İzlemeyenler acilen izlemeli!Not: Dizinin konusu Beyazperde.com'dan alınmıştır.Dizide verilen girişimcilik derslerine geçmeden önce izlemeyenler ve hafızasını tazelemek isteyenler için dizinin konusunu bir hatırlayalım: Birinci Dünya Savaşı’ndan yeni çıkmış İngiltere’yi, yasadışı faaliyet gösteren çeşitli çeteler sarmıştır. Bunlardan biri de soygunculuk ve at yarışıyla para kazanan Peaky Blinders’dır. Polislere rüşvet yedirerek paçayı kurtaran çete, bir soygunda yanlışlık yapınca başlarına bela olacak yeni bir müfettişin şehre gelmesine vesile olurlar.Peaky Blinders çetesinin kilit isimlerinden olan Shelby, dizi boyunca izleyenleri zekasıyla etkiliyor. Kendisinin girişimci yönlerini ve iş dünyası hakkındaki bilgisini görmek mümkün. Harvard'da İşletme Profesörü olan H. Stevenson, girişimciliği, 'şu anda kontrol ettiğiniz kaynakların ötesindeki fırsat arayışı' olarak tanımlıyor. Bir girişimcinin karşısına çıkan fırsattaki potansiyeli görebileceği ve onu gerçekleştirmenin bir yolunu bulacağı bir zihniyet yapısında olması gerektiğini belirtiyor ki bunun tam olarak Thomas Shelby'yi anlattığını söyleyebiliriz. Gelin, Thomas Shelby'nin dizi boyunca bizlere verdiği girişimcilik derslerine bir bakalım...Girişimciliğe atıldığınızda kaçınılmaz olarak birçok zorlukla karşılaşırsınız ve bu zorluklarla uğraşırken birkaç beyaz söylemek durumunda kalabileceğiniz söylenebilir. İş dünyasında genellikle müzakerelerde ve pazarlama tekniklerinde bazı gerçekleri biraz abartarak anlatmak gerektiği söylenebilir. Ayrıca, girişimcilerin kendi reklamını yapmak için blöf yapabildiği düşünülür.Yalan ve abartıdan kaçınarak girişimin özgün olmasına özen gösterilmelidir. Müşteriler özgünlüğe değer verir ve bu nedenle, dürüst olmak kesinlikle sizi öne çıkaracak ve bir özelliktir. Düşünelenin aksine, her tanıtım iyi tanıtım değildir ve bugün içinde yaşadığımız sosyal medya çağında Shelby'nin dediği gibi yalanlar gerçeklerden daha hızlı yayılacaktır. Masum görünen yalanlardan dahi uzak durmak gerekir.Bırakın sevdiğimiz işi yaparak para kazanabileceğimiz bir konumda olmayı, hayattaki tutkularımızın neler olduğunu keşfetmek bile zor olabilir. İstediklerimizi keşfettiğimizde de bunların bize para kazandıracağı yollar bulmaya çalışırız.İşten işe atlarken istediklerimizle uyuşmayan fırsatlar ne kadar iyi olsa da tam anlamıyla mutlu hissedemeyiz. Bu nedenle, yaptığınız işler ne kadar kârlı olursa olsun eğer gerçekten istediğiniz işi yapmıyorsanız bir eksiklik hissedebilirsiniz. Bu da zamanla motivasyonunuzun düşmesine ve işinizin kötüye gitmesine neden olabilir. Yapmayı sevdiğiniz işleri bulmaya çalışmalısınız bu sayede motivasyonunuz her zaman yüksek kalacaktır.Konfor alanından çıkmak, tüm girişimcilerin yapması gereken bir şeydir. Genellikle kendimizi güvende veya rahat hissettiğimiz yerde kalırız, bu bize rahatlık getirir. Ancak, bu rahatlık gerçekten yapmak istediğimiz şeyleri yapmamızı engelleyebilir. Bilinmeyenle yüzleşme riskini aldığınız için konfor alanınızdan çıkmak cesurca bir davranış olarak kabul edilir.Bir şeyi kesin olarak bilmemizin tek yolu, onu deneyimlemektir. Genellikle, ilk adımı atmak en zorudur ve bunu başardığınızda aslında işin düşündüğünüz kadar zorlu olmadığını görebilirsiniz. Cesur olmak ve istediklerinizi yapmak için yeni bir işe atılmak konfor alanınızda hiçbir şey yapmadan durmaktan daha iyi bir seçenek olabilir.'Kaplumbağa ve Tavşan' hikayesini hepimiz duymuşuzdur. Kaplumbağa yavaş olsa da asla pes etmeyerek ve tavşan gibi rakibini hafife almayarak yarışı kazanır. Bu hikaye bize hızlı ve detaylıca düşünmeden hareket etmek yerine yerine yavaş ve istikrarlı olursak daha başarılı olabileceğimizi öğretir. Çoğu insan, kendini diğerleriyle karşılaştırarak başarısını ölçmeye çalışır. Özellikle iş dünyasında ve girişimcilikte, sektördeki rakiplerin başarısına ve gelişimine bakılarak başarının ölçülmeye çalışılması durumu yaygındır.Bu, birçok işletmenin başarısız olmasına neden olan faktörlerden biridir. Çoğu kişi istedikleri sonuçları yeterince hızlı göremedikleri için motivasyonlarını kaybeder. Fikrinize gerçekten inanır ve girişimcilikte karşınıza çıkan zorluklarla başa çıkabilirseniz ilerleme kaydedebilir ve başarıya ulaşabilirsiniz. Bu nedenle, kendinizi başkalarıyla karşılaştırmak yerine güçlüklere karşı dik durmayı ve yavaş ama emin adımlarla ilerlemeyi denemelisiniz.Bir girişimci olarak işinizin kontrolü sizdedir ve siz durursanız işiniz de durur. Çabalarınızın karşılığını almak için çok uzun saatler çalışmanız ve uykunuzdan fedakarlık etmeniz gerekebilir. Bu zorlu çalışma ortamı birçok kişinin girişimciliğe başlamaktan çekinmesinin nedenlerindendir. Bir girişimci olarak başarılı olmak için gece gündüz çalışmanız gerekebileceğini ve tüm odağınızı işe vermeniz gereken zamanlar olabileceğini unutmamalısınız. Özellikle başlangıçta dinlenmek için çok az zamanınız olacaktır.Girişimci olmak zorlu bir süreçten geçmeyi gerektirir ancak yaptığınız işi gerçekten seviyorsanız bu zorluklara değecektir. Kendine inanç olduğu sürece her başarısızlıktan sonra yeniden başarıya ulaşmak mümkün.Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...