Radyoaktif Maddeler Onları Geliştirmiş Olabilir mi? Çernobil'deki Hayvanlar Hakkında Şaşırtıcı 11 Bilgi

Çernobil felaketinden neredeyse kırk yıl sonra, yaşam belirtileri bölgeye yavaş yavaş geri dönüyor. Vahşi hayvanların yanı sıra bölgede dolaşan yavru köpekler kalplerimizi bir nebze olsun ısıtıyor. Eleştirmenlerce beğenilen HBO dizisi Çernobil'i izleyen turistler harabelerle selfie çektiriyor. Bir zamanlar sonsuza dek yaşanmaz olduğu düşünülen Çernobil, Jurassic Park'ta dedikleri gibi yaşamın ve doğanın her zaman yeniden doğmanın bir yolunu bulduğunu kanıtlar nitelikte.  

Çernobilin hayvanlar üzerinde birçok kötü etkisinin yanı sıra kısmen iyi olarak adlandırabileceğimiz etkileri de olmuş olabilir mi? Gelin birlikte bir bakalım... 👇

Şu bir gerçek ki; felaket çevreyi harap etti. Açığa çıkan toplam radyoaktif madde miktarı, Hiroşima'nın atom bombalamasında görülenden yüzlerce kat daha fazlaydı.

Ukrayna'daki Pripyat şehrinde Çernobil felaketinin radyasyonu binlerce ağacın yapraklarının pas rengine dönmesine neden olarak çevredeki ormanlara yeni bir isim verilmesine sebep olmuştu: Kızıl Orman. İşçiler sonunda radyoaktif ağaçları buldozerle kesmek zorunda kaldı. Sovyet askerleri Çernobil Bölgesi içindeki sokak hayvanlarını vurmalarını emretti. Bugün uzmanlar, bölgenin bazı bölümlerinin 20.000 yıl daha insanlar için güvensiz kalacağına inanıyor olsa da, çok sayıda hayvan ve bitki türü yalnızca hayatta kalmakla kalmadı, aynı zamanda gelişti de.

İnsan olmadığı için şu anda Çernobil vahşi hayata dönüşmek üzere.

Çernobil felaketi adeta Dünya'nın insanlar olmadan nasıl olacağı konusunda istenmeden de olsa bir deney niteliğinde. Ne kadar az insan olursa doğa o kadar vahşileşir. Guardian'a göre, bölgenin Rusya tarafında yakın zamanda oluşturulan resmi bir doğa rezervi var ve buranın hayvanların insanlara olan korkularını kaybettiği “Avrupa'nın yeniden yapılanmadaki en büyük deneyi” olduğunu iddia ediyorlar.

Çernobil felaket bölgesi çevresindeki ayılar ve kurtların sayısı yakınlarda yaşayan insanları bile geçti.

Biyolog Jim Beasley'e göre, bölgedeki hayvanların, özellikle memelilerin nüfusu, neredeyse faciadan önceki sayılarını aştı. Düşük seviyelerde radyasyon dozu araştırmalara göre faydalı değil ancak en azından bazı hayvanlar için ağır basacak kadar zararlı olmadığı aşikar.

Özellikle kurtlar, uzun mesafeler kat etme eğilimleri artmış ve becerileri gelişmiş gibi görünüyor ve bu da onlara avlanma sırasında yardımcı oluyor. Beasley, Çernobil kurtlarının nüfus yoğunluğunu Amerika'nın Yellowstone Milli Parkı'nda bulunandan önemli ölçüde daha yüksek olarak belirtiyor. Biyolog National Geographic'e 'insanlar etraflarından uzaklaşınca bu potansiyel radyasyon etkilerinden herhangi birini büyük ölçüde gölgede bırakarak vahşileşmelerini sağladı.” diyor.

Nesli tükenmekte olan bir at türü Çernobil sebebiyle yeniden normale döndü.

Ulusal Hayvanat Bahçesi ve Koruma Biyolojisi Enstitüsü, Przewalski atlarını “son gerçekten vahşi at' olarak adlandırmıştı.' Evcilleştirilemeden kaçan atlar. Bir zamanlar Asya ve Avrupa'nın geniş kesimlerinde değişen büyük nüfus sonucunda neredeyse yok olmuşlardı. En son 60'ların sonlarında görülmüş ve “vahşi doğada soyu tükenmiş' olarak ilan edilmişlerdi.

Ancak radyasyonun Çernobil'in vahşi yaşamı üzerindeki etkilerini incelemede uzmanlaşmış İngiliz ekolojistler Mike Wood ve Nick Beresford, Przewalski'nin atının orada yeniden geliştiğini gözlemledi. 1990'ların sonlarında Ukrayna tarafında yaklaşık 30 Przewalski atı serbest bırakıldı ve sayıları 200'den fazlaya yükseldi.

Radyasyon Çernobil'in böceklerinin hepsini öldürmüş olabilir.

