Yıllardır ilişkilerin tarifinde romantizm, tutku ve sürprizler öne çıkarılıyor. Oysa çift terapisi alanında çalışan John ve Julie Gottman’ın uzun soluklu araştırmaları bambaşka sonuçlara işaret ediyor. Dört binden fazla çiftle yürütülen çalışmalarda, sağlıklı ilişkilerin gösterişli anlarla değil, günlük davranışlarla güçlendiği ortaya çıktı. Uzmanlara göre uzun süre mutlu kalmanın ardında üç temel yetkinlik yer alıyor.
Gottman çiftinin çalışmalarında göze çarpan en belirgin ortak nokta, partnerler arasında tartışma sonrasında yapılan 'onarım' davranışları. Kırıcı bir sözün ardından devreye giren küçük bir gülümseme, yumuşayan bir ses tonu ya da kısa bir özür, ilişkiyi yeniden güvenli alana taşıyor.
Araştırmalara göre güçlü birlikteliklerde taraflar tartışmayı kazanmayı değil, yakınlığı korumayı hedefliyor. Bu nedenle sorun yaşandığında değil, sorun çözüldüğünde bağ güçleniyor.
Uzmanlar, bir tartışmanın ilişkiye zarar vermemesi için olumsuz tepkiye karşılık en az beş olumlu etkileşimin görülmesi gerektiğini aktarıyor. Bu olumlu davranışlar abartılı jestler değil; bir bakış, kısa bir “anlıyorum”, yumuşak dokunuş gibi basit işaretler.
Yıllar sonrası yapılan takiplerde, bu dengeyi koruyan çiftlerin hala birbirine bağlı olduğu tespit edildi. İlişkilerde yakınlık, tartışmayı yok eden etkisiz çözümlerle değil, tartışırken bile korunan saygıyla devam ediyor.
Partnerin ihtiyaçlarını duyup küçük uyumlar yapmak, ilişkide adalet ve güven hissini artırıyor. Ses tonunu yumuşatmak, planı partnerin rahat edeceği şekilde düzenlemek, hassasiyetlere göre hareket etmek bunun en net örnekleri.
Psikologlara göre birliktelikler büyük fedakarlıklarla ayakta kalmıyor. Günlük hayatta yapılan küçük esneklikler, uzun vadede güçlü bir bağ yaratıyor. 'Ben böyleyim, değişmem' yaklaşımının ise ilişkiyi yavaş yavaş zayıflattığı görülüyor.
bireyselciliğin olmaması