Pınar Özkent Yazio: Kendimize Acımasızca Söylediğimiz 3 Büyük Yalan

Kendinin en yakın arkadaşı olsaydın, sana %100 güvenir miydin? Bu insanın söylediklerinin hepsi doğru, ağzından çıkan her kelime istisnasız gerçek, der miydin?

Kendi adıma cevap veriyorum ki, hayır. Ağzımdan çıkan her şey gerçek ve doğru değil. Bence hiçbirimizin değil. Özellikle de biz insanların kendimizle olan konuşmalarında (bir türlü susmayan iç sesten bahsediyorum) kullandığı cümlelerin, kendimize yüklediğimiz sıfatların ne kadarı gerçek acaba?

Kabul etmemiz gerekiyor ki, insan en kolay kendine yalan söylüyor, en çok kendini kandırıyor.

Çünkü birine yanlış bir şey söylerken, bunu gözlerinin içine baka baka yapmak zor. Bu nedenle gözlerimizi kaçırırız. Ve yine bu nedenle kendimizle yaptığımız konuşmalarda ise gerçek dışı cümleleri hunharca sarf etmek daha kolaydır.

Kendine acımasızca söylediğin yalanları, aynanın karşısında dimdik durup gözlerine bakarak söylemeyi denersen, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksın.

İç sesin bir türlü susmak bilmediği yaşam yolculuğumuzda on binlerce kez kendimizi gerçek dışı cümlelerle manipüle ediyoruz. Nasıl mı?

Ben başarısızım.

Yeterince iyi değilim.

O benden daha şanslı…

Bizi olduğumuz yerde saymaya ve hatta geriye götürmeye çabalayan inançlarımız kendimize birçok gerçek dışı cümle sarf etmemize sebep oluyor.

Oysa; bu dünyada sahip olduğun en değerli ilişki, kendinle kurduğun ilişkidir.

Kendine karşı dürüst olmadığında, kendinle iyi geçinmen mümkün değil maalesef. Ve bu geçimsizlik sadece seni mutsuz etmekle kalmıyor; bu hayatta aslında başarabileceklerini, diğerleriyle kurduğun ilişkileri, karakterini, görünümünü ve davranışlarını da etkiliyor.

Bugün kendine söylemekten vazgeçmen gereken 3 cümleyi paylaşmak istiyorum bu nedenle.

Kendinle ilişkini düzeltebilmen, kendine ördüğün duvarlardan kurtulman ve hayatına sahip çıkma cesaretini bulabilmen için iyi gelmesi umuduyla.. Hadi başlayalım:

1. Hata yapma lüksüm yok.

Öyle mi? Mükemmel mi olmalıyız?

Hayatın kendisinin mükemmel işlemediğini görebiliyor musun? Sence kim hata yapmadan, başarısızlıklar yaşamadan, yanlış kararlar almadan ilerleyebiliyor? İnsan zorlanmadan büyüyemez ki..

Hata yapma hakkımız var. Epi topu insanız biz ve kusurlarımız da bizi bütünleyen parçalarımız.

Hatasız yol almak bir lüks değil, ilerleyemediğinin göstergesi aslında.

Hata yapmaktan korkmak, ilerlemenin ölümüdür.

Alfred North Whitehead

Bu nedenle hata yaptığımızda ört bas etmeye çalışıp, daha çok yüzümüze gözümüze bulaştırmayalım.

Ya da başarısızlıkları paylaşmaktan çekinip, suç işlemişiz gibi gizlemeyelim.

Artık yüreklilikle itiraf edelim: Bu işin içine ettim, ama olabilir insanım, öğreniyorum.

Kızaran yanaklarımıza, kusur ve eksikliklerimize sahip çıkalım.

Dünyada hatalı olabilecek herhangi bir şey yapmaktan çok korktuğumuz için nice fırsatlar kaçırdık. Hata yapma, başarısızlık ve sevdiklerimizi hayal kırıklığına uğratma endişelerimiz yüzünden hayallerimizin peşinden gidemedik.

Her işi harika yapmama özgürlüğümüz var bizim. Tadını çıkaralım!

