İstanbul’da bulunan bir polis merkezinde 1 Aralık'ta meydana gelen ve polisleri bile şok eden olay iddialara göre şöyle gelişti. Adli emanette muhafaza altında bulunan para ve uyuşturucu maddelerin eksik olduğunu tespit eden polis memurları, durumu karakol amirine bildirdi. Karakol amiri komiser S.P'nin polis memurlarına, 'Eksik olan para ve uyuşturucu maddeyi ben tamamlayacağım konuyu siz kapatın’ demesi üzerine, bu durumdan şüphelenen memurlar karakolun güvenlik kameralarını incelemeye aldı.
Güvenlik kamera görüntülerini izleyen polis memurları, adli emanette bulunan para ve uyuşturucu maddeleri alan kişinin karakol amirleri komiser S. P., olduğunu, dolaplardaki kıyafetlerde bulunan cüzdanlarından da paralarını aldığını gördüler. Durumun ilçe emniyet müdürüne bildirilmesinin ardından karakol amiri S. P., gözaltına alındı.
İlçe Emniyet Müdürü tarafından gözaltına alınan ve Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği’ne teslim edilen komiser S. P.’nin ifadesinde “Bende kleptomani (çalma hastalığı) var' dediği öğrenildi. S. P., çıkarıldığı mahkemede tutuklandı. S.P'nin, daha önce görev yaptığı yerlerde çalışanların da, onun benzer hırsızlıklar yaptığı konusunda çeşitli ifadeler verdikleri öğrenildi.
Önüne geleni polis yapmanın bedeli. Geçtiğimiz günlerde de silahlı bir grup magandayı şikayet eden bir adamın kimlik ve adres bilgileri polis tarafından o magandalara verilmişti. Adam akıllı polis akademisinden yetkin polisler eğiteceklerine sırf hızlıca kadrolaşabilme b.kuna önüne geleni polis yapıyorlar. Sonuç: Cinnet getiren, şişkayetçi bilgilerini paylaşan, define çetesinin definelerini devlete değil de kendilerine saklamak istediler diye buna razı gelmeyip şikayet eden mesai arkadaşlarını "şehit" eden, kleptomani polis profilleri. Olan aradaki namuslu polislere oluyor, halkla ilişkileri bozulan emniyet teşkiatının ceremesini sokakta vatandaşın tafrasıyla onlar ödüyor.