Sanıkların kimliklerini okunmasının ardından sanıkların ifadelerinin alınacağı sırada kısa bir gerginlik yaşandı. Bunun üzere duruşmaya ara verildi.
Aranın ardından duruşmaya devam edildi. İlk savunmayı fabrikanın sahiplerinden Yaşar Coşkun yaptı. Patlamanın sabotaj nedeniyle yaşandığını iddia eden Coşkun savunmasında şunları söyledi:
'Fabrikamızda her gün kaza oluyormuş gibi basında haberler çıktı. En son 2015'te bir kaza olmuştu o da iş kazası değildi. Bana sanki teröristmişim gibi muamele yapıldı. Ben saygın bir iş adamıyım. Binlerce insana istihdam sağlamış, Türkiye'nin büyümesi için çaba gösteren biriyim. Dünyanın sayılı firmalarındanız.
Birinci patlamayla ikincisi arasında 9 saniye fark var ve 500 metre mesafe var. İlk günden beri sabotaj olabileceğini ilettim. Sanki biri uzaktan kumandayla patlatmış gibi oldu. Bilirkişi, fabrikanın mevzuata göre yapılmadığını neye dayanarak söylüyor? Kaza olduğunda fabrikadaydım. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya da sabotaj olabileceğini söyledim. İlk defa kaza olmadı çünkü. 12 bin 500 liralık bir malzemeyi pahalı olduğu gerekçesiyle almadığımız söyleniyor. 800 bin lira maaş ödüyoruz, 12 bin 500 lira ödemeyecek kadar aciz miyiz?'
Patlamaya yönelik iddialara cevap veren Coşkun, sığınak olmadığına ilişkin, 'Sığınak yok' diye suçlanıyoruz. Biz ruhsatı aldığımızda sığınak yapma zorunluluğu yoktu. O yüzden yaptırmadık. İşçilere yanmaz kıyafet verilmemesiyle suçlanıyoruz. Burası entegre bir tesisti, her bölüme yanmaz kıyafet gerekmiyor. Gerekli bölümlerde yanmaz kıyafet veriyorduk' ifadelerini kullandı.