Büyük şehirlerde yaşayanların çoğu zaman hayali olan küçük yerleşim yerlerinde yaşama hayalini az çok biliyoruz. Peki küçük yerleşim bölgelerinde yaşamanın güzel yanları neler?
Büyük şehirlerde yaşayanların çoğu zaman hayali olan küçük yerleşim yerlerinde yaşama hayalini az çok biliyoruz. Peki küçük yerleşim bölgelerinde yaşamanın güzel yanları neler?
Fabrikalardan uzakta, mis gibi oksijen...
Dışarı çıktığımız zaman betonların arasında boğulmak yerine içimizden bir OH BE çekiyoruz.
Hormonlu sebze meyve yerine dalından koparılmış besinler tüketiyoruz.
Gerçekten böyle mi kokuyormuş dedik...
Muhabbet edebildiğimiz, günaydın dediğimizde cevap alabildiğimiz bir esnaf...
Her yere bisikletle gidebilmenin getirdiği o huzur hissiyle yaşıyoruz.
Sabah alarm ile uyanmaya gerek yok, kuşlar en güzel alarm burada.
Hatta tarladan birkaç parça meyve kopararak öğle yemeğimizi yemiş oluyoruz.
Ömürlerine kocaman hikayeler sığdırabilmiş insanlardan öğütler alıyoruz.
Güzel bir masa ve sevdiğimiz insanlarla doğanın tadını çıkarıyoruz.
Kapıyı kilitlemeye bile gerek duymuyoruz bazen.
İstersek sporumuzu istersek yogamızı yapıyor, dilediğimiz gibi kendimize vakit ayırabiliyoruz.
Sokaklarda oturup çayını içen, meyvesini yiyen insanlara selam vere vere yürüyoruz.
Beyaz yakalı alışkanlıklarını geride bırakıp hayatın tadını çıkarabilmek adına...
Türkiyede böyle bir yer olduğunu sanmıyorum
daha önce istanbulda yaşayan ve bazı sebeplerle çözüm yolu olarak seçtiğim küçük yerleşim bölgesinde 4 yılımı ziyan ettim. ay sonunda istanbula dönüyorum ve kesinlik şunu söyleyebilirim: “Arkadaşlar sakın gelmeyin tünelin ucu bombok bir yere çıkıyor”
Türkiye'nin en güzel ormanları içerisinde Karabük-Yenice