Türkiye'nin 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, diğer bir adıyla Galip Hoca, uzun zaman önce ayrıldığı memleketi Gemlik Umurbey köyünü 1932 yılında İktisat Bakanı olduktan sonra ziyaret edebilmişti. Köy halkı o gün meydanda toplanmış, Bayar'ı bekliyordu. Alkışlarla onu karşılayan köylüler iki sabanın arasına 'Hoş geldiniz sayın büyüğümüz Celal Bayar' yazmıştı.
O sırada telaşla koşarak yaklaşan bir adam, ‘Celal hoş geldin, Celal hoş geldin’ diye bağırıyordu. Kalabalık yol verdi, gelen kişi Bayar’a sarıldı:
'Seni çok iyi gördüm, nasılsın iyi misin?' diye sordu. O da gülerek:
'İyiyim Süleyman Ağa, ben de seni iyi gördüm. Yine beni omuzlarında taşıyabilir misin?' dedi. Süleyman Ağa:
'Taşımasına taşırım; ama kıçına iki şaplak daha vururum. O zaman kaçacak evin vardı. Şimdi kaçacak yerin de yok' dedi. Bayar gülerek anlatmaya başladı:
'Küçük çocuktum. Arkadaşlarla birlikte kırlara erik toplamaya gitmiştik. Hava da biraz bozmuştu. Erikleri topladık. Tam o sırada bekçi bizi gördü. Uzaktan bağırarak bizi kovaladı. Biz tabana kuvvet kaçtık. Birden sağanak bastırdı. Yolun üzerinde küçük bir dere vardı. Dere taşınca ben geçemedim. Arkadaşlarım da gitmişti. Arkadan bir ses duydum. Bir çiftçi önünde iki öküzü, elinde övendiresiyle geliyordu. Beni görünce:
Ne işin var senin buralarda, diye bağırdı.
Beni sırtına alarak karşı tarafa geçirdi. Geçerken hem bekçinin korkusu, hem yağmurun korkusu hem de Süleyman Ağa’nın korkusundan onun sırtına koyuvermişim. Bunun üzerine kıçıma iki şaplak vurdu. Doğru eve geldim' dedi.
Benim de yıllar öncesinde duyduğum bir politik atışma. Erdal İnönü aşırı zayıf uzun boylu bir adamdı,Özal bir gün demiş ki Erdal Bey i yurtdışına göndermeyelim,Türkiye de kıtlık var demesinler.Bunu duyan İnönü de cevap vermiş,asıl Sayın Özal ı yurtdışına göndermeyelim,ne var ne yoksa yemiş ülkede demesinler diye.. Muhteşemdi eski siyasiler,ya Erbakan ı Gırgır dergisi falan hep ayağında takunya,elinde tesbihiyle karikatürünü çizdiler yıllarca,adam dava açmadı hiç. Benim gibi 40 lı yaşlarındaki insanları gençler eleştiriyor,kaldınız 90 larda diye ama kalınmayacak gibi de değildi bee..
Ben de size reyizle komik bir anımızı anlatayım. Bir ben 14 yaşında çocukken, reyiz o zaman içerden yeni çıkmış, memlekette karşılaştık. Cebimdeki paketi gördü. "Utanmıyor musun lan dürrük bu yaşta bunu içmeye" ben de "haklisiniz tayyip bey amca" diyip cebimdeki kısa maltepeyi buruşturup attım. Bunun üzerine reyiz "heh eferim goççum" diyerek iç cebinden gıcır gıcır bir parlement night blue kısa çıkardı ve "bundan sonra böyle adam gibi sigaralar iç" dedi. O gün bu gündür parlementten şaşmam.
Üslup çok önemli, her zaman söylerim. Ayrıca son dönem cumhurbaşkanlarından Ahmet Necdet SEZER'in yeri bambaşkadır.