Paylaştıkları Eleştiriliyor Ya Paylaşmadıkları? Bakan Nebati'nin Göz Ardı Ettiği Verilerde Neler Var?

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati Twitter’dan yaptığı paylaşımlarla adından söz ettirmeye devam ediyor. Nebati'nin her paylaşımı yorum bombardımanına tutulurken, özellikle ekonomide zor zamanlar geçiren kesimin alım gücü düştükçe,  yapılan yorumlar kadar yapılmayanlar da inceleniyor. 

Son yorumu ile eğitim, sağlık ve sosyal harcamalarda AKP'nin iktidara geldiği 20 yıllık sürecin verilerini sunan Nebati, KYK'nın tartışıldığı bugünlerde odak noktası oldu. Nebati, “Eğitimin, sağlığın ve huzurlu bir toplumun ülke kalkınmamızdaki kritik rolünün farkındayız. Bu sebeple beşeri ve fiziki kapasitenin artırılmasına önem veriyor, bu yöndeki iyileştirmelere aralıksız devam ediyoruz” dedi.

Paylaşımın detayları ve tepkiler burada👇

Sosyal Medya, 2002 ile 2022'deki KYK Kredisini Karşılaştıran Nebati'ye Enflasyonu Öğretmeye Çalışıyor

1. 20 yıllık süreçte Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin paylaşmadığı veriler nelerdi?

Sözcü'nün derlediği verilerde ilk sırada 2002 yılı sonunda Türkiye'nin milli gelirinin 240 milyar dolar olmasına dikkat çekildi. Çünkü 2013'te TL'deki değer artışıyla 957 milyar dolara yükselen milli gelir, sonraki yıllarda ise 775 milyar dolara geriledi.

2. İlk 10 ekonomi içinde yer almak!

İktidara geldiğinde Türkiye büyük bir krizle boğuşurken, küresel konjonktürü de arkasına alarak AKP yönetiminin en iddialı olduğu kısım ekonomi olurken, özellikle 2023 hedeflerinde yani Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılında dünyadaki ilk 10 ekonomi arasında girmek en önemli söylemdi. 

2015 yılında dünyanın en büyük ekonomileri sıralamasında 16’ncı olan Türkiye, IMF'nin 2022 Nisan ayı raporunda 21. sıraya gerilediği görüldü.

3. Kasım 2002'de iktidar değiştiğinde Türkiye'de kişi başı gelir 3 bin 620 dolar olurken, 2013 yılında zirvede 12 bin 490 dolar oldu.

2022 yılına geldiğimizde 9 bin 44 dolar olan kişi başı gelirde Türkiye dünyada 2002'de 73. sıradayken, 2021 yılı sonunda 78’inci sırada bulunuyordu. 

2014 yılında bu yana gerileyen kişi başı gelir, resmi verilerde de 2021 yılı sonunda 7 yıl üst üste düşüş göstererek Cumhuriyet tarihinde ilki gerçekleştirdi.

4. TL'de değer kaybı en büyük sorun!

Özellikle son 1 yılın ana gündemi olan, yaklaşık son 5 yılda hızlanan TL'de değer kaybında dolar/TL 4 Kasım 2002'de 1,67 olurken, bugün 17,49 seviyelerinde bulunuyor. 

Türkiye dış ticaretinde önemli payı olan ülkelerin para birimlerinin oluşturduğu sepet üzerinden enflasyondan arındırarak ölçülen reel efektif döviz kuru verilerinde TL, 2021 ekim ayında 1994 yılından sonra en değersiz seviyesinde bulunuyordu.

5. 90'ların ana teması ekonomik ve siyasi istikrarsızlık olurken, 2000'lerin başında krizin hemen öncesinde Türkiye'de işsizlik yüzde 6 seviyesindeydi.

Krizin akabinde ise 2002'de yüzde 9,8 olan işsizlik TÜİK verilerine göre 2022'de yüzde 11,3 olurken, geniş tanımlı işsizliğe bakıldığında ise yüzde 21,7 olduğu görülüyor.

6. Enflasyon kronikleşmekten kurtulamadı. Türkiye'de 90'lı yıllarda çok yüksek olan enflasyonist sürece geri dönüldü.

2002 yılında dünyada ortalama enflasyon yüzde 4,1 olurken, bu oran gelişen ülkelerde yüzde 6,7, Türkiye'de ise yüzde 29,7 olmuştu. 

2019'da dünya ortalaması 3,9, gelişen ülkeler yüzde 5,7 enflasyonla yaşarken Türkiye'de yüzde 11,8 oldu. 

Son açıklanan ve çok tartışılan TÜİK enflasyon verisi ise Haziran 2022'de enflasyonu yüzde 78,62 seviyesinde gösteriyor.

7. Cari açık, hep açık kaldı.

AKP'nin ekonomi politikaları hep  büyümeyi öngörüyordu. Böylelikle piyasalar hep canlı kalacaktı. Ancak bu büyümede gelir adaletsizliği sorunu göz ardı edilirken, iktidarın ilk 10 yılında yapılan özelleştirmeler ve dünyada da yaşanan para bolluğu ile ithalata dayalı üretim yükse cari açık verilmesine neden olurken, diğer yandan 2021 yılında da cari fazla hedefi ile enflasyonu düşürme şeklinde planlanan ekonomi modelinde hedeflere hala ulaşılamazken, Türkiye yıllık bazda 2001 yılı sonrası sadece 2019 yılında cari fazla verdi. Kaynak: TCMB EVDS

Milli gelire oranla cari açık ise 2002 yılında yüzde 0,3 olurken, bugün yüzde 3,8 seviyesinde bulunuyor.

8. Cari açık finansmanı da hep sorun oldu ve olmaya devam edeceği görülüyor.

Yüksek cari açık ile ithalata bağımlı ekonomi sebebiyle dış borç stoku son 20 yılda önemli derecede artış gösterdi. 

Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerinde görüldüğü üzere Türkiye'nin brüt dış borç stoku 2002 yılı sonunda 132 milyar dolarken, 2022 ilk çeyrek sonunda 451 milyar dolar oldu. GSYH'ye oranı ise 2002'de yüzde 55,4 olurken, 2022 ilk çeyreğin sonunda yüzde 56,8 oldu.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir👇

2002 Seçimleri İçin Hazırlanan Video ile 'Nereden Nereye?' Verilerle Türkiye'nin Son 20 Yılı!
Gözleri Işıl Işıl Bir Bakan: Nureddin Nebati'nin Bugüne Dek Yaptığı Akla Ziyan Açıklamalar
'Hedef 2023'e 1 Yıl Kala Ekonomik Olarak Hedeflerin Ne Kadarını Gerçekleştirdik?

Popüler İçerikler

Çekirdek Sabancılar Nazlı, Hacı ve Arzu Alara'dan Klasikleşen Aile Pozuna Güncelleme Geldi!
Gürgen Öz, Miss Turkey 2024 Birincisi İdil Bilgen'e Gelen Eleştirileri Dilan Polat Üzerinden Değerlendirdi!
Gazeteci Timur Soykan Narin Cinayetiyle İlgili Düğüme Dönen Konuları Çarpıcı Bir Şekilde Analiz Etti