Büyük etoburların aksine, böcek ve örümcek sayılarında büyük bir düşüş görüldü. 2009 yılında yapılan bir araştırma, Çernobil çevresindeki belirli yerlerde ne kadar fazla radyasyon varsa, böceklerin nüfusunun o kadar düşük olduğunu gösterdi. Benzer bir olay, Fukuşima nükleer santralindeki 2011 nükleer kazasından sonra da meydana geldi. Kuş, ağustos böceği ve kelebek popülasyonları azalırken, diğer hayvan popülasyonları etkilenmedi.

Mutant geçiren hayvanlar ilk günkü gibi karşımıza çıkabiliyor.

Felaketten etkilenen herkeste olduğu gibi hayvanlarda da önemli genetik değişiklikler meydana geldi. Biyolojik Koruma alanında 2011 yılında yapılan bir araştırmaya göre, bitki ve hayvanlarda Çernobil'in neden olduğu genetik mutasyonlar 20 kat artmıştı. Bölgede üreyen küçük kuşlar diğer türlere kıyasla orantısız etkilere maruz kaldı.

Byrne konuyla ilgili, 'Çernobil'den gelen hayvanların dünyayı kirlettiğini söylemek istemiyorum. Ancak aktarılabilecek herhangi bir mutasyon şekli varsa, dikkate alınması gereken bir şeydir.” diyor.

Mutasyonun sonuçları zaman içerisinde tam olarak yok olmayıp nesilden nesile aktarılabiliyor.

Bu, hep üç gözlü balık veya iki başlı inek olduğu anlamına gelmiyor ancak bölgede bazı tuhaflıklar kaydedildi. Görünüşe göre en ağır genetik hasarlar Dördüncü Reaktördeki patlamadan hemen sonra meydana gelmiş ve aktarılan genlerde hala bulunuyor.

Çernobil radyasyonuna maruz kalan insanlarda da (özellikle çocuklarda) tiroid kanseri oranlarının yükseldiğine dair kanıtlar var. Science dergisinde yayınlanan bir araştırma, radyasyona maruz kalmanın bir sonucu olarak genetik mutasyonlar yaşayan ebeveynlerin neyse ki bu mutasyonları çocuklarına aktarmadığını gösteriyor.

Hayvanların yediği doğal yiyeceklere geçen radyoaktif maddeler kötü sonuçlara yol açtı.

Maalesef bazı hayvanlar faciadan orantısız bir şekilde etkilendiler.  Örneğin tarla fareleri, mantar yemeyi çok seven sevimli küçük bir kemirgen türüdür. Ne yazık ki, bazı mantar türleri, zararlı maddeyi aç tarla farelerine aktararak ölümlerine sebep oldu. Ve radyasyonun zararlı etkilerini çeşitli şekillerde gösteriyor gibi görünüyorlar: Bazılarında ise yüksek katarakt oranlarına rastlanıldı.

Kuşların doğurganlıkları ciddi şekilde etkilendi.

Bölgedeki kırlangıçların, muhtemelen radyasyona bağlı genetik mutasyonların bir sonucu olarak, yüksek seviyelerde kısmi albinizm gösterdiği tespit edildi. Daha yüksek radyasyon seviyelerine sahip alanlarda görünüşte daha küçük beyinli, daha az üreme yeteneğine sahip ve tür çeşitliliği ve bolluğunun azaldığı kuş popülasyonlarına yol açtı. Yani Çernobil'in hayvanlarının hikayesi, çorak bir arazide yaşam savaşı vermekten çok daha fazla.

Köpekler radyasyondan pek etkilenmeyen şanslı türlerden biri.

Bölgenin 27 Nisan 1986'daki tahliyesi sırasında sahipleri tarafından terk edilen köpeklerin torunları olan yüzlerce köpek mevcut. 

2018 ve 2019'da, bir dizi köpeğin güvenli radyasyon değerlerine sahip olduğu tespit edildi ve birkaç düzinesi evlat edinildi.

Çernobil köpeklerinden bazıları o bölgede yaşayan insanlar tarafından evlat edinildi. Bunu yasaklayan yasalara rağmen, aslında yetkililerin zımni iznine sahip pek çok insan hala orada yaşıyor.

Çoğunlukla yaşlılar ve kadınlardan oluşan bu nüfus nükleer felaketten önce bölgede yaşıyordu ve gidecek başka yerleri yoktu. Radyasyonun etkileri onlarda da hala görülmeye devam ediyor.  Potansiyel risklerinin ise ne olacağı zamana kalmış bir mevzu. 

Siz bir faciadan sonra bulunduğunuz bölgede kalmaya devam edebilir miydiniz?

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Yıllardır Bizi Duyamadıkları Düşünülüyordu: Yeni Bir Araştırmaya Göre Yılanlar Çığlıklarımızı Duyabiliyor!
İnsan Eliyle Gerçekleştirilmiş En Büyük Felaket: Çernobil Faciası Hakkında 21 İlginç Bilgi
Uyumadan Önce Okumayın! Çernobil Faciası ile İlgili Daha Önce Hiçbir Yerde Duymadığınız Birbirinden Ürkütücü 21 Gerçek

Popüler İçerikler

Demet Akalın 'Laiklik' Açıklamasıyla Gündem Olan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e Ateş Püskürdü!
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı