Pelin Çini Yazio: Masterchef'in Ünlü Yarışmacısı Tahsin Küçük: "Finale Kalacağımı İlk Elemede Anlamıştım"

Masterchef severek izlediğim programlardan biri. Mutfakla arası olmayan biriyim o yüzden izlerken de yapılan yemeklerden çok yarışmacıların karakterleri ilgimi çekiyordu. Aralarında biri vardı ki annemin de benim de favorimiz olmuştu. 

Tahsin Küçük'ten bahsediyorum. Onun bu nevi şahsına münhasır hali sadece bizim ilgimizi çekmemiş olacak ki kendisi Show TV'de 'Şef Kapımda' isminde bir TV programına başladı. 

Tahsin ile hem yarışmayı konuştuk hem de hayallerini... E bir araya gelmişken diğer yarışmacıların kulaklarını da çınlatmasak olmazdı tabii ki...

- Tahsin seni herkes tanıyor aslında ama yine de sormalıyım. Kaç yaşındasın? Hangi okullarda okudun?

Haziran ayında 25 yaşımı dolduruyorum. Okan Üniversitesi Gastronomi bölümünden mezun oldum. Sinema TV üzerine de yüksek lisans yapmak istiyorum. 

- Hayatında mutfağa dair ilk anını anlatır mısın?

İlk mutfak anımda tabii ki annem var. Ben annesi mutfaktayken sürekli girip, dolabı açan, ona bulaşan çocuklardandım. Mutfakta vakit geçirmeyi çok severim. İlk kez de hamur açmıştım. Bizim ailemizde Ramazan aylarında yufka açmak bir gelenektir. Küçükken bana da öğretin diye ağladığımı hatırlıyorum. Yani elim ilk ekmek tuttu desem yeridir, belki de bu yüzden hamurla aram çok iyi… 

- Evde yemekleri kim yapar? Kimin nesi meşhurdur?

Evde genelde annem yapıyor. Abimin menemeni, babamın da saç kavurması meşhurdur ama çok nadir yaparlar. Babam yeni yeni bizden özenerek mutfağa girmeye başladı diyebilirim ama annemin tüm yemekleri meşhurdur, anneannemden el aldığı söylenir. Özellikle lahana yemeği...

- Arkadaşlarına sevgililerine hep sen mi yemek yaparsın? Bu görev gibi sana mı kalır? Sanki insan iyi yemek yapınca bu görev ona kalır gibime geliyor...

Biraz öyle. 'Senin bir yemeğini de yemedik' diyorlar hep. İlk tanışmada da flörtte de böyle. Bazı durumlarda bundan biraz rahatsız olabiliyorum. Sanki bir beklenti, zorunluluk gibi geliyor. Zaten ben belli bir samimiyette isem, içimden geliyorsa yapıyorum. Sosyal medyada arkadaşlarıma yaptığım yemekleri paylaştığımda en çok beğeniyi onlar alıyor.

- Masterchef'ten öncesine biraz bakalım. Çocukluk hayalin tam olarak ne? Dünyaca ünlü tanınan bir şef olmak mı? Mekân zinciri kurmak mı? Kitaplar yazmak mı?

Aslında çocukken şef olacağım diye yanıp tutuşmuyordum, içimde hep bir ön planda olma isteği vardı. Göz önünde olmak istiyordum. Dans eğitimi aldım, tiyatro ile ilgilendim. Sahnede olmayı sevdim. Ancak ailem pek desteklemedi. Sonrasında annem kardeşime hamileyken babama yemek yapmıştım, o gün beni takdir ettiğini fark ettim. Şefliğe yönelmemde bu da etkilidir diye düşünüyorum.

Masterchef yeni medyada tanınır hale gelmemin, insanlara Tahsin'i gösterebilmemin en doğru yeriydi. Katılmadan önce kendime 'Tahsin senin kendini ispatlaman için Masterchef'e katılmana gerek var mı?' diye çok sordum. Yoktu, yani ben yarışmaya şefliğimi ispat etmek için değil insanlara ulaşabilmek için katıldım. Çok doğru bir kararmış, çok etkili ve saygın bir işte yer aldım. Çok mutluyum.

- Yarışmaya katılırken finali zorlayacağını biliyor muydun? Ben iddialı ve biraz da sivri bulurdum seni izlerken. Bu hoşuma da giderdi. Sen kendi bölümlerine baktın mı? Masterchef Tahsin sence nasıl bir yarışmacı?

Masterchef'teki Tahsin yüzde yüz benim. Hiç oynamadım. Sivri bulduğunuz şey biraz da hiçbir şeyi saklamadan, duygularımı düşüncelerimi pat pat dile getirmem olabilir. Gerekeni gerektiği yerde söyleyen, lafın altında kalmayan, başarısını ve kendini net bir şekilde ifade edebilen biriyim. Finale kadar geleceğimi de biliyordum. Hatta seçmelerden sonra eve geldiğimde arkadaşıma 'Bu yarışmayı ya ben kazanırım ya da Eren abi' demiştim. Öyle de oldu. Sonra Eren abi ile de konuştuk o da aynı şeyi düşünmüş. İkimiz de son 3 te olacağımızı hissetmişiz. 

