Hapishaneden kaçmak imkansıza yakın bir şey: Gardiyanlar, kapılar, kilitler, güvenlik önlemleri, parmaklıklar ve daha fazlası... Ancak imkansızı başarmaya yakınlaşan insanlar da var. Zeka, yetenek ve azmi birleştirdikleri planları ile tarihin en etkileyici 3 firar vakasını sizler için derledik.
1702 yılında doğan Jack Sheppard, çok genç yaşlarından beri Londra'da hırsızlık yapıyordu. Hırsızlık ve kandırmak kendisinin ikinci kişiliği haline gelmişti; Newgate de dahil olmak üzere başka hapishanelerden de kaçmayı başardı.
Sheppard, 1724 yılı Ekim ayında hırsızlık yaptığında Newgate Hapishanesi'ne atıldı. Tutuklu kişinin ününün farkında olan hapishane yetkilileri Sheppard'ı kelepçeledi ve yere zincirlediler. Ancak alınan bu ekstra önlemler bile yeterli olmadı...
Çıkış yolu ararken, Bacadan çıkardığı demir çubukla kendine tavanda yol açtı ve üst kata çıkmayı başardı. En nihayetinde çatıya kadar tırmanmayı başaran Sheppard, buradan atlamanın tehlikeli olduğunu anlayarak hücresine geri döndü, çarşafını üzerine çekerek gizlendi.
Shappard bacaklarındaki zinciri de açtı ve kaçmasının ardından şehirden uzaklaşmaktansa bir dilenci olarak gizlenip Londra'daki hırsızlık kariyerine devam etti. Ancak yetkililer tarafından yakalandı ve Newgate Hapishanesi'ne geri yollandı. İşlediği suçlar sebebiyle 16 Kasım 1724 yılında idam edildi.
Amerika İç Savaşı sırasında iki taraf da bir sürü esir aldı. Bir zamanlar Virginia, Richmond'da yer alan Libby Hapishanesi, İttifak Ordu tarafından kullanılan birkaç hapishaneden biriydi. Burada ittihat ordusu esir tutuluyordu ve çok kötü şartlarda yaşıyorlardı; yemek kıtlığı da vardı.
Albay Thomas Rose, Libby Hapishanesi'ne Eylül ayı 1863 yılında gerçekleşen Chickamauga Muharebesi'nden sonra getirildi. Rose, 'Fare Cehennemi' olarak terk edilmiş bir mutfak olan yerden kaçmayı planlıyordu. Burası çok karanlıktı, fare doluydu ve gardiyanlar buradan kaçınıyordu.
Başka tutukluların da yardımıyla tünel gizlice kazıldı. Ancak kolay değildi. Kazılan tünel bazen de çöküyordu. Rose en nihayetinde dışarı çıkmayı başardı. 9 Şubat 1864'te kazılan bu tüneli kullanarak 109 mahkum kaçmayı başardı.
Ertesi sabah gardiyanlar gözlerine inanamadı ve mahkumları bulmak için arama ekipleri oluşturuldu. Çoğu kurtulmayı başarsa da aralarında Rose'un da olduğu 48 adam yakalanarak hapishaneye geri gönderildi.
Alcatraz Federal Cezaevi, San Francisco Körfezi'nde yer alan bir hapishaneydi. Yüksek güvenlik önlemleri ve etrafını saran sular sebebiyle burası kaçması imkansız bir hapishane olarak görülüyordu. Ancak yanıldılar... 11 Haziran 1962 yılında Frank Morris, John Anglin, ve Clarence Anglin aylarca yaptıkları plan ve hazırlığın ardından kaçmayı başardı.
Morris ve Anglin kardeşler, keskinleştirdikleri kaşığa eski bir süpürge makinesinin motorunu takarak derme çatma bir matkap yaptılar. Bu matkabı yalnızca müzik saatleri içerisinde kullandılar, böylece sesini kimse duymadı. En nihayetinde üç adam hiçbir gardiyanın olmadığı servis koridoruna tünel açmayı başarabildi. Hücrelerinin en üst katına çıktılar ve bomboştu.
Morris ve Anglin kardeşler, yukarıda atölyelerindeyken yokluklarının anlaşılmaması için yataklarını yastık, tuvalet kağıdı vs. ile doldurarak ile dolu gibi gösterdi.
Kaçış gecelerinde gardiyanın olmadığı servis koridoruna giderek havalandırma şaftından çatıya çıktılar. Boruları ve çeşitli parmaklıkları atlatarak sonunda kıyıya gittiler. Hapishaneden çaldıkları akordeona benzer bir çalgı ile salı şişirmeyi başardılar. Ancak maalesef sonrasında ne oldu bilinmiyor. Sal Angel Island'da bulundu ancak üç adamın akıbeti o zamandan beri bilinmiyor.