 “Gerçekten zor ve gerçekten şaşırtıcı olan şey, mükemmel olmayı bırakmak ve kendin olmaya çalışmaya başlamaktır.

Anna Qindlen

2. Yaptıklarım Çok da Önemli Değil.

Ne çok insan önemli olmadığına inandığından bir etki veya değer yaratmaya çalışmadan yaşıyor…

Evet acı gerçek şu, ne kadar uğraşırsan uğraş, muhtemelen dünyayı değiştiremeyeceksin. Ancak, nefes aldığın her an birilerinin hayatına dokunup, birçok insanın hayatını gerçekten değiştirebilirsin.

Sözlerin ve davranışların çevrendekileri doğrudan etkiliyor. Farkında mısın?

Küçük bir iltifat birinin gününü aydınlatabilir mesela. Ya da uzun süredir aramayı ertelediğin yakın bir akrabanı aramak, ikinize de çok iyi hissettirebilir.

Ofiste elindeki işle ilgili sıkışmış birine destek olmak, sokaktaki boyacı çocuğun kafasını okşamak, her gün kahve aldığın dükkandaki kasiyerin saçındaki değişimi fark etmek.. Her ne ise..

Sadece hayatta kalarak ve her gün bir şekilde başka insanlarla etkileşim kurarak düzinelerce insan üzerinde büyük bir etki bırakıyoruz. Bu yüzden her birimiz çok özeliz ve davranışlarımızın da çok değerli sonuçları olabilir.

3. Bu Fikir Tutmaz, Saçmalıyorum.

İşte kendimizi kandırdığımız büyük cümlelerden biri daha… Aklımıza bir fikir geliyor ya da yeni bir şey denemek istiyoruz. Sonra onu yapamayacağımızı / başarılı olamayacağımızı düşünüp anında çürütüyoruz. Denemeden vazgeçmek daha kolay bir yol değil mi?

Gerçek şu ki; bugün herhangi bir konuda başarıyı yakalamış her insan bu fikir tutmaz yerine, “nasıl deneyebilirim?” diye başladı.

Gerçek şu ki; çoğu insan senden daha yetenekli değil.

“Fikri tutan” birçok insan sadece harekete geçti ve yolda kararlılıkla kalmayı tercih etti.

Biliyorsun değil mi?

Ama 12 büyük yayıncının JK Rowling Harry Potter’ın yayınlanmasından önce tam 12 büyük yayıncı tarafından reddedildi.

Walt Disney Kansas City Star'daki işinden 'yaratıcılığı olmadığı' ve 'iyi fikirleri olmadığı' için kovulmuştu.

Edison ampulü ancak 1000. denemesinden sonra keşfedebildi. Ama bu diğer denemelerinde saçmaladığı anlamına gelmiyor. Hatta kendisine yüzlerce kez başarısız olmak nasıl bir duygu diye soran gazeteciye verdiği cevabı da paylaşayım:

“Bu icadı yapabilmek için yapmış olduğum her deneme aslında başarı için atılmış birer adımdı. 999 kez yeni bir şey öğrendim. Yani ben 1000 deneme sonucunda 1000 kez başarısız olmadım. Tam aksine böylesi bir başarı için kat edilmesi gereken 1000 adımlık yolu yürümüş oldum. Demek ki bu icat 1001 adımlık bir icatmış.”

Evet, bu 3 cümle ile kendimizi kandırıyor, engelliyor ve ilerlememizin önünü

kapatıyoruz. Yazımı bitirirken bir manipülatif cümle daha geldi aklıma, söylemeden geçmek olmaz:

“Yarın başlarım.”

Hayır, çünkü dün de öyle demiştin. Yarın daha kolay olmayacak. Şimdi başla ve yarın devam et!

Web

Web

Instagram

Popüler İçerikler

Wanda Nara ile Yasak Aşk Yaşadığı Öne Sürülen Keita Balde Sivasspor'dan Gönderildi
Serdal Adalı, Ricardo Quaresma'ya Jübile Yaptıracağı Tarihi Açıkladı
Tolunay Kafkas, "El Sıkmama" Olayına Müdahil Oldu: Hedefinde Volkan Demirel Var