DİYARBAKIR'da Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) bu sabah yapılan yapılan toplantıda konuşan PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah, IŞİD saldırılarına değinerek, Suriye'nin Rojava bölgesindeki modelin Ortadoğu için de en iyi yönetim şekli olabileceğini savundu.
Merkez Kayapınar İlçesi'ndeki spor kompleksinde cumartesi günü başlayan Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) 7'nci Olağan Kongresi, bugün de devam etti. HDP milletvekilleri, belediye başkanları, Suriye, Kuzey Irak, İran ve Avrupa'dan Kürt siyasetçilerin katılımıyla bugün de devam etti.
Suriye'nin Rojava Bölgesi'nde etkili olan PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah, Kürtçe yaptığı konuşmada, Kuzey Irak ve Suriye'nin Rojava Bölgesi'nde dram ve katliamlara değinerek, Kürt sorunun demokratik çözümüyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. IŞİD saldırılarına maruz kalan Irak ve Ortadoğu'da Rojava'nın en uygun model olacağını savunan Abdullah, şöyle dedi:
'Bugün geldiğimiz noktayı tarihi olarak görüyoruz. Çözüm için üzerimize düşen sorumluluğu ve desteği bir kez daha burada gösteriyoruz. Bugün bölgedeki saldırılar, bölgedeki halklara dönüktür. Mezopotamya'daki kültür ve tarihe dönüktür. Halklar burada kendi renkleriyle yüzlerce yıldır burada birlikte yaşadı. Ancak bugün kapitalist modernite ve IŞİD çetecilerinin saldırıları Ortadoğu'daki halkların birliği ve eşitliğini, halkların kimliğini, inancını ve kültürünü ortadan kaldırmak istiyor. Bu yüzden bugün katliamlarla yüz yüze kalan halkımızın maruz kaldığı bu saldırılarda Rojava özgür bir toplum olarak ki içerisinde barış ve özgürlük var. Musul ve Şengal'deki saldırılar oradaki ortak yaşamı bitirmeye dönüktür. En büyük katliam, Şengal'deki halkımıza ve Kürt kadınlarına dönük oldu. Kürt kadınları olarak 21'nci Yüzyıl'da büyük bir katliam yaşadık. İnsanlık vicdanı ve demokratik zihniyet, bu saldırıları, kadınlara dönük bu vahşeti kabul edemez. Bu yüzden bu saldırılara karşı onurlu mücadele halkaların mücadelesidir. Mücadele demokratik ulusu yaratmaktır. Ki bu modelde Rojava'da inşa edilen modeldir. Bugün Rojava'da binlerce şehidin kanıyla, kadın ve gençliğin emeğiyle birlikte yaşadığımız bütün halkaların emeğiyle Rojava'da kurulan modeli, Ortadoğu için örnek bir model olarak görüyoruz. Burada bütün kimlik, kültür, inanç ve halklar büyük bir ısrarla bu saldırılara karşı birlikte yaşıyoruz. Bu mücadele bugün sadece Kürt halkı için değil. Demokratik Ulus projemiz bütün halklar içindir. Demokratik bir Suriye içindir.'
HATİP DİCLE VE SELMA IRMAK, DTK EŞBAŞKANI OLDU
Merkez Kayapınar İlçesi'ndeki spor kompleksinde dün başlayan Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) 7'nci Olağan Kongresi, bugün yapılan oylama ile sona erdi. Öğleden sonra yapılan ve tek liste ile gidilen oylamada, Hatip Dicle ve HDP Şırnak Milletvekili Selma Irmak, DTK Eşbaşkanlığı'na seçildi. 501 delegesi bulunan DTK'nın bugün yapılan kongresinde 61 delege, hasta ve çeşitli mazeretler bildirerek oylamaya katılmazken, 440 delege bugün oy kullandı.
Akşam saatlerinde de DTK genel kurulunun sonuç bildirgesinin açıklanması bekleniyor.
'DEMOKRATİK TOPLUM İNŞAASINDA KADIN RUHU'
Yapılan seçimlerin ardından Kürtçe konuşma yapan HDP Şırnak Milletvekili ve DTK Eşbaşkanı Selma Irmak, demokratik ve özgür bir toplum inşaasında kadın ruhunun da olması gerekliliğini söyleyerek, 'Demokratik bir toplum inşa ediyorsak, özgür bir toplum ve demokratik bir ulus inşa edeceksek, kadının ruhuyla kendimizi görmeliyiz. Kadın gözüyle dünyaya bakmalıyız' dedi.
