Herkes kadar sizin de saygı duyulmayı hak ettiğinizi düşünüyor ancak insanlardan uzun süredir beklediğiniz o saygıyı göremiyor musunuz? Bu konuda biraz yardıma ihtiyacınız varsa bilmenizi isteriz ki; biz her zaman olduğu gibi yine buradayız. 🙂
Gelin sizlerle insanların size duydukları saygıyı arttırmanıza yardımcı olacak bazı ipuçlarına birlikte göz atalım. Kim bilir, yeni güne bambaşka bir insan olarak uyanabilirsiniz... 👇
Ancak sanılanın aksine korku her zaman saygıyı da beraberinde getirmez. İnsanların size baktığında saygı duyabilmesi için onlara kendilerinin arayıp bulabileceği sebepler vermelisiniz.
Saygı ile ilgili ilginç olan şey de budur. Bu, insanların belirli bir varoluş biçimine verdikleri otomatik bir tepkidir. Peki nasıl oluyor da insanların birbirine gösterdiği saygı düzeyinde farklılıklar olabiliyor? Gelin, bu farklılıkların altını çizerek size hak ettiğinizi düşündüğünüz saygıyı göstertecek psikolojik hilelerden bazılarına birlikte göz atalım...
Zamanınızı nasıl değerlendirdiğiniz nasıl bir insan olduğunuz hakkında çok şey söyler. Zamanına değer veren insanlar doğal olarak bize daha değerli görünürler. Tıpkı Charles Darwin'in de dediği gibi;
'Hayatının bir saatini bile boşa harcamaya cüret edebilen biri, hayatın değerini anlamamıştır.'
Ayrıca zamanınıza verdiğiniz değeri sizin kadar önemsemeyen insanlara karşı ise hesap sormaktan da çekinmemelisiniz. Bunu yaptığınızda, zamanınızın değerli olduğunu anlayacak ve bunun için size daha fazla saygı duyacaklardır.
İnsan davranışları araştırmacısı Vanessa Van Edwards'a göre, insanların size karşı olan ilk izlenimi, ilk etkileşim sırasında gerçekleşmez. Aksine sizinle konuşsunlar ya da konuşmasınlar; insanların size dair izlenimleri, gözlerini size kestirdikleri anda gerçekleşir.
Çoğu farkında olmasa da, kendine güven duymayan insanlar bir yerde bulunmaya hakları yokmuş gibi bir hava yaydıklarında başkaları tarafından kolaylıkla fark edilebilirler. Daha da açık olmamız gerekirse; içerilerinde hissettikleri korkuyu ve güvensizliği dışavurmuş olurlar.
Bunu yapmanız insanların kendinize olan güveninizi görmesini sağlayacak ve o anda onlarla birlikte olmaya hakkınız olduğunu düşünmelerine yardımcı olacaktır. Yapacağınız çok önemli bir sunum öncesi duyduğunuz korku ve endişe hissini hatırlayın. Etrafta kendinize duyduğunuz güven ile salınmanız ve yapacağınız sunum konusunda kendinize olan inancınızı ortaya koymanız, ister istemez insanların ilgisini çekecek ve olduğunuz kişiye saygı duymalarını sağlayacaktır.
Çoğu kişi günlük hayatında insanlar üzerinde bırakmak istedikleri izlenim konusunda yeterince bilinçli değildir. Bu yüzden de konuşurken kekeler ve kelimeleri yutarlar.
Kendinden emin söylemler içerisinde bulunan insanlara saygı duymayı yeğleriz. Bu nedenle insanların size ve söyleyeceğiniz şeylere saygı duyması için sesinizi yüksek tonda tutmayı tercih etmek isteyebilirsiniz. Ayrıca konuşurken insanların gözlerinin içine bakmalı ve sözünüzü kesmeye çalıştıklarında ise onları uyarmalısınız. Unutmayın; kimse gerçekten saygı duyduğu bir insanın sözünü kesme cesaretini kendinde bulamaz.
Bazı insanlar kiminle birlikte olduklarına bağlı olarak değişen değerlere sahiptiler. Örneğin; kimileri içki içmediklerini söyleyebilirler ancak içki içen arkadaşlarıyla birlikte olduklarında gruptaki tuhaf kişi olmamak adına bu presiplerinden ödün verirler.
