Peyzaj Düzenlemesi Adı Altında Sera Naylonuyla Gölet Yaptılar

Denizli’nin Acıpayam ilçesinde bulunan Olukbaşı-Benlik kanyonunda Acıpayam Belediyesi peyzaj düzenlemesi adı altında sera naylonuyla gölet yaptırdı.

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici mesire yeri statüsündeki kanyonu 2040 yılına kadar kiralayan belediyenin, kanyon çıkışındaki dere yatağının zeminine sera naylonu döşeyerek yapay göletler yapmasının çok tehlikeli olduğunu söyledi.

"Mavi-yeşil algler artacak"

Yapay alanlarda suyun akışının engellenmesi ve dolgu malzemeleriyle yapılan bu tür ilkel oluşumlarının çok kısa sürede mavi-yeşil alg üretimini artıracağını belirten Dr. Erol Kesici, bu tür suların çok çabuk kirlendiği için toksik etki yarattığını dile getirdi.

Kesici, “Bu nedenle bu doğal alanda öncelikle akıl dışı ve çok tehlikeli olan bu yapay gölet ortadan kaldırılmalı, suyun doğal akışına engel olunmamalı. Ayrıca bu alanlar insan ve yapılaşma baskısından arındırılmalıdır. Plansız ve sağlık koşullarına uygunluğu tartışılacak, insanların ihtiyaçları karşılayacak düzenlemeler mobilize yapılarla yerine getirilmelidir” ifadelerini kullandı.

Şubat ayında kiralandı

Acıpayam ilçesine bağlı Olukbaşı ve Benlik mahalleleri arasında yer alan kanyon, Sol Haber'in haberine göre geçtiğimiz şubat ayında Denizli Orman Bölge Müdürlüğü tarafından Acıpayam Belediyesi’ne kiralandı.

“B Tipi Mesire Yeri” statüsünde olan kanyonun işletme hakkını 2040 yılına kadar elde eden belediye, bu doğal alanı turizme açmak için girişime başladı. Kanyona ziyaretçi çekmek ve yerel halka turizm geliri sağlamak amacıyla başlatılan peyzaj çalışmaları kapsamında kanyonun olduğu bölgeye yürüyüş yolları ve seyir terası inşa edildi. Ancak kanyon çıkışında görsel zenginlik oluşturmak amacıyla dere yatağına sera naylonu kaplayarak yapay göletlerin inşa edilmesi tepkilere neden oldu.

"Doğal döngüye müdahale"

Dr. Erol Kesici, Olukbaşı-Benlik Kanyonu dere yatağı üzerinde zemini sera naylonuyla kaplayıp gölet yapmanın inanılması güç ve aklın almayacağı bir düzenleme olduğunu belirterek, “Adı üstünde sera naylonu. Sera naylonlarının kullanım amacı ısı ve ışık etkisidir. Doğal alanlara kimyasal türevli yapı malzemeleriyle havuz, gölet ve benzeri yapay su alanları oluşturmak bu alanların doğasına, döngüsüne ve yaşamına müdahale etmek, sekteye uğratmak demektir” dedi.

Sera naylonuyla yapılan göletin öncelikle buranın iklimini değiştireceğini söyleyen Kesici, “Isı ve sıcaklık artışı farkı nedeniyle mikro kliması ve biyolojik yapısı etkilenecektir. Mikroplastik artışına neden olarak tehlikeli atık oluşumuna ve doğaya yayılmasına neden olmaktır. Buna kim akıl verir, kim izin verir anlamak çok zor” ifadelerini kullandı.

