Muhammed Nadir Hamud ifadesinde bir danışmanlık şirketinde şoför olarak çalıştığını olay günü ise aynı şirkette muhasebeci olan Maher El Salman’ı adresinden aldığını ve belirli müşterilere giderek para topladıklarını belitti. Bu duruma ilişkin WhatsApp yazışmalarını sundu.
Tüm adreslerden parayı topladıktan sonra 19.10 sıralarında araçlarının önünün bir polis aracı tarafından kesildiğini aktaran Hamud olay günü yaşananları şu sözlerle anlattı:
“Polis memurları ellerinde silahlarla bizi araçtan indirdikten sonra araç içerisinde arama yaptılar. Arama sonucunda herhangi bir suç unsuru bulamadılar. Ve üzerimize aramaya başladılar. Üzerimizde de bir şey bulamadılar. Daha sonra benim üzerimde asılı olan çantayı sordular ve çantaya bakmak istediler. Ben çantayı polislere gösterdim. ‘Çanta içerideki doların sahte olup olmadığını’ sordular. Maher ise dolarların ve paraların sahte olmadığını söyledi. Bunun üzere polisler beni ve Maher’i alarak aracın arkasına doğru götürdüler. Biz aracın arkasına doğru giderken işlerinden bir polis memuru Maher’in oturduğu yere gitti. Daha sonra arkamızdan ‘bu ne’ diye seslendi. Yanımıza gelerek uyuşturucu bulduğunu söyledi. Bunun üzerine beni ve Maher’i ekip aracına bildirdiler. Ekip aracın arka kısmına bindiğimizde ben çantayı Maher’e teslim ettim. Birlikte hastaneye rapor almaya geldiğimizde araçta ineceğimiz sırada görevli polis memuru ‘çantayı alamayacağımızı yasak olduğunu ve çantanın araçta kalacağını’ söyleyerek çantayı almamıza izin vermedi. Maher, ‘içerisine para olduğunu’ söylediği halde çantayı aldırmadılar ve başına bir polis memuru bıraktılar. Hastaneden çıktıktan sonra polis merkezine geldik. ‘Paraların sahte olduğunu’ söyleyerek paraları ve bizi teslim ettiler. Tutanağa da bu şekilde geçtiler. Araçta oldukları iddia eden uyuşturucu madde bana ve arkadaşıma ait değildir. Ben uyuşturucu madde kullanmadım ve kullanmıyorum. Kimse uyuşturucu madde satmadım. Kendi rızam ile kan, kıl, idrar örneklerini verdim. Bana suç atan ve paralı çalan polis memurlarından davacı şikayetçiyim.”
Akp yüzünden içeri aldığımız bu insanların bu kadar denetimsiz şekilde yerleştirilmesi halkta ırkçılığa neden olur diye uyarmıştık, onu da dinlememişlerdi. Çok fena patlayabilir bu tarz durumlar. Zaten sözde Ermeni Soykırım'ı tartışmasını savunma yapmayan akp yüzünden kaybettik, 50 sene sonra da böyle bir suçlamayı daha kaldıramayız. akptö'nün tüm kışkırtmaları ve sikmeşalelilerin gazına gelmeyin. İnsancıl şekillerde gönderilecekler böyle değil.
Hakikaten uyuşturucu işinde olan suriyeli bulamamışlar mı yani?
Neden devrelerine bildirmeden masadan kalkıp gitmiş yada narkotiğe bilgi verilmemiş uyuşturucu bulunduysa işleyiş bellidir napacağın bellidir polis olup şu durumlara düşmeye değer miydi be para için…