'Salı günüydü koronavirüse yakalandığını öğrendiğimizde kötüye gidiş vardı. Çarşamba günü yoğun bakıma girdi. 'Kahvaltı yapmak istiyorum ve Onur bana iç çamaşırı gönderebilir mi?' dedi. O iç çamaşırı veya kahvaltısını istemesiyle dünyalar bizim oldu. Çok garip bir şey ama mutluluk vardı içimizde. Bir torba yaptık, babama iç çamaşırı koydum, içine fular koydum ve son olarak da babama bir mektup yazdım. 'Baba, bir an önce iyileş, seni sevdiğimi unutma, iyileş ve daha sık vakit geçirelim. Fuları gönderiyorum, öğrencilerinin karşısına fularsız çıkma' diye bir yazı yazdım. Asistanı babama bunu verdikten sonra babam beni aradı ve 'Oğlum mesajını aldım, çok teşekkür ederim. Ne olacağımız belli değil, kendinize iyi bakın' dedi ve son konuşmamız bu oldu. Annem, eşi ve torunlarıyla da konuştu'
BU DEĞERLİ İNSAN BİR HİÇ UĞRUNA MI YOKSA BİR AMAÇ UĞRUNA MI ÖLDÜ BUNU BELİRLEYECEK OLAN BİZLERİZ AMA ŞU AN GERİZEKALI HALK SAYESİNDE BİR HİÇ UĞRUNA ÖLDÜ GİBİ DURUYOR.
Kim farkına vardı? Makaululardan hong konglulardan filan bahsediyorsa Cemil Bey'in vefatından önce varmıştı onlar dolayısıyla ölüm olmadı. Gerçi bilmiyorum nasıl mutlu oluyorlarsa öyle düşünsünler
Ne bu saçma yorumlar böyle? Babam öğretmeyi öğrencilerini seven nir adamdı ölümü bile insanlara bir şeyler öğretti diyor. Adam babasının arkasından yas tutuyor ve bu düşüncelerle teselli buluyor belli ki. Röportajı tam okumadan yorum yaptınız herhalde