Prof. Dr. Ceyhan, Türkiye'deki oranın bilinmediğini kaydederek, şöyle konuştu:
'Bu mutasyonun etkilediği bir durum. Zamanla bu mutasyonlar öyle bir hale geliyor ki belli bir yaş grubunu ağırlıklı olarak hasta yapıyor, bazen belli hastalık gruplarında daha çok hastalık yapıyor. Bazen hastalık yapıcı özelliğini kaybediyor, anavatanı yarasaya gidiyor ve orada kalıyor. Ama insanla temas ettiği zaman yeni bir mutasyon ile tekrar ortaya çıkıyor. Türkiye'deki oranı bilmiyoruz. Bizim, mutant virüs ile orijinal virüslerin klinik sürecini karşılaştıracak kadar süremiz olmadı; bundan sonra değerlendirilir. Ülke çapında bu verileri toplayıp, mutant virüsün klinikte ne gibi değişiklik yaptığını ortaya koymak lazım. Mutasyonda, bir mutant virüs bulduğunuz zaman, genetik yapısı her zaman size 'bu şunu yapar', 'şöyle bir değişiklik yapar' dedirtmiyor, bunlar inceleniyor. Genetik haritasına göre, 'şu noktasında değişiklik var' deniyor; ama o noktasındaki değişiklik virüsün davranışına nasıl yansıyor, onu gözlemle anlayabiliyorsunuz. Bu aslında nedeni bilinmeyen bir durum; ama yeni bildiğimiz bir şey değil.'
Bilim ve istatistik kurumunu da dine çevirdiler. Kafalarına göre abuk subuk yorumlayarak yalan yanlış önümüze koyuyorlar. At yalanı diye bir laf var ya tam o. Artık TV'ye çıkan herhangi bir profesörü dinlemeye bile zaman ayırmıyorum. Büyük kısmı bilimi manipüle eden safsatalardan bahsediyor. Gerçekleri söyleyebilenleri zaten TV kanallarında göremiyoruz birkaç senedir kolay kolay. YouTube'a kaydılar hepsi.