Modern dünyanın karanlık yüzünde, siyaset bir zamanlar insanlık için umut ve adaletin temsilcisi iken, artık çıkar ilişkilerinin, manipülasyonun ve yalanların merkezi haline gelmiştir. Bu düzen, yalnızca kirli oyunların değil, aynı zamanda iyi niyetlerin nasıl kötüye kullanılabileceğinin de sahnesidir. İyiliğin, masumiyetin ve saf arzuların nasıl yozlaştırıldığını görmek için etrafımıza bakmamız yeterlidir. Bu hikâye de tam olarak bu çarpıklığın bir alegorisi olarak karşımıza çıkıyor.
Gepetto Usta gibi sade, saf niyetlerle yola çıkanlar, ellerinde tuttukları masumiyeti birer araca dönüştürdüklerinde farkında olmadan sistemin bir dişlisine dönüşürler. Onların sevgiyle yoğurduğu her şey, güç ve hırsla yoğrulmuş bir düzenin içine çekilir. Masum bir kukla olan Pinokyo'nun bile, doğruyu değil işe yarayanı söylemeyi öğrenmek zorunda bırakıldığı bir dünyada, gerçeklik kaybolur. Bu, sadece bir kuklanın değil, tüm bir toplumun yavaş yavaş bir sahne dekoruna dönüşmesinin hikâyesidir.