Evet yanlış duymadınız sevgili okuyanlar, artık kilo vermenin raconu böyle!
Kilo vermenin mideyle değil de beyinle alakalı olduğuna inananlardansanız, okumaya devam edin...
Evet yanlış duymadınız sevgili okuyanlar, artık kilo vermenin raconu böyle!
Kilo vermenin mideyle değil de beyinle alakalı olduğuna inananlardansanız, okumaya devam edin...
Yapmak isteyip de yapamadığınız, değiştirmek isteyip de değiştiremediğiniz bir çok davranış kalıplarının altında negatif hipnozlarınız, değişimi engelleyen duygu durumlarınız vardır. Bu duygu durumları geçmişinizden itibaren bilinçaltınıza oturan kalıplardır.
Çoğu kilolu insan, üzüldüğünde ya da kendini kötü hissettiğinde duygusal yeme gerçekleştirir. Ve yemeye başladıkları anda kendilerini durduramazlar ve tokluk hissetmezler. Buna ingilizce 'binge eating' denir.
Çoğu insan film izlerken, muhabbet ederken, iş yaparken, ders çalışırken atıştırma adı altında çok yemek tüketir. Kültürümüzde karınları tok da olsa ikramı geri çevirmek ayıp sayıldığı için atıştırmalıklara hayır diyemez.
Bu nedenle yağ depolarının kafası karışırken aynı zamanda vücut kıtlık bilincinde de yağ tutabiliyor.
Bu tür olaylar negatif hipnozlara neden oluyor.
Hipnozla kilo verme çalışmalarındaki ilk amaç, yemekle kurulmuş duygusal bağı veya yemeye yüklenmiş yanlış anlamları çözmektir. Kilo verme inancını kaybetmiş birçok kişi hipnoz altında, kilo verme konusunda motive edilebiliyor.
Negatif hipnozlar silinip, yiyeceklerle beden arasındaki ilişki olması gereken düzeye getiriliyor. Bununla beraber yemekle olan duygusal bağ çözümlenir. Bu noktada da hipnoz spor aktiviteleri için motivasyon arttırıcı bir yöntem olarak kullanılıyor.
Hipnozla zayıflama seanslarında, kişinin sağlığı için kilolarından kurtulması gerekliliğine olan inancı artar. Hipnozla kilo verme programındaki bireyler kilo vermekten çok ideal kilosuna doğru bir yolculuğa adım atar. Bu yolculukta ideal kiloya ulaşmanın dışında kendi farkındalığını arttırmış ve kendiyle daha barışık biri haline geliyor.