- Kendini ünlü hissediyor musun? Sokaktaki tepkiler nasıl? Sosyal medyadan nasıl mesajlar alıyorsun? Kötü eleştiri ve yorumlar geliyor mu? 

Kendimi ünlü değil de tanınmış biri olarak hissediyorum diyebilirim. TV programı ile de yavaş yavaş ünlülük kısmına geçiyorum sanki. Sosyal medyada iyi de kötü de yorumlar geliyor. Kötü yorumlar genellikle tariflerimde kullandığım malzemelerin pahalı olması ile alakalı, o da benim suçum olmadığından bir şey diyemiyorum. Sokaktaki tepkilere gelince; o da enteresan. Gelip sarılmak isteyen de var; 'aaa ne kadar suratsızmışsın' diyen de. Sabahın yedisinde markette alışveriş yaparken herkes suratsızdır ama anladım ki göz önünde olmanın bedeli bu. İnsanlar size iyi kötü her tepkiyi filtresiz gösterebileceklerini düşünüyorlar. Bu da işin getirisi olduğu için normal karşılıyorum. 

- Influencerlık da yapıyor musun? Youtube kanalı açacak mısın?

Hayır çünkü o işin full mesainizi harcamadığınız sürece başarılı olacağını düşünmüyorum. Bu yoğunlukta da Youtube'a odaklanamam, o yüzden şu an yok. Influencer'lık yapıyorum. Gıda markalarıyla işbirliklerim oluyor. Tariflerimde kullandığım markaları etiketliyorum. Tercih ettiğim ürünleri paylaşıyorum. Ancak bu işten para kazanmasam da sosyal medyada olmaya devam ederim çünkü o mecrada tariflerimin insanlara çok net bir şekilde ulaştığını hissediyorum. 

- Masterchef’te birbirinizi yazdığınız o meşhur eleme bölümleri gerçekten nasıl geçiyor? Yani biri seni yazıyor mesela ve sonra onla aynı tezgahta çalışıyorsun aynı evde kalıyorsun... Hiç etkilenmiyor muydunuz? 

Çok etkileniyorduk. Masterchef'i bu kadar gerçek kılan şey de bence bu mesele. Evdeki gerginlikler ve bunlardan ortaya çıkan ilişki dinamikleri. Ben analitik zekama güvenirim. O yüzden yazılacağımı hissettiğim bölümlerde en güvendiğim, en iddialı tabaklarımı yapıyordum. Ama arada sırada ters köşe de oldu tabii ki.

Bir de sizlerin görmediğiniz tarafları da var. Aynı evde olduğumuzda yapılan röportajlarda falan ben yine duygularımı hiç saklamadan dile getiriyordum. Hatırlıyorum bir keresinde Hamza'nın bir açıklaması yüzünden baya bağırıp çağırmıştım. Dediğim gibi duygularımı saklamıyorum. Evde de öyleydim ama şimdi geri dönünce şunu çok net söyleyebilirim. Aynı evde yaşamak ve aynı tezgahta çalışmak çok zordu. Zor bir deneyimdi. 

- Yarışmadaki arkadaşlarınla hâlâ görüşüyor musun?

Hepsiyle görüşmüyorum. Görüşmediklerimi sayarsam daha rahat cevaplamış olurum: Görkem, Hamza, Burcu, Emre ve Hasan. Hasan ile de görüşmeme kararımı da yarışma bittikten sonra aldım. Diğerleri ile yarışma süresince de mesafeliydim. 'Hasan bana şunu yaptı o yüzden görüşmüyorum' diyemem. Sadece anladım ki biz birbirinin hayatında olması mümkün olmayan kişileriz. Hayata bakış açımız farklı. O yüzden bu kararı aldım.

- Gelelim TV macerana. Programa nasıl başladın? "Şef Kapımda" ile bize farklı ne vadediyorsun?

Valla ben bir format yazacak olsam bu olurdu. İçinde yemek var, samimi ve sohbeti bol. Yemek ve insan hikayeleri iç içe diyebilirim. Herkesin yemek yapabileceğini, mutfaktaki malzemelerle de sürpriz yemekler çıkarılabileceğini de gösteriyoruz seyirciye, eğlendiriyoruz da. Çekimlere gülmekten ara verdiğimiz zamanlar oluyor fazlasıyla. İyi ki böyle bir ekiple çalışıyorum, mutluyum.

İleride de yemeklerin ve onların bendeki hikayelerinin bir araya geldiği bir kitap çıkarmak istiyorum. Bir diğer hayalim de bu. İnşallah 35 yaşıma kadar yapmış olurum. Umarım olur… Tanınmaya başladım evet ama kendimi tanınmışlığın kötü yüzüne kaptırmayacağımı biliyorum. Hayallerimin peşinden gitmeye neysem o olarak devam edeceğim. Tahsin, bildiğiniz Tahsin…

Instagram

Facebok

Twitter

Popüler İçerikler

Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı