Hazırsanız Netflix'in Dark Tourist belgeselinden yola çıkarak hazırladığımız, karanlık turizmin en tüyler ürpertici yerlerine yapacağımız yolculuğumuz başlıyor... ⚠️
Hazırsanız Netflix'in Dark Tourist belgeselinden yola çıkarak hazırladığımız, karanlık turizmin en tüyler ürpertici yerlerine yapacağımız yolculuğumuz başlıyor... ⚠️
Meksika ve Amerika'nın sınırında göçmenlerin yaşadığı zorlu yolculuk, 50 dolarlık bir turistik gezi haline getirildi. Turun liderliğini eski bir insan kaçakçısının yaptığı gezi, sabah henüz güneş doğmadan başlıyor.
Yolculuk boyunca saldırgan rolündeki oyuncular tarafından havaya ateş açılıyor, kara turistler yine oyuncular tarafından soyguna uğruyor, sahte vahşi uyuşturucu tacirleri ile yüzleşiyor ve turun sonunda kara turistler sınıra yaklaştıklarında asker rolündeki oyuncular tarafından tutuklanıyorlar. Böylece altı saatlik tur bitiyor.
Fukuşima'da ilk olarak devasa bir deprem gerçekleşti, sonrasında ise tsunami ile şehir yerle bir oldu. Bu felaketler Daiichi nükleer güç santralinde patlama ve radyasyon sızıntısına sebep oldu ve 20 binden fazla kişi hayatını kaybetti.
Ancak bölge günümüzde karanlık turizmin uğrak yerlerinden biri haline geldi. Hala sağlığa zararlı bir bölge mi? Kesinlikle! Bölgedeki tozlar bile radyoaktif ve içinize çekerseniz kanser olma riskine sahipsiniz. Fakat yine de insanlar şehrin nasıl enkaz ve harabe haline geldiğini görmek için bölgeyi ziyaret ediyor.
Otelin resepsiyonu ve çalışanları birer robot! Otel odasında da her turiste özel kişisel bir robot bulunuyor. Kişisel robot, odada kalan kişinin asistanlığını yapıyor, onunla konuşuyor ve onu sabah istediği saatte uyandırıyor.
Yalnızca otel değil, bölge de tam anlamıyla teknolojiyle yönetiliyor. Bahçede bulunan eğlence merkezindeki atlı karıncada bile sanal gerçeklik gözlüğü bulunuyor.
Ziyaretçiler iki gruba ayrılıyor: İntihar etmek için gelenler ve intihar eden kişilerin cansız bedenlerini bulmak için gelenler.
Ormanın girişinde ziyaretçileri bir tabela karşılıyor: 'Hayatınız, ebeveynlerinizden aldığınız bir şeydir. Tekrar düşünün. Ebeveynlerinizi, kardeşlerinizi düşünün.Çocuklarınızı düşünün. Ve tüm sorunlarınızı tek başınıza sırtlanmayın.'
Japonya'nın ilk beton sitesi olan Hashima'da ülkenin geri kalanına göre hayat şartları çok daha iyiydi. Adada halka açık spor tesisleri, açık yüzme havuzu, dükkanlar ve okul vardı.
Kömür madeni üzerine kurulan şehir, madenin 1970'lerin sonlarına doğru zarar etmeye başlamasıyla birlikte bir hafta içerisinde terk edildi. İnsanların eşyalarını bile almadan terk ettiği adaya kara turistlerin ilgisi oldukça yoğun.
Bu ana tanıklık etmek isteyen kara turistler, JFK'nin o günkü konvoyuna katılarak suikastı yeniden yaşıyor. Turda en fazla ilgi çeken kısım, JFK'nin kafatasını parçalayan merminin ona isabet edip hayatını kaybetmesine sebep olan yer.
Gece turlarında suikaste doğru gerçekleştirilen güzergah izleniyor ve bu sırada JFK'nin eşi Jacqueline Kennedy Onassis kılığındaki bir oyuncu da kara turistlere eşlik ediyor.
Müzede boynunda yağlı urgan olan siyahi çocuk heykelleri, Ku Klux Klan kostümleri, insan derisinden yapılmış abajur, Nazi askerlerinin Yahudilere tecavüz ettiği anların oyuncak bebeklerle canlandırıldığı dioramalar ve daha birçok rahatsız edici eşya bulunuyor.
Müzenin sahibinin karanlık dünyadan birçok bağlantısı bulunduğu için bu eşyalara ulaşabilmiş. Bu isimlerden biri de tarihin en azılı suçlularından biri olan Charles Bronson.
Her sene on binlerce kara turist tarafından katılım gösterilen etkinlikte farklı zamanlardaki farklı savaşlar canlandırılıyor. Her turist atandığı tarafın bölüğüne katılıyor ve savaş için hazırlık aşamasına başlanıyor.
Savaşın canlandırılacağı gün geldiğinde ise bir anda kuru sıkı tabancalar ile çatışma başlıyor. Turistler kendilerine verilen asker rolünü canlandırıyorlar ve yaklaşık 30 dakika boyunca temsil ettikleri ülke için savaşıyorlar.
Kamboçya'yı ziyaret eden kara turistlerin internete yüklediği videolara bakıldığında para verdiğiniz takdirde roketatar bile kullanma imkanına sahipsiniz. Bunun bir şehir efsanesi olduğu düşünülse de gerçekten böyle bir şey var.
Atış alanlarında turistlere kullandırılan silahlar, ordunun silahları ve atış alanından elde edilen gelir orduya katkıda bulunmak için kullanılıyor. Ayrıca atış alanında ekstra para ödeyerek tavuk, ördek, domuz veya inek vurulabiliyor.
Torajalılar ölüleri 'dinleniyor' olarak düşünüyor ve bu nedenle de ölen kişiyi hemen gömmüyorlar. Ölümün kademeli bir şekilde gerçekleştiğine inanan Torajalılar, dinlenme süreci tamamlandıktan sonra cesedi gömüyorlar. Defnetme süreci festival havasında gerçekleşiyor ve kara turistlerin oldukça ilgisini çekiyor.
Gömülen cesetler çıkarılarak tozları alınıyor, temizleniyor ve yeni kumaşlara sarılarak yeniden gömülmek için hazırlanıyorlar. Çevredeki insanlar çürümüş cesetle fotoğraflar çekiliyor ve adak niyetine cesedin bir yerlerine para sıkıştırıyorlar.
insanoğlu özünde vahşi ve kötü bir yaratıktır. alın kanıtları
Çok beğendim ama ateşli silah ile hayvanları vurma kısmı hariç. Bir insan neden böyle bir vahşeti talep edebilir ki ?
Kara turist derken