Sedat Yabalak, Çevik Kuvvet’te görevli 4 yıllık polis memuru. 30 yaşında. Sosyal Bilimler mezunu. İş bulamadığı için polis oluyor. Hatay’da görevliyken tayini Urfa’ya çıkıyor.
PKK tarafından alıkonulmadan önce izne ayrılıyor ve ailesini de yanına alarak Erzurum’a memleketine ziyarete gidiyor. 10 gün sonra Urfa’ya dönerken 28 Temmuz’da Diyarbakır-Bingöl karayolunda içinde eşi ve çocukları da olan özel aracının önü kesiliyor.
Burcu Yabalak, bundan sonra yaşadıklarını BBC Türkçe’ye şöyle anlatıyor:
'Kimlik sordular. Kötü davranmadılar. Polis olduğunu anlayınca eşimi alıp götürdüler. Yapmasınlar diye konuştum, yalvardım ama ne fayda. Çocuklarımı alıp karakola gittim. Bir-iki saat sonra eşimi alıp getirirler diye düşündüm. Ama iki ay oldu, hala eşimi bekliyorum.
'Eşim alıkonulduğundan beri göğsümdeki köz, her an beni eritiyor.'
Burcu Yabalak’ın 3 çocuğu var. 7 yaşındaki ortanca oğlu Muhammed babası kaçırıldıktan sonra bir resim yapmış. Resimde savaş ortamı tasvir ediliyor.
Yabalak, '7 yaşındaki bir çocuk böyle bir resim mi yapmalı, yoksa parkta mı oynamalı?' diye soruyor ve ekliyor:
'Oğluma 'Neden güzel şeyler çizmiyorsun?' diye soruyorum, 'Güzel bir şey var mı?' diye yanıt veriyor. Ben, savaş değil barış istiyorum. Eşimle çocuklarımla mutlu yaşamak istiyorum. Eşimin, Türk bayrağına sarılı tabutunu görmek istemiyorum. O bayrak tabutlara değil göklerde dalgalanmaya layık.`