Marcus Graf Yazio: Radyo ve Ötesi

Daha yapılacak çok şey var! Sanatla kalın...

70'li yıllarda oldukça sık radyo dinleyerek büyüdüm. Evimizde en az bir ve mutfağımızda mutlaka radyo bulunurdu. Tatilde sahile giderken yanımıza radyomuzu da alırdık ve arabamızda da bir radyo muhakkak olurdu. Anteni gökyüzüne bakan bu küçük kutudan gelen sesleri dinlemeyi severdim. Bir fener balığı misali müzik ve haber dinlemek kadar sesli kitap ve radyo tiyatrolarından gelen sesleri dinlemek de ilgimi çekerdi.

Ergenlik dönemimde uykusuzluk problemi yaşamıştım. Saatlerce uykuya dalamıyor ve karanlık odamdaki uzandığım yatağımdan tavana bakıyordum. Aklımdan geçen düşünceleri bir türlü durduramıyor ve sürekli bir yenisini üretiyordum. Geçirdiğim bu zorlu süreçte geceleri radyo müptelası oldum ve aynı zamanda DJler, haber sunucuları ve haberler benim uykuya dalmama yardımcı oldu. Şimdilerde adeta bir bebek gibi uyuyorum ama Eislive, WDR ve WDR5'e müteşekkirim.

Hâlâ radyo dinlemeyi seviyorum ve bence video, radyonun etkisini azaltmıyor. Gün geçtikçe birçok yeni medya hayatımıza girdi ama ondan çeşitli şeyler öğrendiğim radyo her zaman açık ara farkla yerini korumaya devam etti.

Radyo sayesinde birçok farklı konu hakkında uzmanlardan yeni şeyler öğrendim. Yeni şarkılar keşfettim ve dünyada olan bitenleri anlatan haberleri takip ederek güncel kaldım. Kulağa nostaljik geldiğinin farkındayım, doğru... Ama dediğim gibi video radyoyu indirgemiyor. Tabii radyo hala bitmiş değil.

Son zamanlarda yeni bir radyo varyasyonu olan podcastleri keşfettim. Podcast, radyonun internet versiyonu. Bu bağlamda radyonun daha demokratik bir hali diyebiliriz çünkü podcast üretmek ve paylaşmak oldukça kolay. Telefonunuzdan, dijital kayıt cihazından, benim tavsiyem olan Zencaster adlı programdan ya da Zoom ve Google Meet gibi çeşitli konferans programlarından kayıt alabilirsiniz. Kaydınızı Spotify, I-Tunes ya da Google Podcasts'e yükleyebilir ve yüzlerce, binlerce ve hatta milyonlarca insana ulaşma şansı yakalayabilirsiniz. İşte bundan dolayı da podcastler, sanat ve kültür sektöründe son derece popüler bir ara buluculuk ve iletişim aracı oluyor.

Bir projenizi, kitabınızı, festivalinizi ya da serginizin reklamını bu vasıtayla yapabilirsiniz. Hedef kitlenizi genişletmek için eğitici sanat programları yürütebilir veya kültürel girdilerinizle eğlence dünyasına değer katabilirsiniz.

Konuk olarak katıldığım ilk Podcast Hatice Utkan ve Ece Peliter'in 'Onlar Gibi Düşünelim' adlı podcastiydi.

www.instagram.com

Step İstanbul sponsorluğunda gerçekleştirilen program, önemli sanat uzmanlarıyla ilgi çekici röportajlar düzenleyerek izleyicilere ilham vermeyi amaçlıyordu.

Sadece bir telefon ve iki adet mikrofon düşüncelerinizi aktarabilmek için yeterli. Kaydedilip arşivlendikten sonra her yer ve zamandan geniş bir dinleyici kitlesine ulaşabiliyorsunuz. Podcastler evrensel olarak erişilebilen, mekansız ve zamansız kamuoyuna açık anılar. Benim de bu üretkenlik ve düşüncelerinizi bahsettiğiniz podcasti dinleyen ve ilgisini çeken diğer insanlarla bu kadar kolay bir biçimde aktarma rahatlığı oldukça ilgimi çekti.

Halihazırda ben de iki farklı podcast üretiyorum. Bunlardan birinin adı 'Forum Cultura'.

www.instagram.com

'Forum Cultura' Yeditepe Üniversitesi'nin Yeditepe Podcastleri adlı geniş Podcast ağında Sanat ve Kültür Yönetimi Bölümü tarafından üretilip paylaşılıyor.

Ürettiğim diğer program ise alternatif ve bağımsız bir sanat programı olan 'Pod Kırmak'. Sanat ve kültür Podcast'leri sahnesinin derinliklerine indikten ve medyayı öğrendikten sonra birçok ilginç ve yararlı programı keşfettim: Akbanksanat, IKSV, Tasarım Bienali Sohbetleri, 16. Istanbul Biennial, Sakıp Sabancı Müzesi, TEDx Istanbul, Bilim ve Sanat Üzere, Açık Radyo, #PSMyleKa, Biyografik Bilim, ve Çağdaş Sanat ve İyi Yaşam. Sanat ve kültür ile ilginlenenler mutlaka bu yeni platformlara göz atmalı.

Siz de podcast üretmeyi düşünüyor olabilirsiniz. Hemen yapın! Dünya hakkındaki düşüncelerinizi ve duygularınızı ne kadar çok insan paylaşırsa, dünya o kadar çeşitli ve hümanist bir yer haline gelir. Ayrıca podcast kapitalist ana akımın dışında radyo ve kitle iletişimi için evrimsel bir adım anlamına gelir. Yani anlayacağınız radyonun şekli değişti ama ruhu hala bizimle. Sen çok yaşa radyo!

Popüler İçerikler

Araştırmaya Göre, Erkeklerin Evlendikten Sonra IQ Seviyeleri Büyük Oranda Düşüyor
Skandal Bir Olayla Gündeme Gelmişti: Patiswiss'in Yeni CEO'su Belli Oldu
Futbol Yatırımlarına Devam Ediyor: Hull City'nin Sahibi Acun Ilıcalı Yeni Bir Kulüp Satın Alıyor
YORUMLAR
16.12.2020

Radyo dinlemeye gidiyorum ben :)

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