'YENİDEN SEÇİLMEM, DEMOKRASİ DIŞI GÜÇLERE YANITTIR'
Daha sonra DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, alkışlar arasında kürsüye çıktı. Irmak gibi Kürtçe konuşan Dicle, kongreye katkı sunan herkese deşekkür ederek, 'Değerli arkadaşlar sizler de biliyorsunuz ki, 2009 yılında DTK Eşbaşkanı olarak seçildikten sonra 12 gün geçmeden KCK operasyonları çerçevesinde tutuklandım. Sadece ben değil binlerce Kürt siyasetçisi, hukuk dışı bir şekilde tutuklandı. 4.5 yıl aradan sonra yeniden sizlerin arasında yer aldım ve yeniden DTK Eşbaşkanı seçilmem, demokrasi dışı güçlere bir yanıttır' dedi.
'ÖZERK KUZEY KÜRDİSTAN'IN KURULMASI İÇİN YOĞUN ÇABA'
Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni, 'Kuzey Kürdistan' olarak değerlendiren Dicle, 'DTK Kongresi'nin misyonu; Kuzey Kürdistan'da ulusal bir birliği kurmak. Bütün ayrılıkları zenginlik olarak algılıyoruz. Doğrudan demokrasi ve radikal demokrasinin uygulamaya girmesi için meclisler oluşturulacağız. Beklenti ve temennimiz o ki, özerk Kürdistan'ın Kuzey Kürdistan'da kurulması için bizlerin yoğun bir çalışma yürütmesi gerekir. Çünkü bütün Kürdistan şehitlerinin gözleri üzerimizde' diye konuştu.
'YOL HARİTASININ AÇIKLANMASINI BEKLİYORUZ'
çözüm sürecine de değinen Dicle, 'Bizler Kürt Özgürlük Hareketi'nin başlattığı diyalog sürecinin müzakereye çevrilmesini istiyoruz. Yol haritasının açıklanmasını bekliyor, devletin de anayasal zeminde değişikliklere gitmesi gerekiyor. Başkan Öcalan ve siyasi tutsakların serbest kalması için hemen gerekenlerin yapılması gerekiyor. PKK'nin terör listesinden derhal çıkarılması gerekiyor. Yarından itibaren çalışmalarımıza başlayacağız. Kürt halkının sorunlarının çözümü için bir planlama yaparak başarılı olacağımıza inanıyoruz. Bu duygularla sizleri selamlıyorum. Şehidlerin manevi gücüyle yüzde yüz başaracağız' dedi.
ORTADOĞU'DA 3'NCÜ DÜNYA SAVAŞI
Son olarak söz alan; Demokratik İslam Kongresi Şura Üyesi Ayhan Bilgem, hazırlanan DTK genel kurulunun sonuç bildirgesini okudu. Ortadoğu'da ve Kürtler'in yaşadığı bölgelerde adı konulmamış bir 3'ncü Dünya savaşının yaşandığını belirten Bilgem, 'Genelde Ortadoğu'da özelde Kürdistan coğrafyasında adı konulmamış bir 3. Dünya savaşı durumu yaşanmaktadır. Ortadoğu da yaşanan bu savaş tüm bölge halklarının güvenlik ve geleceğini tehdit etmekle kalmıyor etnik, inanç ve kültürel soykırım gibi tarihsel hafızalardan silinmeyecek ağır sonuçları doğuruyor. Rojava, Şengal, Telafer ve Filistin'de yaşananlar bunun somut ifadesidir' dedi.
