Psikopatlar deli değildir; ne yaptıklarının ve bu eylemlerin sonuçlarının tamamen farkındadırlar.
- Franklyn Froidevaux
Birçok filmde görmeye alışkın olduğumuz katil karakterlerle sarsıcı bir yolculuğa hazır olun! Sizin için dizi ve filmlerde hafızalara kazanan psikopat karakterleri derledik. İçeriğin sonunda delirmemek için hemen gerçek dünyaya dönmenizi tavsiye ediyoruz.
İyi seyirler.
Stanley Kubrick’in distopik bir dünya anlatımı olan Otomatik Portakal filmindeki Alex şiddet bağımlısıdır. Sırf eğlence için masum insanları soyan, tecavüz eden ve onlara saldıran bir sosyopat olan Alex'i Malcolm McDowell canlandırmıştır. Alex, mide bulandırıcı ve aşırı rahatsız edici bir psikopatlığa sahiptir.
Jack Nicholson'ın üstün performansıyla akıllara kazınan Jack Torrance karakteri, aklını kaybeden bir insanın acı dolu sürecini göz önüne sererken, cinnet anında ne kadar psikopat olabileceğini de gösterir.
Bu sefer seri katilimiz bir kadın. Hem de çok çekici bir kadın. Sharon Stone'un hem bedenini hem oyunculuğunu sergilediği filmde Catherine Tramell karakteri özellikle sorgu sahnesiyle hafızalara kazındı.
Christian Bale'in canlandırdığı Patrick Bateman bir Wall Street yatırım bankacısıdır fakat aynı zamanda da hırslı ve yaptığı hiçbir şeyden iğrenmeyen bir psikopat katildir.
Sekiz Testere filminde yüze yakın kişiye öldüren John Kramer kısacası Jigsaw yaptığı katliamları “ben hiç kimseyi öldürmedim. Kararlar onlara bağlı” diyerek açıklayan bir psikopattır. Karaktere hayat veren Tobin Bell, onu bir bilim adamı veya mühendis gibi görür ve diğer tüm psikopatlardan güçlü bir inancı olmasıyla ayırır.
Hugh Laurie'nin canlandırdığı House dizisinin baş karakteri olan Gregory, hastanede çalışan tanı ekibinin bir üyesidir. İnsanlardan nefret eden ve narsisist kişilik bozukluğuna sahip karakter, her ne kadar hayat kurtarsa da bu onu psikopat davranışlardan geri koymaz.
Robert Knepper tarafından canlandırılan T-Bag, adam kaçırma, tecavüz ve cinayet suçlarından hüküm giyen biridir. Ters köşeleriyle psikopatlığının nereye gideceği kestirilemeyen karakterin zaman zaman nekrofili ve pedofili olabileceği düşünülmektedir.
Yardımsever herkesten şüphe ettirecek bir paranoyaklığa sebep olan Mick Taylor karakteri, otostopla arabasına aldığı herkesi öldüren soğukkanlı bir katildir. Ondan kaçmak ise neredeyse imkansızdır. Avusturya'da yaşanan gerçek olayları sinemaya taşıyan filmde bu psikopat karaktere John Jarratt hayat vermektedir.
Adli tıpta polis olarak çalışan Dexter, çocukluğunda hayvanlara zarar vermesi ve gençliğinde erken yaşta insanları öldürmesiyle tam anlamıyla bir sosyopat. Küçükken annesinin gözünün önünde kesilmesine şahit olan bu karakter için yaptığı her şeyin temeli çok sağlam görünse de caniliğini haklı çıkarmaya yetmez. Dizide Dexter'a Michael C. Hall hayat vermişti.
Javier Bardem'in unutulmaz performans sergilediği Anton Chigurh karakteri, psikiyatrist Samuel Leistedt ve ekibinin üç yıl süren araştırması sonucu sinema tarihinin en psikopat karakteridir. Kurbanlarının kaderini çoğu zaman yazı tura atarak belirleyen bu katil, vicdan ve şefkatten yoksun olmanın getirdiği profesyonellik içinde yaşamını devam ettirir. Süt içmesiyle dikkat çeken karakterin derinliklerinde annesiyle ilgili problemlerin yattığı aşikardır.
Batman ile çatışmasıyla tanınan, toplu katliam yapan, çarpık ve sadist bir mizah anlayışına sahip, empatisi sıfır şizofrenik bir palyaço ve psikopatik bir suç dehası olan Joker'in en başarılı performansını Heath Ledger sergiledi desek yanılmış olmayız. Ledger karakteri en iyi şekilde sunabilmek adında çekimden bir ay önce günde sadece iki saatlik uykuyla çalışmıştır.
Gerçek adı Brian Blake olan The Governor karakteri, dizide hem varlığıyla hem yokluğuyla büyük problem yaratan biridir. Karizmatik olmasının yanı sıra aynı zamanda öldürücü, şiddet kullanan, sosyopatik, güce aç, tamamen sadist ve korkunç derecede acımasızdır da.
Iwan Rheon'un hayat verdiği ve kendi babasını büyük bir soğukkanlılıkla öldüren Ramsay çeşit çeşit işkence yöntemine sahip bir psikopat. Theon Greyjoy'a yaptığı kötülüğü ise unutmak mümkün değil. Fakat Ramsay'in, Sansa Stark sayesinde köpeklere yedirilen sonu da en az kendisi kadar dehşet vericiydi.
Narsist kişilik bozukluğuna sahip Joffrey tüm dizi boyunca herkes tarafından itici bulunan karakterlerden biriydi. Jack Gleeson'ın canlandırdığı karakter, Aslan ile Gül bölümünde zehirlenerek öldürülmüştür.
Hannibal, seri katillerin izini sürmek için özel ajan Will Graham ile birlikte çalışan bir psikiyatristtir. Ama aynı zamanda kendi suçlarını ilerletmek için Graham'ın arkasından iş çevirerek Chesapeake Ripper olarak bilinen yamyam bir seri katildir. Mads Mikkelsen'ın hayat verdiği Hannibal Lecter, belki de karşılaşacağımız en psikopat karakterlerden biridir.
Minnesota ve çevresinde çeşitli aldatmacalar, entrikalar ve cinayetler... Billy Bob Thornton tarafından canlandırılan Lorne Malvo karakteri de dizinin ana kötü adamlarından birisi. Parasını aldığı sürece her kılığa girerek her pis işi halledebilecek psikopatlıkta.
Anton chigurh edemez hiç biri psikopatik karakter olarak kıyaslarsak eğer…
👹