'Neyi seviyorsan onu yap.' veya 'Tutkunuzun peşinden gidin.' en yaygın rastladığımız cümlelerden ikisi..
Kişisel gelişim kitaplarının %90’ından fazlası size mutlu olmak için sevdiğiniz şeyi yapmanız gerektiğini söylüyor.
Bu bilgi yanlış mı? Elbette ki değil. İnsanın sevdiği ve tutku duyduğu bir işinin olması onu başarı ve mutluluğa götüren en önemli etkenlerden biri. Hiçbir itirazım yok. Ve evet çok sevdiğin bir iş yaptığında, gerçekten insan pek de çalışıyormuş gibi hissetmiyor.
Ancak cümledeki eksiklik şu: Sevdiğimiz işi yapalım ama yeteneklerimiz ve güçlü yönlerimiz de bu dileğimizi destekliyorsa!
Bazılarımızda “istediğim her işi yaparım” gibi bir inanç var. Bu halimiz çocukluk günlerimizden geliyor.
Bir çoğumuz ailelerimizden, öğretmenlerimizden 'her şeyi yapabilirsin, yeter ki çok çalış' cümlesini duyarak büyüdük. Biz de yeteneğimiz olmadığı halde saatlerce kimya ve fizik çalışmaya, olmadı ezberlemeye çalıştık.
Oysa belki biz çok iyi kompozisyon yazıyor veya yepyeni fikirler üretiyorduk. Ama illa karnemizde tüm notlar “pekiyi” olsun diye yeteneğimizin olmadığı konulara hak ettiklerinden de fazla zaman harcıyorduk. İş hayatımızda da böyle.
İstediğimiz her şeyi yapabiliriz belki ama yaptığımızın hakkını verebilmek başka bir şey. Ne istediğini bilmek kadar, bunu gerçekten hakkıyla yapabilecek yeteneklerinin olup olmadığını bilmemiz de çok değerli.
Hepimizin eşsiz güçlü yönleri, parladığımız nice özelliğimiz var. Ben kariyer yaşantısını bu parlayan yetkinliklerimiz üzerine inşa etmekten yanayım.
Peki Ne Yapmalı?
Sevdiğiniz şeyi yapmak için önce diğer her şeyden vazgeçmenin mantıklı olup olmadığını doğrulamanız gerekir. Faturalarınızı ödeyen bir işten ayrılmadan önce istediğiniz işi iyi yaptığınıza az çok ikna olmanız gerek.
Boş zamanlarınızda, tatillerde ve işten sonra her zaman sevdiğiniz şeyi yapabilirsiniz. Bu şekilde, tutkunuzun maaş çekiniz haline gelip gelemeyeceğini ve hangi zorluklarla karşılaşabileceğinizi de doğrulayabilirsiniz. Yani burada anahtar kelime: Denemek!
Tabi ki ilk günden muazzam başarılara imza atmamız gerekmiyor, hayat bir öğrenme yolculuğu ancak denediğimizde sonuçlardan memnun olup olmadığımızı ve neleri geliştirip, nelerden vazgeçebileceğimizi daha net göreceğiz.
Çok teşekkürler. Gerçekten de o kadar duyuyoruz ki bunları, bu yazının başlığını bile "Aslında Unutmamız Gereken" yazdığı halde "Asla Unutmamamız Gereken" diye okumuş gözüm :))