• İşyerlerinde İSİG önlemleri alınmadığı için birçok işçi meslek hastalıklarına yakalanıyor, iş cinayetlerinde hayatını kaybediyor. Türkiye’deki bütün madenlerde İSİG önlemleri alınmalı.
• Özel sektörde yeraltı çalışanı statüsünde olan maden işçilerinin emekli maaşları çift asgari ücret uygulanmasına rağmen düşük ücret üzerinden ödeniyor. Bu durum düzeltilmeli.
• Soma bölgesi haricindeki madenlerde maden işçilerinin sağlığına özgü kanunlar uygulanmıyor. Kanuna aykırı uygulamalar yapan işletmeler cezai, hukuki yaptırıma uğramıyor. Asıl işte taşeron çalıştırılması yaygınlaştırılmış durumda. Meslek hastalıkları önleme, tespit ve tedavisine dönük acil adımlar atılmalı.
• Özel maden işletmelerinde sendikal örgütlenmenin oldukça sınırlı tutulması bir devlet politikası. Dünyanın en ağır işini yapan maden işçileri sendikasız, kuralsız, ucuz çalışmaya mahkûm ediliyor. Maden işçilerinin üzerindeki sendikal baskılar kaldırılmalı ve sendika seçme özgürlüğü engellenmemeli.
Raporda son olarak şu değerlendirme yapıldı: “Madencilik işkolunda çalışmak durumunda kalan işçiler yalnızca ücret, uzun çalışma saatleri, sosyal güvencesizlik, çok tehlikeli ve işkolundaki risklerle orantısız bir şekilde önlemsiz çalıştırılma ile değil aynı zamanda da kendi yaşam alanlarının uzağındaki şantiye alanlarında çalıştırılıyorlar. Borç kıskacı, tarımın çözülmesi, göçe mecbur edilme, devletin kolluk düzeni gibi nesnel kısıtları da kattığımızda sınıf bilincini de önlemek için alınan bir sermaye düzeninin özneleridir maden işçileri. Meslek hastalıkları, 'kazalanma' ve can kaybına mahal verebilecek kazaların neredeyse normalleştirildiği madencilik işkolu, hem işçilerin çalışma koşullarında hem de canlı türlerinin yaşam alanlarında yıkıma yol açmaktadır. Önce işçinin bedeni kazalanır ve ölür, sonra madencilik sahalarında yaşayan tüm halk ve canlılar suyunu, havasını, ciğerlerini, yaşam alanlarını kaybeder.”
Soma'yı unutamıyorum... İnsanların üstünü nasıl kapattıklarını asla unutmayacağım..