“ …
Kızım, annem, karım, kardeşim
sen
Başında güneşler esen
Altın gözlü çocuk,
Altın gözlü çocuğum benim;
deli çığlıklar atıp avaz avaz
burnumun dibinden gelip geçti de yaz,
ben, bir demet mor menekşe olsun
getiremedim
sana!
Ne haltedek,
dostların karnı açtı
kıydık menekşe parasına! “
Dayanamıyor nihayetinde Piraye, 1932 senesinde evlenmeye karar veriyorlar. İlkin hep beraber bir köşke yerleşiyorlar. Para sıkıntısı çekiyorlar çekmesine lakin, mutlular, huzurlular... Bu süreçte Piraye, Vedat Örfi'den henüz boşanmamış ancak 13 Eylül'de bu boşanma gerçekleşiyor. Böylelikle her şey güzelleşiyor.
Aklı ile kalbi ile değilde sikiyle düşünen , elindeki imkanlarla dönemin adeta bir playboy'u olan bi kadının aklına girip yuvasını dağıtıp başka biriyle tanışır tanışmazda arkasına bakmadan terkeden bir adammış edebi yönü değilde edep yönü oldukça eksik bir adammış. Adam dedik affola
ulan nazım şiirlerin güzel ama karakterin sıfır
Klasik hikaye o yüz vermeyince ona git o yüz vermeyince diğerini tekrar dene.. Sadece ağzı laf yapıyor idealleştirecek bir şey yok.