Depremde oluşabilecek çevre kirliğine de dikkat çeken Görür, “Deprem en büyük çevre felâketidir. Çevreyi koruyacak önlemler alınmamıştır. Olabilecek milyonlarca ton molozun nereye konacağı nasıl bertaraf edileceği, molozların ekonomiye nasıl kazandırılacağı, nerelerde gömüleceği, saklanacağı, hava su toprak, yer altı suyuyla, göl veya denizle temasın nasıl engelleneceği konusunda bir çalışma yok' ifadelerini kullandı.
Görür, 'Yol ve viyadükler belli ölçüde elden geçti ama doğal gaz şebekesi, tatlı su şebekesinin atık, kanalizasyon şebekesinin ne ölçüde deprem güvenli olduğunu bilmiyoruz. Olası bir depremde nerede ne kadar yangın çıkacak bilmiyoruz. İstanbul'daki tatlı su barajları ne ölçüde depreme dayanıklı bilmiyoruz. Deprem sırasında insanlar suya yiyeceğe muhtaçken salgın hastalık kol gezerken İstanbul'daki barajların kaybedilmesi durumunda olabilecek afet en az deprem kadar önemli olacaktır' dedi.
Bize böyle içerikle gelin en azından halk belki biraz daha olsa bilinçlenir
San Francisco'da 1906 yılında meydana gelen 8.3 şiddetindeki depremde 3000 kişi hayatını kaybederken binaların %30'u kullanılamaz hale geldi. Bu felaketten 113 yıl geçmiş olmasına rağmen San Francisco'daki her bina için olasılık hesabı yapılır. California Memorial Stadium'unun fay hattı üzerinden geçen bölümü hareketli ve sallatıda çökmeye engel olacak malzemeden inşa edilmiştir. Bizde ise 20 sene önceki deprem hiç olmamış gibi davranılıyor.
Maalesef halen sanki bir daha olmayacakmış gibi önlemsiz ve plansızız.