Prof.Dr. Görür konuşmasını şöyle sürdürdü:
'En az beklenen deprem minimum 7.2. Minimum 7.2 ile 7.6 arasında bir deprem bekliyoruz. Bu büyüklükte bir deprem olduğu zaman binaların yıkılmasını bir kenara bırak, bu büyüklükte bir depremde insan ayakta duramaz. Evin içindeki eşyaların önemli bir kısmı kırılır savrulur, çarptığı insanları ya yaralar ya öldürür. En büyük hasarı Avrupa Yakası'nda göreceğiz. Ne kadar can kaybı olabilir? Hemen belli bir araştırmaya dayandırmadan söylemek zor ama kaba bir hesapla da aşağı yukarı mertebeyi bulmak mümkündür. Avrupa Yakası'nda 1 milyon bina var diye düşünelim, en ağır hasar görecek dolayısıyla ölüm olma riskinin çok fazla olduğu bina sayısı olarak 1 milyonun yüzde 1'ini alalım, 10 bin bina yapar, her binayı da 4 katlı düşün, 40 bin kat yapar, her kata 2 daire koyarsan 80 bin daire yapar, her daireye 4 kişi koyarsan 320 bin insan yapar. 320 bin insan büyük bir risk altında demektir. Bu işin şakası yok. Kabaca bir bakkal hesabıyla bile olsa bir düşünmek lazım'.
İstanbuldaki deprem tüm Türkiyeyi ilgilendiriyor. Aslında bu anlamda kamuoyu baskısı yaratmalıyız. Deprem olduğunda çoğu ev yıkılcak, maalesef can kayıplarımız olucak.. çoğu ev ağır hasarlı kalıcak. Evsiz kalanlar evlere olan talebi arttırarak ev fiyatlarında ani yükseliş göreceğiz. Tıpkı izmir depreminde tecrübe ettiğimiz gibi kiralar artmıştı. Bu denli bir nüfusun ev talebinde devlet yetersiz kalacak ve vergilendirmeler artacak.. çoğu iş yeri kullanılamayacağı için işsiz sayısı artacak. Bu da bizi daha derin bir ekonomik krize sokacak ülkecek. Kamuoyu baskısı yaratarak bu kriz bir nebze olsa azaltılabilir. İstanbul artık Türkiyenin bekasında önemli bir meseledir. Görmezden gelmeyin!