Ukrayna'da aylardır süren ve nasıl sonlanacağı öngörülemeyen bunalım, başta Polonya olmak üzere bölge ülkelerini de çok yakından ilgilendiriyor.
2014 senesinde komünizmin çöküşünün 25., NATO üyeliğinin 15. ve AB üyeliğinin 10. yılını kutlamaya hazırlanan Polonya, komşusu Ukrayna'da yaşanan gelişmelerden ve Rusya'nın giderek artan etkinliğinden önemli ölçüde rahatsız.
Tarihten kaynaklanan nedenlerle Rusya'yı hala önemli bir 'tehdit' olarak gören Polonya, Ukrayna sorunun derinleşmesi durumunda güvenlik sorunu ve insani trajedilerin ortaya çıkmaması için sağduyulu bir politika izliyor.
Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski'ye göre, Ukrayna bunalımının temelinde AB'nin Doğu Ortaklığı programı ile Ukrayna'ya ulaşma amacına Rusya'nın olumsuz tepkisi yatıyor.
Bakan Sikorski, 'Bize göre Doğu Ortaklığı programı bölgedeki ülkelere yarar sağlamaya dönük ve hiç kimseyi hedef almayan bir projedir. Biz Türkiye ile serbest ticaret yaptığımızda bu hiç kimseye zara vermez tam tersine Türkiye'nin komşularının da yararlanmasına yol açar. Ama Rusya Ukrayna'ya ticari kısıtlama getirdi ve Ukrayna yönetimin politika değiştirmesine neden oldu,' ifadeleriyle sorunu özetledi.
Doğu Ortaklığı Programı, AB tarafından 2009 senesinde geliştirilmiş ve Belarus, Ukrayna, Moldova, Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan ile daha yakın ilişkiler içinde olmayı amaçlamıştı.
Bu girişimi AB'nin Doğu'ya açılımında yeni bir hamle olarak gören Rusya, Belarus ve Kazakistan ile gümrük birliği anlaşmasını imzalamıştı.
Rusya, son olarak Ukrayna'ya da baskı yaparak AB ile ticaret anlaşmasını engellemiş ve ülkede büyük bir halk ayaklanması çıkmasına neden olmuştu.
Sikorski, Rusya'nın kendisi tarafından da ilan edilen resmi politikasını özetlerken ise şu ifadeleri kullandı: 'Rusya'nın ilan edilmiş resmi politikası, önce gümrük ve ticari alanda daha da sonra da farklı alanlarda işbirliği yapmak ve AB ile eşit koşullarda masaya oturabilmek üzere bir grup ülkeyle beraber Moskova merkezli bir birlik yaratmak. Biz ise bu ülkelere tek başlarına AB ile görüşebileceklerini ve daha da avantajlı bir ilişki yaratabilecekleri mesajını veriyoruz.'
Polonya Başbakanlık ofisinden bir yetkiliye göre ise Rusya'nın Ukrayna çıkışının ardında AB ve NATO'nun Doğu'ya yayılma politikasından duyduğu rahatsızlık yatıyor. 'Bu bir çeşit artık yeter' çıkışı diye konuşan yetkili, tarihten kaynaklanan birçok neden de göz önüne alındığında Polonya halkının Rusya'dan çekinmesi hatta korkmasının haklı gerekçeleri olabileceğini kaydetti.
Uzun yıllar büyükelçi olarak görev yapan ve özellikle NATO-Rusya ilişkilerindeki uzmanlığı ile bilinen emekli diplomat Jerzy Nowak ise Polonya halkının duyduğu hissin korku değil derin kaygı olduğunun altını çiziyor.
Nowak'a göre bu kaygının iki boyutu var:
'Birincisi, Rusya'nın içindeki gelişmeler, yani Rusya lideri Putin'in daha da otoriterleşerek öngörülemez politikalar peşinde koşması. İkincisi ise Rusya'nın neo-emperyalizm olarak adlandırılabilecek şekilde bu bölgedeki nüfuz alanını artırmaya dönük izlediği politikalar.'
Putin yönetiminin aklındaki 'Büyük Plan'ın gerçekleşmesi için Belarus ve Kazakistan'ın yanına mutlaka Ukrayna'yı da alması gerektiğini anlatan Nowak, bu gelişmenin ileride eski Sovyet cumhuriyetlerine yayılması kaygısını da dile getirdi.
Ukrayna'daki bunalımı bahane ederek Rusya'nın askeri bir harekete geçeceğini sanmadığını ancak bunun senaryolar arasında tutulması gereken bir olasılık olduğunu belirten emekli büyükelçi, 'Ukrayna'daki krizi Polonya olarak çok yakından izliyoruz çünkü güvenlik açısından ciddi sorunlar çıkarabilir ama yine de biz Ukrayna'da taraflardan birini tutup diğerini karşımıza almak gibi bir politika izleyemeyiz. Bu gerçekten en hatalı politika olur' diye konuştu.
Nowak'a göre, durumun derinleşmesi durumunda Polonya'nın Doğu sınırını güçlendirmek durumunda kalabileceğini ve ortaya çıkabilecek askeri ve insani sorunlarla da başa çıkmak durumunda kalabileceğini kaydetti.
NATO'nun olası rolüyle ilgili bir soru üzerine, ittifak içinde oybirliği sağlanmasının güçlüğüne dikkat çeken deneyimli diplomat, NATO-Rusya ilişkisinin yeniden tanımlanması ve daha etkin bir boyuta çekilmesi gerektiğini da anımsattı.
Sorunun nasıl çözüleceğine ilişkin henüz ortada net bir yol haritası olmamasına karşın Polonya Dışişleri Bakanı, ülkesinin demokratik yollarla seçilmiş Cumhurbaşkanı'nı meşru lider olarak tanıdığını ve yardıma hazır olduklarını kaydetti.
Ukrayna'nın ekonomik reformları yerine getirmesinin önemine dikkat çeken Bakan, 'Biz Ukrayna'ya yardıma hazırız ama Ukrayna'nın hangi ticari blokta yer alacağına kararı kendisinin vermesi konusunda da ısrar ediyoruz' diyerek Rusya'nın baskılarına ödün verilmemesi mesajını da yinelemiş oldu.
BBC Türkçe