ULUSAL KONGRE
Ayhan Bilgem, Abdullah Öcalan'ın olaylar yaşanmadan Ortadoğu'daki gelişmelere dikkat çektiğinibelirterek, 'Tüm bu gelişmeleri öngören Kürt halk önderi sayın Abdullah Öcalan, yaşanabilecek olası gelişmelere ısrarla dikkat çekerek, bölge ülkelerinin demokratikleşme temelinde dönüşüm geçirmelerini, Kürdistani güçlerin de varlığını koruma ve özgürlüğünü sağlama temelinde bir an önce ulusal kongreyi toplayarak sürece hazır hale gelmelerinin gerekliliğini ortaya koymuştu. Bölge ülkeleri bu uyarıları dikkate almayarak aksine savaşı derinleştirecek ilişki ve arayışların içine girmişlerdir. Ayrıca Kürdistan ulusal kongresinin toplanmamasına yönelik başta Türkiye olmak üzere diğer bölge devletleri engelleyici tutumlar içinde olmuşlardır. Tüm bu gelişmeler öngörülürken Kürt siyasi parti ve oluşumlarının dıştan dayatılan engellemelere rağmen ulusal birlik temelinde bir kongreyi gerçekleştirememesi tarihsel vebali ağır olan gelişmelerin yaşanmasına yol açmıştır. Bu gelişmeleri değerlendiren kongremiz hiçbir mazerete sığınmadan bir an önce ulusal kongrenin toplanma çağrısını yinelemektedir' ifadelerini kullandı.
ORTAK SAVUNMA GÜCÜ
Daha önce HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın gündeme getirdiği ortak savunma gücüne de atıfta bulunan Bilgem, 'Gecikmiş te olsa gerçekleştirilen sınırlı ulusal birliğin, halklarımızın saldırılara karşı savunulması, İŞİD saldırılarının püskürtülmesi ve Kürdistani halkların dayanışması açısından ne denli önemli olduğunu yaşanan gerçeklik göstermektedir. Bu realiteden de anlaşıldığı gibi Kürdistan ve Mezopotamya halkları açısından ortak savunma gücünün nedenli hayati önemde olduğu ortaya çıkmıştır' diye konuştu.
'PKK TERÖR ÖRGÜTLERİ LİSTESİNDEN ÇIKARILSIN'
Bilgem, Suriye'nin Rojava Bölgesi'nde yaşayan Kürtler'in oluşturduğu yeni yönetim anlayışının Ortadoğu'ya model olabileceğine dikkat çekti. PKK'nın da terör örgütü listesinden çıkarılması çağrısında da bulunan Bilgem, 'Kongremiz; Yerel, ulusal ve ulular arası hiçbir gücün karşında duramadığı çeteci güçlere karşı halkların savunmasını ağır bedeller ödeyerek gerçekleştiren YPG ve HPG güçlerinin uluslararası mekanizmalar tarafından halk savunma gücü olarak tanınmasını ve PKK'nin' terör örgütleri' listesinden çıkartılmasını bir zorunluluk olarak görmektedir' dedi.
'AK PARTİ, ÇÖZÜME DAİR TATMİN EDİCİ ADIM ATMAMIŞTIR'
Diyalog ve çözüm sürecinin de kongrede ele alındığına işaret eden Bilgem, 'Kongremiz, AKP hükümetinin çözüme dair tatmin edici bir adım atmadığını vurgulamıştır. Bir yandan İŞİD (vb) yapılara destek vererek Kürt kazanımlarını bastırmaya çalışırken diğer yandan Ortadoğu'nun kaotik gerçekliği içinde Kürt halkının katliamla karşı karşıya olduğu bir ortamda çözüm süreci adına silahsızlanmayı ilk seçenek olarak dayatması tasfiyeden başka bir durumu amaçlamadığını değerlendirmiştir. Gerçekliği olmayan seçenekleri dayatıp esasta yapması gerekenleri öteleyen tutumlarına rağmen Kürt halk önderi ve özgürlük hareketi çok zor şartlar altında diyalog sürecinin kopmaması için yoğun çaba sarf etmiştir. Bu çabaların sonuç alıcı bir müzakere ve kalıcı bir barış sürecine dönüşmesi için öncelikli olarak Kürt halk önderi sayın Abdullah Öcalan'ın özgürce hareket edeceği koşulların sağlanması, diyalog sürecinden müzakere sürecine geçişte katkı sunacak kesimlerin dahil edilmesi, hasta tutsakların bir an önce serbest bırakılması, TMK'nın kaldırılması,seçim yasasının demokratikleştirilmesi ve bunlarla birlikte anadil hakkının ve demokratik özerkliğin esas alınacağı yeni bir anayasanın yapılması acil bir ihtiyaç olarak öne çıkmaktadır' diye konuştu.
Bayram BULUT/DİYARBAKIR, (DHA)