Psikolojiye Göre Sürekli Yorgun Olmak Ne Anlama Geliyor?

Gece boyunca yedi ya da sekiz saat uyunduğu halde sabah yataktan halsiz kalkmak oldukça yaygın görülüyor. Uzmanlara göre yorgunluk ile uykulu olmak aynı anlama gelmiyor. Enerji eksikliği, her zaman uyku süresiyle bağlantılı olmuyor. Psikoloji ve tıp dünyası, kronik yorgunluğun çok katmanlı nedenlere sahip olduğunu vurguluyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar, konunun sandığımızdan daha karmaşık olduğunu gösteriyor.

Kaynak 1, Kaynak 2

Yorgunluk ve uykulu olmak aynı şey değil

Davranışsal uyku tıbbı alanında çalışan klinik psikolog Shelby Harris, yorgunluk ile uykululuk kavramlarının sıklıkla karıştırıldığını ifade ediyor. Uykululuk, uyuma ihtiyacıyla tanımlanırken; yorgunluk, enerji eksikliği ve zihinsel tükenme hissiyle ortaya çıkıyor. Psikolojik yorgunluk yaşayan kişiler uyumak istese bile gevşeyemiyor.

Aile hekimi Rosalind Adam, sürekli yorgunluk halinin sağlık sistemlerinde ayrı tanımlandığını belirtiyor. İngiltere Ulusal Sağlık Sistemi, durumu 'TATT' olarak sınıflandırıyor. Adam’a göre tablo çoğu zaman duygusal baskı, stres ve zihinsel yükle ilişkili ilerliyor. Klinik tabloya eşlik eden bedensel hastalık görülmese bile kişi kendini tükenmiş hissedebiliyor.

Psikoloji alanındaki çalışmalara göre depresyon, her zaman yoğun üzüntüyle seyretmiyor

Enerji düşüklüğü, isteksizlik ve sürekli yorgunluk, depresif belirtiler arasında kabul ediliyor. Uzmanlar, sabahları yataktan kalkmakta zorlanma ve gün boyunca ağırlık hissinin önemli sinyaller taşıdığını vurguluyor.

Anksiyete tarafında ise tablo farklı ilerliyor. Zihin sürekli tetikte kalıyor, gevşeme gerçekleşmiyor. Gün içinde yoğun düşünme hali, akşam saatlerinde bile devam ediyor. Uyku süresi yeterli olsa bile zihinsel sistem kapanmıyor. Psikoloji literatüründe durum, 'dinlenemeyen zihin' olarak tanımlanıyor.

Uzmanlara göre kronik stres, yorgunluğun en sık rastlanan nedenlerinden sayılıyor

Washington Üniversitesi’nden davranış uzmanı Christopher Barnes, modern yaşamda yorgunluğun önemli bölümünün zihinsel kaynaklı ilerlediğini söylüyor. Sürekli karar verme, performans baskısı ve odaklanma zorunluluğu, bilişsel enerjiyi hızla tüketiyor. Bu süreçte beden dinlense bile zihin kendini güvende hissetmiyor.

Ulusal Sağlık Enstitüsü’nde görev yapan nörobilimci Vicky Whittemore, kronik stresin beyinde alarm sistemini sürekli açık tuttuğunu aktarıyor. Kortizol düzeyinin uzun süre yüksek kalması, dinlenme hissini baskılıyor. Uyku psikoloğu Daniel Jin Blum ise tehdit algısı sürdüğü sürece gerçek dinlenmenin mümkün olmadığını belirtiyor. Zihin sakinleşmediğinde enerji yenilenemiyor.

İlginizi çekebilir:

Telefonda Ekranın Üstünde Çıkan Yeşil Nokta Ne Anlama Geliyor?
Dünyanın En Önemli Keşfi Seçilen Karahantepe Hakkında Neler Biliniyor?
Emekli Maaşıyla 20 Yıldır Dünyayı Geziyor: Yıllardır Valizle Yaşıyor
İçeriğin Devamı İçin Tıklayın

Popüler İçerikler

Saran’dan Sonra Okan Buruk mu? Gazeteci Sevilay Yılman’dan, Ela Rümeysa Cebeci Skandalında Okan Buruk İddiası
Türkiye’de Pazar Günü Tüm Zincir Marketlerin Kapatılması İçin Anlaşmaya Varıldı
TMSF Programı Yayından Kaldırdı: Okan Buruk İddiasının Ardından Show TV, Sevilay Yılman'ın İşine Son Verdi!