Psikolojik Korku Türünün En Yeni Eserlerinden Biri Olan: "Gözcüler"

İrlandalı yazar A.M. Shine imzalı The Watchers’ın Türkçe baskısı Gözcüler ismiyle Floki Yayınları tarafından yayımlandı. Ishana Night Shyamalan tarafından aynı adla sinemaya uyarlanan ve Dakota Fanning'in başrolünü üstlendiği filmle de dikkat çeken bu eser, doğaüstü halk masallarını seven okurları karanlık, gizem ve hayatta kalma mücadelesiyle dolu gerilimli bir yolculuğa çıkarıyor.

Hikâye, Mina’nın haritada bile olmayan tuhaf bir ormanın kıyısına vardığında arabasının bozulmasıyla başlar.

Garip seslerin eşliğinde geceyi arabasında geçirmek zorunda kalan Mina, ertesi sabah elinde kuş kafesiyle ormanın derinliklerine doğru yürümeye başlar. Her şeyin yolunda olduğu ve endişelenecek bir şey olmadığı hissiyle ormanda ilerleyen Mina, bir ışık görüp koşması söylendiğinde hayatının sonsuza dek değişeceğinin farkında değildir. Kendini cam duvarlı, elektrik ışığıyla aydınlatılan bir odada yabancılarla kapana kısılmış halde bulan Mina, dışarıdan yükselen ürkütücü çığlıklar ve cama pençeleriyle vuran gözcü denilen yaratıklarla yüzleşmek zorundadır. Bu yaratıklar neden onları hapsediyor ve bu ormandan kaçmak mümkün mü?

Psikolojik korku türüne unutulmaz bir giriş yapan Shine, ürkütücü vahşi doğanın arka planında bilinmeyene duyulan korkuyu keşfederek insan ruhunun derinliklerine inmeyi başarıyor. Kitapta, her biri kendi şeytanıyla boğuşan karakterlerle tanışıyoruz. Özellikle Mina'nın içsel kargaşası, karakterine derinlik katıyor ve okuyucuyu onun yaşadığı dehşeti hissetmeye zorluyor. Karakterler arasındaki ilişkiler, gerilim ve dile getirilmeyen duygularla örülü, bu da hikâyenin gerilimini artırıyor.

Shine, sessiz dehşet anlarıyla şok edici korku patlamalarını ustalıkla dengeleyerek okuyucuyu romanın içine çeken bir atmosfer yaratıyor. Gerilim unsurlarını büyük bir ustalıkla kullanan yazar, okuru bir sonraki dönüm noktasını beklerken diken üstünde tutmayı başarıyor.

Romanın atmosferik ortamı, karmaşık karakterleri, tematik derinliği; izlenme düşüncesi, paranoya ve bilinmeyene duyulan korku gibi unsurlarla birleşerek psikolojik korku sevenler için akıllardan çıkmayacak, tüyler ürpertici ve düşündürücü bir deneyim sunarken Shyamalan'ın görselleri kitapta uyandırılan korkudan yoksun ve bu da bu türden kitapların filme ne kadar iyi aktarılabildiğini sorgulatıyor.

Shyamalan ormanın ürkütücü güzelliğini yakalamış, gölgeler ve ışık kullanımıyla gergin, tedirgin edici bir atmosfer yakalamayı başarmış.

Yarattığı bu atmosfer sinematografik açıdan gayet başarılı ama iş hikâyeye geldiğinde durum biraz değişiyor. Kitabın aksine derinliği vermek için daha fazla bilgi ve karakter gelişimine ihtiyaç duyuyor gibi.

Hikâye, olayları tahmin ettiğinizi düşünseniz bile hiç beklemediğiniz yerlere gidiyor. Her gece ışıklar yandığında gözcülerin geri döneceğini bilmek ve ormanın karanlığında çığlık çığlığa gezinen yaratıklarla yüzleşmek nabızları hızlandırıyor ve kitabı okurken Shine bizi bölümden bölüme küçük bir umutla yönlendirmeyi başarıyor. Bunu çok iyi işlediği de kesin. Klostrofobik ortamdaki ürkütücü atmosferi ve gergin duyguları okurken hissediyorsunuz.

Sonuç olarak ürkütücü bir hikâye üzerine benzersiz yaklaşımlar sunan Gözcüler ile Shine, detaylı anlatımı ve karakter derinliğiyle övgüyü hak ederken Syhamalan’ın sadece görsel olarak filmde çarpıcı ve gergin bir atmosfer yaratmada başarılı olduğu söylenebilir.

Görsel hikâye anlatımının anlık etkisinden çok yazılı kelimenin derinliğini tercih ediyorsanız Gözcüler romanı mutlaka kütüphanenizde yerini almalı.

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Narin Cinayetiyle İlgili "Aile Bizim Dostumuz" Diyen AK Parti Milletvekili ile Salim Güran Aynı Karede
Esra Erol'da "Tek Suçum Güzel Olmak" Sözüyle Tanınan Yazgül Estetikle Başka Biri Oldu!
Kayserili Damat Adayı Gelinin Düğünden Önce Talep Ettiklerini Duyunca Arkasına Bakmadan Kaçtı