Bu değerler çatışması dürüstlük eksikliği olarak adlandırılır. İşte prensiplerinizin arkasında durduğunuzda ve durumdan duruma değişen bir karakter sergilemediğinizde yalnızca insanların saygısını değil; kendinize olan saygınızı da bir noktada kazanırsınız.
İşte dürüstlük bu noktada önem kazanır. Amerikalı yazar Brian Tracy'nin Öz Güvenin Gücü adlı kitabında yazdığı gibi;
'Duyulan öz güvenin, cesaretin ve benlik duygusunun temeli; kişinin kendi dürüstlük çatısı altına inşa ettiği o içsel güven duygusuna ve tutarlı bir insan olarak her durumda kendisini disipline edebildiği o anlayışa dayanır.'
Çoğu insan gibi siz de içinden çıkılması zor olan o konuşmaları sinir bozucu buluyor olabilirsiniz. Ancak bu tarz durumlarla başa çıkmak ve fikrinizi savunmak yerine köşenize çekilirseniz, insanların sizi hafife almaları için bir fırsat yaratmış olursunuz.
Peki ya sırf kabul görebilmek ya da sevilmek adına köşesine çekilenler? Beğeni peşinde koşan insanlar, kimseyi kırma riskini asla göze almayacak olan muhtaç insanlardır. Saygı ise farklıdır. İşte bu noktada sevilmeyi değil, saygı duyulmayı hedeflemelisiniz. İkisi farklı şeylerdir. Bazen hak ettiğiniz saygıyı görebilmek için karşınızdaki insanları gücendirmeniz de gerekebilir ancak işin doğası böyledir.
Güçlü ve kontrol sahibi bir karaktere sahip olduğunuzu göstermenin yegane yollarından birisi de duraksamalarınızı lehinize olacak şekilde yönetebilmenizdir. Gelin bunu örneklerle açıklayalım;
Konuşmanıza başlamadan önce bulunduğunuz çevreyi ve dinleyicilerinizi hiçbir şey demeden şöyle bir süzmeniz, duruma tamamen hakim olduğunuzun imajını kolaylıkla dışarıya yansıtacaktır. İşte duraksamanın gücü de kendini burada belli eder!
Diyelim ki bu yemek sırasında sohbeti siz yönlendiriyorsunuz ve bir noktada sessizliğinizi koruyarak karşınızdaki insanın gözlerinin içine içine doğru bakıyorsunuz. Eğer karşınızdaki insan size ilgi duyuyorsa muhtemelen çabucak kendini mahcup hissedecek ve sohbeti devam ettirebilmek adına yeni bir konu arayışına girecektir. Bu ise karşınızdaki insanı etkilemekle aşırı ilgilenmeyen birisi olduğunuzu izlenimini kolaylıkla yansıtacaktır.
Diyeceğimiz o ki; sessiz anlarla kendinden emin bir şekilde başa çıkmayı öğrenerek bu ve benzeri senaryolarda karşınızdaki insanın saygısını kolayca kazanabilirsiniz.
Siz bu ipuçları hakkında ne düşünüyorsunuz? İnsanların saygılarını kazanmak için kendinize ait yollarınız da var mı? Lütfen yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın... 👇
Ve son olarak arkadaşlar benim hatama düşmeyin ve sürekli her kelimeyi geyiğe çevirme aşkıyla yanıp duran manyak bir zihne sahipseniz onu insan içine çıkarmayın tarlasında yar yar gelin olması lay lay...
Saygı duyulan insan olmaya çabalamak yorar insanı ,herkes tarafından saygı görülmeyi bırakın hakaret bile yiyebilen bir toplumda yaşıyoruz.Hiç duruşuna ,asaletine güvenme bazı insanlar memnuniyetsizdir.İlla biri gelip keyifini kaçırır.Ne mi yapıcaksın kimseyi memnun edemiyeceğinin ,herkes tarafından saygı göremeyeceğinin bilincinde olup kendini kasmayacaksın.Herkes bir değil çünkü hastası da var akıllısı da var bu toplumda sen delinin önünde 40 takla atsanda hani 41i niye atmadın der.