Geçtiğimiz günlerde Instagram'da çok gurur duyduğum bir fotoğraf paylaştım. Gelen tepkilerin bir kısmı olumluyken, bir kısmı da bunun fotoğraf değil, daha çok dijital ortamda oluşturulmuş bir şey olduğu yönündeydi. Sonrasında düşünmeye başladım. İnsanlar gerçekten fotoğraf kavramını anlıyorlar mı ve neden fotoğraflar üzerindeki oynamalara bu kadar körü körüne karşılar?
İkizlerim Annabella ve Juliette'in doğumundan sonra fotoğraf tutkum başladı. Fotoğraf sayesinde çocuklarımın dünyasına girmeye başladım. Geriye dönüp baktığımız zaman yüzümüzde gülümseme oluşturacak anları yakalamaya başladım. Çeşitli fotoğraf metotlarını kullanmak beni bu vizyona daha da yakınlaştırdı. Photoshop da bu metotlardan bir tanesiydi benim için.
Fotoğrafçılık 180 yıl önce icat edildi. Ama son yıllarda kullanılan dijital fotoğraf teknikleri tartışma konusu olmaya başladı. Ama bu da fotoğraf tarihindeki farkındalığımızın eksikliğini gösteriyor bir bakıma. Görselleri farklı tekniklerle geliştirmek Photoshop ile başlamadı. Bu, fotoğrafçılar için fotoğraf çekiminde en önemli şeydi her zaman.
Biraz daha kurcalamaya başladıkça sanat ve haber fotoğrafçılarının da benzer teknikleri kullanarak fotoğraflarda düzenlemeler ve değişiklikler yaptıklarını gördüm. Dolayısıyla üzerinde değişiklik yapılmış fotoğrafların fotoğraf kabul edilmemesi düşüncesi beni çok daha ikna etmedi. Eğer bu fotoğrafları, fotoğraf olarak kabul etmeyeceksek dünya üzerinde tek bir fotoğraf bile kalmaması gerekirdi.
19. yüzyıl fotoğrafçıları da bunu yapıyorlar ve adına da fotoğraftaki 'kusurları düzeltmek' diyorlar. Farklı teknikler kullanarak, fotoğraflarına hareket katıyorlar. Benzer şekilde son dönemlerde çekilen birçok fotoğraf farklı tekniklerle belli bir seviyeye kadar değiştiriliyor. Fotoğrafçı ise bunu hikayeyi daha iyi anlatabilmek için yapıyor. Hatta aile albümlerindeki kareler de kullanılan filme, kimyasallara ve arka plan renklerine göre çeşitleniyor. Şu an el değmemiş, düzenleme yapılmamış fotoğraf yok denecek kadar azdır.
Elbette Photoshop kullanımının fazlalığının insanları endişelendirmesinin nedenini anlayabiliyorum ama ben kendimi belgesel fotoğrafçısı olarak görmüyorum. Hatta bundan fazlasıyla uzağım. Bence benim işim daha çok film çekmek gibi. Görselleri düzenleme kısmı da film çekiminin bir parçası ve kimse kullanılan teknikleri eleştirmez. Bu tekniklerin uygulanmasında bile bir sanat var. Ayrıca beni vizyonuma yaklaştıran her türlü tekniği ve aracı kullanacağım.
Fotoğrafçılık normalde ışıkla çizmek veya yazmak anlamına gelir. Tamamen bilgisayar yardımıyla oluşturulan görüntüler elbette bu anlama gelmez. Ben sonuçta bu fotoğrafları çektikten sonra bilgisayarda düzenleme yapıyorum. Sonrasındaki bu süreç fotoğrafçılığı etkilemez. Temel olarak baktığınızda insanların yüzyıl öncesinde karanlık odada yaptığından farklı olduğunu da düşünmüyorum.
Fotoğrafçılık konusunda verdiğim bu bilgilerden sonra sizlerin de düşüncelerini duymak isterim. Lütfen bir fotoğrafın ne zaman fotoğraf olmaktan çıktığını söyleyin. Ne kadar düzenleme aşırıdır?
Biz böyle ayarında kullanmıyoruz ki; eleman kafayı komple kesip güneşin yanına koyuyor, öbür yanına bitane silah + gül kombini. Alt kısma da "Kaderimsin" yazıyor. Şoptan soğuturlar ak