Hani böyle devamlı didiştiğini bildiğin, her konuda ayrı fikirde olan, kavgaları çok ama asla ayrılmayacağını bildiğin çiftler olur ya, dava dilekçesi yollasa inanmazsın. Biz öyle bir çiftiz. Dünyalarımız çok ayrı ama bir o kadar da aynı. Hastalık büyük bir sınav tabii, ilişkimiz de bu sınavdan nasibini aldı. Çok badireler atlattık ama Ali hep yanımda oldu, bizim evliliğimiz bambaşka bir boyuta geçti ve içi merhamet şefkat doldu, şimdi aşık mıyız, karı koca mıyız, sevgili miyiz, anne baba mıyız adı ne bilmiyorum ama çok zor bir yolun yol arkadaşıyız. Ayrılsak da beraber de olsak birbirimize eskisi gibi kızamıyoruz.
Bir kadın olarak bu tarz bir hastalık, bedenin şekil değiştirdiği bir hastalık geçirmek hayatındaki erkekle olan ilişkisine de sirayet eder diye düşünüyorum. Saçlarının döküldüğü, ilaçlardan ötürü erken menopoza girmek durumunda kaldığın bir süreden bahsediyoruz. Aranızdaki tutkuyu koruyabildiniz mi? Kendini kadınlık anlamında ‘eksik’ hissettiğin zamanlar oldu mu?
Kendimi hiç çirkin hissetmedim çünkü kafa tasım çok güzel çıktı, herkes beni o kadar övdü ki ben de bir eksiklik var mı yok mu fark etmedim bile. Ne zaman kirpiklerim döküldü o zaman ben bittim. Çok kötü oldum. Aramızdaki tutku da, cinsellik de kirpiklere kadar eskisinden farklı değildi, kirpik çok önemli Pelin, ışığa da bakamıyorsun aynaya da... Menopoz da beni çok etkiledi tabii, özellikle kemoterapiden sonra başladığım ve 5 sene kullanacağım ilaç metabolizmamı da hormonlarımı da 65 yaşına çıkardı, 65 yaşında bir kadının istekleriyle 32 yaşında bir kadının istekleri aynı olur mu? Üzücü, üzülüyorum ama yaşadığıma şükrettiğim için üzüntüm kısa sürüyor.
Son olarak korkudan bahsedelim. Bu süreçte ne kadar korktun Demet? İyimserliğini ve inancını yakından hissetmiş biri olarak arka planda neler döndü merak ediyorum. Pes ettiğin anlar var mıydı mesela?
Oğlumun büyüdüğünü görememekten çok korktum. Ama öyle büyüdüğü derken, günlük büyüme değil, nasıl bir adam olduğunu görememek. Kız arkadaşına nasıl davranacak? İş yerinde nasıl mail yazacak? Üniversite hayatında hangi şehri de ya da hangi bölümü tercih edecek? Gibi.. Çünkü onun kendi ayakları üzerinde duracağı günü görmek en büyük dileğim. En çok bundan korktum. Korktukça pes etmekten uzaklaştım, çok acı çektim, çok canım yandı ama bırakamadım.
Şu an korku var mı? Hani bazen uykudan uyanıp ‘acaba gerçek miydi? Gerçekten geçti mi? deriz ya. Öyle sabahların oluyor mu?Oluyorsa nasıl baş ediyorsun?
Her sabah... Mesela bu sabah arabada gidiyordum bir anda bana ne oldu diye ağlamaya başladım. Geçen gün telefonumda bir fotoğrafımı gördüm, yine bağırmaya başladım. Savaş sonrasında yıkık dökük bir alandayım sanki. Savaş esnasında tüm gücümle baş etmişim ama şimdi şokla bakıyorum etrafa, her tarafım protez, elimde engelli kartı var bunlar nasıl oldu, ne ara oldu, neden bana oldu hiçbir fikrim yok. Tüm tedavi sürecimde
anti-depresan kullandım, terapiler aldım, şimdi yavaş yavaş hayata dönerken hep şu soruyu soruyorum kendime ‘Hasta olmayan Demet ne yapıyordu?’ Şimdi mecburiyetsizim Pelin, bu bile bir şok. Zaten bir kitap yazdım adı da Mecburiyetsiz, önümüzdeki aylarda raflarda olacak, yeni hayatım çok kişiyi hasta olmaktan kurtaracak :)
https://mustafagoztok.com/illness/kolon-kalin-bagirsak-kanseri/ kolon kanseri hakkındada farkındalık oluşturulmalı