“Daedalus’un yorgun kanatlarını çıkardığı yere gitmeyi düşünüyorum,
saçlarıma yeni yeni kırlar düşerken, yaşlılığın başında bana yakışırken,
evirip çevireceği bir şeyi kalmamışken Laches’in,
hâlâ bastonsuz ayaklarımın üzerinde dururken,
kalkıp gidelim bu memleketten, Artorius’la Catulus
yaşasın orada, siyahı beyaza döndürenler kalsın,
su taşkınlarını boşaltmak, odun yığınlarına ceset taşımak için
tapınağı, nehirleri ve limanları müteahhide vermenin,
ve hükümran bir kargının altında
bir kelleyi satılığa çıkarmanın kolay geldiği o insanlar.'
Vicdan ile inancı karıştırıyoruz.Allah kelamı dilinden düşmeyen ya da kutsal kitap ile gezen birine koşulsuz güveniyoruz ve tüm bunlar sonucunda hep yarı yolda bırakılıyoruz ancak kimsenin ders almadan tekrar tekrar aynı şeyleri yaşaması hiç mantıklı değil neden kimse dur demez bu düzene?