"Para için önce kirletiliyor sonra da terk ediliyor"

Yapay göletlerle gündeme gelen kanyonu şekillendirenin su olduğuna işaret eden Dr. Erol Kesici, “Para için doğal yapının değiştirilip dönüştürüldüğü alanlar çok kısa sürede önce orada yaşayan canlılar için, sonrasında da yok edici insan etkileri nedeniyle ‘kirletilerek’ terk edilen alanlara dönüşüyor. Daha sonra bu alanları iyileştirmek için yapılan harcamalar bir yana doğanın eski haline dönüşü orayı terk etseniz dahi çok uzun zaman alıyor. Doğaya yapılan bu tür müdahaleler ve insan etkilerinin canlıların yaşamına verdiği zararlardan hâlâ ders alınmış değil” ifadelerini kullandı. Sera naylonunun ömrü ve dayanıklılığının az olduğuna da işaret eden Kesici, şu bilgileri aktardı:'Bu tür naylonların başta börtü böcek olmak üzere mikroorganizmalarda ışık etkisi nedeniyle yaşamsal kayıplara ve farklılaşmalara neden oluyor. Aynı zamanda güneş ışınlarının muhafaza edilmesi nedeniyle ısı değişimi ve yanı sıra plastik malzemelerindeki kimyasalların su kalitesi ve sudaki yaşam için tehlikeli olduğu da biliniyor. Bu uygulama, orada yaşayan bitkilere, kuşlara yaban hayatına büyük zararlar verecektir.

'Doğal döngüye çomak sokmayın'

Milyonlarca yıldır varlığını sürdüren ve günümüze kadar ulaşan doğal alanların eşsiz güzellikte ve albenili olmasının nedeninin “doğal” olarak kalabilmelerinden kaynaklandığının altını çizen Dr. Erol Kesici, “Burada yapılmak istenenler, ‘Bugün ben kullanayım, para kazanayım, yarına ne kalırsa kalsın’ mantığıyla uygulamaya konuluyor. Doğanın, suyun akışına zarar vermek, bindiğin dalı kesmek, altın yumurtlayan tavuğu kesmek, doğal döngüye çomak sokmak anlamına geliyor. Artık günümüzde bu tür ilkelliklerden vazgeçilmelidir” görüşünü dile getirdi.

Alparslan Türkeş’in Oğlu, Babasının Kabrine Alınmadı: 'Genel Merkezden Talimat Var Giremezsin'
#SapıkAlihanTutuklansın TT Olmuştu! Sosyal Medyada Hakaretleri Nedeniyle Tepki Gören Kişi Yakalandı
Akademisyenlerin Hesapladığı ile TÜİK'in Enflasyonu Arasında 3 Kat Fark Var!

Popüler İçerikler

Sonunda Bu da Oldu: Antalya'daki Bir Otelde Türk Müşteriden 120 Euro "Milliyet Farkı Ücreti" Alındı
Kızılcık Şerbeti Umut'un En Başından Beri "Umutsuz Vaka" Olduğunu Anlatan Enfes Flood
Göndermesiz Anket: En Komik Komedyeni Seçiyoruz!
YORUMLAR
05.04.2021

Herşey para olmamalı demek isterdim ama bana gülenler olacak

05.04.2021

bu kiralama olayının belirleyici maddeleri falan yok mu yani ben bi orman kiralasam işletmek için sonra da desem ki ben burayı düzenliyorum. söksem tüm ağaçları mesela olacak mı bu? adı üzerinde işletme hakkı. aq al olduğu gibi işlet işte suya müdahale etmek de nedir ya? bu ülkede doğal yaşamı koruma adına hiçbi şey yok. aksine mahvetmek adına da her şey serbest.

Pasif Kullanıcı
05.04.2021

İnsanlar yurtdışında doğadan tabakaları nasıl çıkarırız da mikroplastikleri ve ne kadar derine indiğini, bugüne kadar gezegene nasıl zararlar verdiğimizi hesaplarız diye, Antroposen çağı ile ilgili el birliğiyle bilimsel çalışmalar yaparken olan şeye bak, hem de naylonla. Bir insan şimdiden günde kaç kaşık mikroplastik yiyor farkında mısınız?????? 23 Nisan'da Biden'la buluşunca sunuma bu naylon göleti de ekleyin.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