"Patlıcan Mevsimi Gelince İstanbul'da Deliler ve Yangınlar Çoğalır" Osmanlı Dönemindeki Patlıcan Yangınları

Merhabalar. Artık patlıcan yangınlarını geride bıraktık ki onları pek duymuyoruz. Ama bir zamanlar Osmanlı'da ve cumhuriyet döneminin ilk yıllarında İstanbul halkına kök söktüren bir sebzeydi patlıcan. Tabii bütün suç patlıcanda değil elbet ama yine de korkmuyor değil insan. Bu yazıda Osmanlı döneminde patlıcan yüzünden çıkan yangınları ele aldım.

İyi okumalar dilerim.

Not: Patlıcanlara sahip çıkın. 🍆

Türk mutfağının olmazsa olmazı ve karnıyarıktan imam bayıldıya kadar nice yemeklerin baş rolü olan patlıcan çok eski dönemlerde bu kadar masum bir sebze olarak görülmüyordu.

Öyle ki saray mutfağında büyük bir yeri olan, "hünkarın bile beğendiği" patlıcan yemekleri yeri gelmiş Osmanlı Devleti'nde korkulan bir sebze olarak yer almıştır.

Günümüzden pazarlardan marketlerden aldığımız, onunla çeşit çeşit yemek yaptığımız patlıcan Osmanlı döneminde özellikle eski İstanbul'da kabus gibi yıllara yol açmış. Sebebi ise yangınlar!

1700'lü ve 1800'lü yıllarda, İstanbul'un ahşap konaklarında patlıcanseverler, patlıcan közlerken tavalarını ateşte unutur ya da kızgın yağın içine su damlaması gibi küçük kazalara sebep olurlardı. Sonra da ne mi oluyordu? Arka arkaya büyük yangınlar çıkıyor ve ahşap konaklar peşi sıra yanıyordu.

O dönemde tüm evlerin ahşaptan olması, evlerin birbirine bitişik ve sokakların oldukça dar olması sebebiyle bir evde başlayan yangın hemen yanındaki eve sıçrıyordu. Ne yazık ki sadece bir sokakta başlayan yangın ardından tüm mahalleyi kül ediyor, asırlık konakları tarihe gömüyordu.

Patlıcan kızartmak ya da közlemek için kullanılan mangalın tam söndürülmeden bırakılması sonucu oluşan bu yangınlar o kadar yaygındı ki tarihe de "patlıcan yangınları" olarak geçti ve Osmanlı tarihinde iz bıraktı.

1890 doğumlu yazar Ragıp Akyavaş o dönemdeki patlıcan yangınlarını şöyle anlatıyor: "1908'de Çırçır’da bir yangın çıktı. İki gün iki gece devam etti. İstanbul’un göbeğini Yemen çöllerine çevirdi. 1500 ev yandı. Zeyrek’te başlayıp Vefa’da duran yangın da patlıcandan çıktı.

Halka illallah dedirten yangınlara karşı çeşitli önlemler alınmaya çalışılmışsa da İstanbul birçok kez yangından nasibini almıştır. On binlerce evle birlikte sanat eserleri, kütüphaneler, konaklar ve nice canlar yangında yok olmuştur. O dönem gazetelerde "Patlıcan mevsimi geldi. Hanımlar yangına dikkat!” diye yazarlarmış.

Bu ahşap mimariyi devralan cumhuriyetin ilk dönemlerinde de patlıcan yangınları oldukça hasara yol açmıştı. 34 evin yandığı 1934 yılındaki Maltepe yangını ve 30 evin yandığı 1943'teki Küçükpazar yangınının patlıcandan çıkışı gazetelerde yer almıştır.

“Patlıcan mevsimi gelince, İstanbul’da deliler ve yangınlar çoğalır” denirmiş. İngilizler patlıcana deli elması dediği için olsa gerek. Ee yangınları da Türklerden kalma. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyorum.

Bunlar da İlgini Çekebilir

Herkese Benden Kahve! Bir Kahvenin 40 Yıl Hatırı Vardır Deyiminin Hikâyesi
Zehirli Diye Yenilmiyordu! Türk Mutfağının Vazgeçilmezi Olan Domates, Osmanlı'ya Ne Zaman Geldi?
1890 Yılında Bomonti'de Üretilen ve Türkiye'nin İlk Birası Olan Asırların Lezzeti Tekel Birası'nın Hikayesi

Popüler İçerikler

Bülent Ersoy'un Miss Turkey 2024 Birincisi İdil Bilgen'e "Bu Güzel mi" Eleştirisine Doğuş'tan Tepki Geldi!
Eski Milli Sporcu Emre Başkan'ı Makas Atarken Öldüren Sürücü Serbest Kaldı
Kızılcık Şerbeti'ndeki "Kadının Beyanı Esastır" Repliği Tepki Çekti
YORUMLAR
28.11.2022

yani bı sebze yüzünden o kadar da olmaz ya 😁🤭

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