Pelin Çini Yazio: "Seksi Bir Kadın Değil, Çekici Bir İnsanım"

Sadakatsiz bu sezon en çok izlenen, en konuşulan dizilerden biriydi, şüphesiz. Ben de burada işlenen mesele ile alakalı yazılar yazmıştım. Aldatmak tam olarak ne anlama gelir? İnsan neden aldatır? Peki aşk bunun neresindedir? diye...

Bugün de dizide en sevdiğim karakterlerden birini ağırlıyorum: Güçlü Teyzeyi, Gönül Güçlü'yü..

Gözde Seda Altuner çok yetenekli bir oyuncu, çoğu kişi onu bu rol ile tanımış olsa da aslında epeydir gözümüzün önündeymiş.  Çoğunuzun hatırlayacağı bir örnek vereyim. Şahan Gökbakar'ın Celal ile Ceren filminde Celal'in altına yaptığı sahneye bir kez daha bakın mesela...

Dizinin yayınlandığı her bölüm sonrası performansı sosyal medyada konuşulan, hakkında pek fazla şey bilinmeyen ama çok merak edilen oyuncuya aklıma gelenleri sordum, o da sağ olsun tüm samimiyetiyle cevapladı.  Bu arada bu hafta doğum gününü kutluyor olacak. Huzurlarınızda ona yeni yaşında mutluluk ve aşk diliyorum.

Buyursunlar...

* Bir "güçlü teyze" fanı olarak herkes adına "hayatımıza hoş geldin!" demek istiyorum. Bundan önce de birçok popüler işte yer almışsın. Sence neden bu karakter ile parladın?

Evet, daha önce de popüler işlerde yer aldım, buna özen gösterdim. Kadronun, yönetmenin iyi olduğu projeleri seçmeye çalıştım ama sen kendini göstermeden, yani izleyici seni 'fark' etmeden büyük roller alman pek mümkün olmuyor. Ne kadar iyi bir oyuncu olsan da bir yere kadar, karakterin müsaade ettiği yere kadar ilerleyebiliyorsun. 

Ben şanslıyım Sadakatsiz'de Gönül için hem senaristlerimiz Kemal Hamamcıoğlu ile Dilara Pamuk hem de yönetmenimiz Neslihan Yeşilyurt ile ben birlikte ilerledik. Onlar bir tuğla koydu ben bir tane. Gönül böyle ortaya çıktı diyebilirim.

* Gönül hanıma dönüşme sürecinden bahseder misin? Role nasıl hazırlandın?  Gönül o kadar 'gerçek' ki, hayatında birebir tanıdığın birilerini yansıttığını düşünüyorum bazen...

Pek hazırlanmadım Pelin çünkü o kadar ani oldu ki her şey. Görüşmeye başka bir karakter için gitmiştim ve ertesi gün sette kendimi Gönül olarak buldum. Yaptığım tek şey iş onaylandıktan sonra saçlarıma hayatımda ilk kez kaynak yaptırmak oldu (Bakması çok zormuş bunu da anladım).

Setteki ilk günümde aptal aptal etrafa baktım ne yapacağımı bilemedim inan. Ama yönetmenimiz Neslihan ve Cansu hem çok sabırlı davrandılar hem de desteklediler. Gönül'ün gerçek bir 'teyze' olması için çaba sarf ediyorum tabii. Etrafımdakileri gözlemliyorum, bana anlatılanlardan aklımda kalanları ekliyorum.

* Röportaja hazırlanırken seninle ilgili yapılan aramalara baktım. En çok eşin, yaşın, kilon ve boyun merak ediliyor. Yaş meselesinden başlayalım. Kendinden yaşlı bir kadını canlandırıyorsun. Hatta Cansu Dere'den küçük yaşta olman magazinde de yer almış. Bizi bu konuda aydınlatır mısın? Zorlanıyor musun o yaşa "çıkmakta"?

Bir eşim yok Pelincim. Haftaya 39 yaşına giriyorum. Kilom sürekli değişir, boyum 1,65. Kilo bu yaş meselesinde avantaj oldu. İnsanı daha yaşlı gösteriyor belki de. Makyaj, saç ve tavırla da iş daha da inandırıcı hale geldi. Ama bu konuda bazen 'bu kızdan anne hiç olmamış yahu' gibi yorumlar da görüyorum. Bazen de 'Cansu'dan 20 yaş büyük gözüküyor' da yazıyorlar. Hiçbir zaman herkesi memnun edemiyorsun.

* Magazinden konu açılmışken sever misin magazin? İzler miydin? Ya da şöyle sorayım. Pandemiden ötürü belki henüz başlamamış olabilir ama 'Güçlü teyze şurada görüntülendi' haberleri olacaktır eminim ki. Bu seni endişelendiriyor mu? 'ünlü' olmak ne anlama geliyor senin için? Önemsediğin bir şey mi?

Magazin tadında olduğu sürece sevdiğim bir şey. Çocukluğumdan beri izlerim, beğendiğim kişilerin hayatına dair doğru haberleri takip etmeye çalışırım. Ama tabii ki insanın özel hayatına saygısızlık yapıldığında ya da söylenti üzerine haber oluşturulduğunda bundan hoşlanmıyorum.

