü. Takım galip geldiği zaman her şey mükemmel, şarkılar söyleniyor, İstanbul'un dört bir yanında bayraklar asılıyor. Ancak iki maç kaybettiğiniz zaman tüm oyuncular, teknik heyet, başkan topa tutuluyor. Türkiye'de üç büyük takımdan birinin şampiyonluğu kaçırması felaket demek. Taraftarlar ağlıyor, her şeyin değişmesi bekleniyor. Maalesef Türkiye'de böyle bir olumsuzluk var. Dünyanın başka bir yerinde böyle bir şey olmasa gerek.
Fenerbahçe'de maalesef çok uzun süre oynayamadım, bunun bazı sebepleri vardı. Gaziantep'i evimizde 2-1 yendiğimiz ve benim gol attığım, deplasmanda Malatya'yı 3-1 yendiğimiz ve iki golü benim attığım maçları unutmuyorum. Bu maçlar bize şampiyonluğu getirmişti.