Psikopat Olup Olmadığınızı Anlamak İçin Kendinize Sormanız Gereken Tek Soru

İşte bilim insanlarının yakın zamanda antisosyal kişilik bozukluğunu tespit etmek için ürettiği o soru:

1. Önce kısaca antisosyal kişilik bozukluğunu açıklayalım:

Psikopati, tespit edilmesi en zor olan kişilik bozukluklarından bir tanesidir. Psikopatlar dışarıya iyi niyetli, normal, hatta çekici görünebilirler ancak bu kişiler derinde vicdan ve empati eksikliği yaşarlar. Sahip oldukları bu özellikler de manipülatif, dengesiz ve kimi zaman suça eğilimli olmalarına yol açar.

2. Antisosyal Kişilik Bozukluğu'na sahip insanlar, eğilimlerine bağlı olarak çok iyi de, çok kötü de olabilirler.

Psikopatlar genellikle yaratıcı, impülsif, asi, duygusal anlamda esnek, başarılı ve üretken insanlardır; fakat kimi zaman da problem ve drama yaratan, oldukça bencil insanlara dönüşebilirler.

3. Peki bir psikopat olup olmadığınızı nasıl anlarsınız?

Bu sorunun cevabını elbette bir psikiyatriste görünmeden veremezsiniz; vermeniz doğru olmaz. Ancak Oxford Üniversitesi psikologlarından Kevin Dutton, bir insanı psikopat yapan özelliklerin tümünü tek bir soruyla anlayabileceğimiz görüşünde.

4. Bir öncül soruyla başlıyoruz:

Bir trenin son süratte yaklaşmakta olduğunu görüyorsunuz ve trenin ilerlediği rayların üzerinde mahsur kalmış beş insan var. Neyse ki yanınızda bir kol duruyor ve o kolu çekerseniz tren yolunu değiştirecek ve bu beş insan kurtulacak. Ancak bu durumda da, trenin ilerleyeceği yeni yolun üzerinde mahsur kalmış bir insan yaşamını yitirecek.

5. Böyle bir durumda kolu çeker miydiniz?

Kolu çekerseniz bir, çekmezseniz beş insan ölecek. Bu durumda verilebilecek mantıklı karar, daha çok insanın yaşamını kurtarmak için kolu çekmektir ancak yine de siz, kolu çekerek tek bir insanı bilinçli olarak öldürmüş olursunuz. Korkmayın, insanların büyük bir kısmı kolu çekeceğini söylüyor. Esas soru şimdi geliyor...

6. İkinci soru da benzer bir süreci tasvir ediyor. Ancak tek bir farkla:

Söz konusu tren yine yaklaşıyor ve raylarda mahsur kalmış beş insan var; ancak bu kez çekebileceğiniz bir kol bulunmuyor. Bunun yerine yanınızda, önceden hiçbir iletişiminiz olmayan iri yapılı bir insan duruyor. Eğer bu insanı rayların üstüne iterseniz tren onu ezip duracak ve beş insan kurtulacak. O insanı trenin önüne iter miydiniz?

7. Her iki durumda da, daha fazla insanın hayatını kurtarmak için bir insanı öldürme kararı vermeniz gerekiyor.

Ancak ilk durum kişisel olmayan bir ikilemle ve yapılacak mantıklı bir seçimle ilgiliyken, ikinci durumda işin içine kişisel bir ikilem, güçlü bir empati duygusu ve insanların siz ve davranışınız hakkında ne düşüneceklerini dert eden bir düşünce yapısı giriyor. Bu sebeple psikolog Kevin Dutton, ikinci senaryoda yanında duran kişiyi raylara itmeyi seçen insanların antisosyal kişilik bozukluğuna sahip olmalarının yüksek bir ihtimal olduğunu belirtiyor.

8. Dutton, bu örnekten yola çıkarak psikopatların can almak kadar, hayat kurtarabilecek potansiyele de sahip olduklarını belirtiyor.

Evet, antisosyal kişilik bozukluğu'na sahip insanların çoğu böyle bir durumda yanındaki insanı raylara itmeyi tercih ediyor ancak sizin de bu tercihi yapmanız kesinlikle psikopat olduğunuz anlamına gelmiyor. Buradaki önemli nokta, böyle bir durumla karşılaştığınızda empati duygusunu ikinci plana atıp mantıklı bir karar mı verdiğiniz, yoksa empati duygusundan hepten mi yoksun olduğunuz.

9. Bu sebeple söz konusu iki olay üzerinden hareket ederek antisosyal kişilik bozukluğunu belirlemeye çalıştığımızda bir başka kıstasla daha karşılaşıyoruz.

İlk durumda yapacağımız seçim beynimizin prefrontal korteksini ilgilendiriyor ve 'soğuk empati' adı verilen muhakeme ve rasyonel düşünme süreçlerini kapsıyor. İkinci durumda yapacağımız seçim ise beynin amigdala adı verilen duygu ve 'sıcak empati' merkezini ilgilendiriyor ve bir başkasının hissettiklerini hissedebilme kapasitemizi ortaya koyuyor.  Antisosyal kişilik bozukluğuna sahip olan insanlar genellikle bu iki olay arasında bir fark göremiyorlar. Onlar için her iki durumda da bir insan ölmekte ve beş insan kurtulmaktadır. Gerçekten de objektif bir gözle bakıldığında yaşanan olay aynı olsa da, bu iki olay arasında fark görmemek önemli bir zihinsel farklılığa işaret ediyor.

10. Psikolog Dutton'a göre, kişisel olmayan ikilem durumunda psikopat olan ve olmayan insanların düşünce süreci ve davranışlarında en ufak bir fark yok.

Konu esas olarak ikinci hikayeye geçtiğimizde değişmeye başlıyor. Dutton'ın konu hakkındaki  ifadeleri şu şekilde:

'Sizi bir beyin tarayıcısına bağladığımı ve bu iki durumu size sunduğumu düşünün. Konu, kişisel olmayan ikilem olduğunda tüm insanlarda aynı görüntüleri elde ederdim; ancak kişisel ikileme geçtiğim zaman beyninizin duygu merkezi olan amigdalanın ve ona bağlı beyin devrelerinin parladığını gözlemlerdim. Tarayıcıya antisosyal kişilik bozukluğuna sahip birini bağladığımda ise hiçbir fark görmezdim; iki durum üzerine konuşurken de beynin aynı noktaları aktive olurdu.'

İşte Kevin Dutton'ın konuyu anlattığı video. (Türkçe Altyazılı)

Popüler İçerikler

Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'dan Derbi Öncesi Çok Konuşulacak Açıklama: ''Hakemlerle İlgili Kaygım Var''
Elini Bir An Olsun İrem Helvacıoğlu'nun Omzundan Çekmeyen Ural Kaspar'ın Gergin Tavırları Tepki Çekti!
Köylü Fenomenlerin İçerik Kavgası Tartışma Yarattı
YORUMLAR
25.06.2016

Ulan ben o anki heyecanla adamı itmeyi unutup kendim düşerim kesin trenin önüne kendim ölürüm. Malım ben.

27.06.2016

PRENSİP OLARAK TRENDEN VE TREN RAYI ÇEVRELERİNDEN UZAK DURUYORUM. BENİ BAĞLAMAZ BU KONU.

25.06.2016

ikinci soruya itmem dedim niye mi adam iri yarıymıs itemezsem o adam agzıma sıcar bu arada ben mantıgımı sikeyim

TÜM YORUMLARI OKU (53)