Ev gece uyutmaz, gündüz huzur vermez, çoluk çocuk iki gün içinde manyağa bağlar, kadın kendini keser gizli gizli, adam evde üçüncü gün baltayla dolaşmaya başlar ama ucuza aldık diye ölene kadar çıkmazlar evden. Adam işe gider, karısı arar “çabuk gel Justin’e bir şey oldu” der, adam jipine atlar eve gelir ki Justin’in gözler kızarmış, beti benzi atmış, dudaklar kurumuş, bir köşede mırıldanıp duruyor, adam bunun evden kaynaklandığına ihtimal vermez. Daha iki gün önce koşup oynayan çocuk zombi olmuş ama adam hala geceleri beyzbol sopasıyla tıkırtı peşinde gezer durur.
Bu aile fertlerinden bir iki tanesini kaybetmedikçe ya da evin bireylerinden biri diğerlerini satırla doğramadıkça o evden çıkmazlar. lan embesiller! bir baktın iki baktın, evde tıkırtının, hışırtının sonu gelmiyor, çoluk çocuk vampire bağladı çıkıp gitsene soktumun evinden? Hala bodrumuna inip ne arıyorsun? Hala ne demeye bodrumdaki kazan aniden yanınca şaşırıyorsun. Belli ki evi şeytan ele geçirmiş, 's..erim evini de barkını da' deyip kiraya çıksana? Yahu gerizekalı aile reisi, eve verdiğin üç kuruş çoluk çocuğunun hayatından daha mı değerli?
Arka bahçeye trombolin koymaktan, ağaca otomobil lastiğinden salıncak yapmaktan başka bir bildiğin yok mu senin? Ben evde bir gece kalırım baktım gürültü var, ertesi gün taşınırım. Hele ki çocuk zombi olacak ve ben hala belki bir çaresini bulurum diye tavan arasına falan çıkacağım. Yemin ediyorum öldüğüne falan üzülmüyorum da o kadını, çocukları da peşinden sürüklüyorsun ya ona üzülüyorum.
…Bodrumdan bir gürleme sesi geldi, al sopanı da inip bir bak Allah'ın moronu seni ya.