Ünlü olmak beni nasıl etkiledi dersen o ilk sorudaki cevaba katkı yaptı diyebilirim. Artık istediğim, hayal ettiğim rolleri seçme konusunda biraz daha özgürüm diyebiliriz galiba. Ama onun dışında ünlü olma kavramı bana çok da uzak değildi zaten. Konservatuardan beri arkadaşlarımın hepsi ünlü oldu. Magazin nedir? Nasıl baş edilir? Neleri ciddiye almak gerekir? Bunları uzun zamandır gözlemledim. Antrenmanlıyım diyebilirim.

* İnsanlar seninle alakalı daha çok şey bilsin istiyorum. Nasıl bir ailede dünyaya geldin? Nerede yetiştin? Çocukluk hayalin neydi? Hayal kurmaya devam edenlerden misin? (Kimisi çocuklukta bırakır ya bu işi, ne yazık ki…)

Tokat'ta doğdum. Babam devlet memuru, annem ev hanımı. 4 kardeşiz. Bir abim var. Çok mutlu bir çocukluk geçirdim. Sokakta oynayan, bahçelerde koşan çocuklardanım yani. 

Hayal kurmayı severdim ancak hayatımın bir döneminde hayal kurmayı bıraktım. Zaman geçtikten sonra da fark ettim ki o dönem en mutsuz olduğum dönemmiş. Şunu artık biliyorum ki hayal kuruyor olmak bu hayatta bazı mutlu olma ihtimalini besleyen yegane şey. Çocukken de farklıydım biraz. Çıkıp 'oyuncu olmak istiyorum' demezdim ama şimdi fark ediyorum ki bir artistlik vardı.

* Araştırdım bulamadım. Bir sevgilin var mı? İsmini cismini sormuyorum. Şu an aşık mısın? Değilsen de en son ne zaman aşık oldun?

Sevgilim yok. Olsaydı sana adını da söylerim Pelincim. Uzun zamandır bir ilişkim yok, daha uzun zamandır da aşık olmadım. Aşkı gerçekten yaşamış biri olarak şu dönemde insanların adına aşk dedikleri şeyi de biraz sorguluyorum açıkçası.

Aşk 'yanımda biri olsun' değildir ya da aşk 'Bir ilişkiye ihtiyaç duymak' da değildir bence. O, o kadar kuvvetli bir his ki bir insanın başına en fazla 2 kez ya gelir ya gelmez ve ben bu ömrümde bir kez daha yaşamak ister miyim? Kesinlikle evet!

* Ekşi Sözlük’te "Ses tonu çok seksi" yazmışlar. Sence? Kendini seksi buluyor musun?

Ses tonumu da her şeyimi olduğu gibi beğenenler de var hiç beğenmeyenler de. Ben tatlı bulurum. Seksi mi bilmiyorum. Seksi değil de çekici diyebiliriz belki. Bence bu ikisi arasında ince bir çizgi var. Seksi bir kadın değilim ama çekici bir insanım Pelin.

* Toplumda özellikle kadınların üzerinde kurulmuş bir 'güzellik' baskısı var.  Televizyon sektörü de bunun en sert olduğu alan bence. Bu baskıyı nasıl bertaraf ediyorsun?

Ben 5-6 yıldır güzelliğin samimiyet olduğunu düşünüyorum. Yani gerçek olan, kalpten gelen, samimiyetinden şüphe duyamayacağım her şey çok güzel ve hayranlık uyandırıcı bence. O yüzden bedenin nasıl göründüğünden çok içinde taşıdığı ruhu önemsediğimden bu eleştiriler ve baskılar da beni pek etkilemiyor.

* Sosyal medya ile aran nasıl? Buradaki yorumlara bakıyor musun?

Bir yakın bir uzağım biraz gelgitli bir ilişkimiz var. Sadece Instagram kullanıyorum onu da birkaç kez hacklediler zaten. Bazen elime telefonu alıp garip garip filtreler deniyorum bazen de bakmayı bile unutuyorum. Yorumlara bakıyorum ama çok da didiklemiyorum. 'Bana ulaşması gereken eleştiri bir şekilde gelir zaten' diyorum.

* Sormazsam olmazdı. Setten sürekli çok eğlenceli anlarınızı paylaşıyorsun. O kadar eğleniyor musunuz sahiden?

O kadar uzun vakit geçiriyoruz ki sette. İnsanın yaşayabileceği her duyguyu yaşıyoruz diyebilirim. Sosyal medyada tabii ki güzel olanları, eğlenceli olanları paylaşıyorum. Sadakatsiz'de frekansımın tuttuğu insanlar var, şanslıyım ama bu hep böyle olacak diye bir kural yok. Yani 'Aman ne kadar eğleniyorlar. Setler çok eğlenceli yerlermiş' diye bu mesleğe adım atacakları uyarayım. Bu ciddi bir disiplin gerektiren yeri geldiğinde tüm hayatınızı kaplayan bir meslek. 

Instagram

Facebook

Twitter

Popüler İçerikler

Bakanlığın Gıda İfşaları Devam Ederken En Fazla At ve Eşek Etinin Satıldığı Şehirler Belli Oldu
Ali Koç, Fenerbahçe Tesislerinde Sıkıyönetim İlan Etti
Tolunay Kafkas, "El Sıkmama" Olayına Müdahil Oldu: Hedefinde Volkan Demirel Var