Sürekli açık ekranlar, sınırsız içerik akışı ve geç saatlere uzayan sosyal etkileşimler biyolojik ritmi zorluyor. Araştırmalar, gece yarısından sonra uyanık kalan kişilerde olumsuz duygu yoğunluğunun arttığını gösteriyor. Tubbs ve çalışma arkadaşları, gece saatlerinde riskli davranış eğiliminin yükseldiğini; yoğun yeme isteği, dürtüsel kararlar ve karamsar düşüncelerin daha sık görüldüğünü aktarıyor.
Beyin, gece saatlerinde dinlenme ve onarım sürecine geçmek isterken uyanıklık devam ettiğinde zihinsel denge bozuluyor. Gün boyunca taşınan stres yükü, sessiz saatlerde kontrolsüz şekilde açığa çıkıyor.
Psikoloji literatüründe gece düşüncelerinin artması; bastırma, yorgunluk ve biyolojik ritim bozulmasının ortak sonucu olarak değerlendiriliyor.