Parası Aşırı Değer Kaybına Uğrayıp Yakın Tarihte Hiperenflasyon Yaşayan Ülkeler

Ürün ve hizmet fiyatında sadece günler veya saatler içinde yaşanan artışlar hiperenflasyonun en temel göstergelerinden. Tarihte bu durumla karşı karşıya kalmış olan farklı ekonomiler mevcut. Peki şimdinin güçlü ekonomileri arasında yer alan ve zamanında hiperenflasyon yaşamış olan Almanya, Yunanistan gibi uluslar böyle bir sorunla başa çıkmayı nasıl başardı?

Cevaplar için gelin içeriğe geçelim!

1923 Almanya Hiperenflasyonu

Enflasyonun bilinen en ciddi örneklerinden biri Ekim 1923'te, 1. Dünya Savaşı'ndan hemen sonra yaşandı. Almanya Weimar Cumhuriyetinde meydana gelen bu enflasyon %29.500 oranındaydı ve fiyatlar sadece 3,7 günde iki katına çıkmıştı. Ekonomideki çöküşün ana nedeni ise savaşa yönelik aşırı harcamalar yapılması ve bu harcamaların savaş kazanıldıktan sonra tazminatla geri ödeme olarak alınacağı düşüncesiydi. Ancak beklenen olmadı ve Almanya savaşı kaybetti, sonuç hiperenflasyon oldu.

1923 Şubat ayında 1 kilo et 3.400 Mark iken, Kasım 1923'te fiyat 280 milyar Mark'a çıktı.

1921'de 1 Dolar 70 Mark'a karşılık gelirken Kasım 1923'te 1 Dolar 840 milyar Mark değerine ulaşmıştı. Paranın bir anda bu kadar değer kaybetmesi enflasyonun çığ gibi büyümesinden kaynaklandı. Almanya'da üretim ve ekonomik yaşam bir çıkmaza sürüklenirken halk aç kalmaya başladı. Bu sırada ürün fiyatları 3-4 günde bir iki katına çıkıyordu. Siyasi kargaşalar da devreye girince ülkede tam bir kaos ortamı oluştu.

Dawes Planı Almanya ekonomisinin rahatlamasını sağladı.

Almanya'nın bu buhran döneminden çıkması, İngiltere ve Amerika desteğiyle gerçekleşti çünkü her iki ülke de bu sorunun çözülmesini istiyordu. Bunun için uzman bir komite kuruldu ve Almanya'ya özel ödeme planı hazırlandı. Dawes Planı olarak geçen bu ödeme planı, Almanya ekonomisinin rahatlamasını sağladı ve yeni para sistemine geçen ülkede para birimi değeri artmaya başladı. Artan üretimle birlikte milletlerarası ticaret genişlerken Almanya dünya çapında bilindik bir marka haline geldi.

1944 Yunanistan Hiperenflasyonu

Tarihteki bilinen bir diğer hiperenflasyon ise 1944 Ekim ayında Yunanistan'da yaşandı. En yüksek aylık enflasyon oranının %13.800'e çıktığı ülkede fiyatların iki katına çıkması 4,3 günü buluyordu. Sorunun temel sebebi ise 2. Dünya Savaşı idi. Bu süreçte Yunanistan işgal edilmiş ve ülkedeki milli gelir ciddi anlamda düşmüştü. Vergi gelirlerinin azalması ve merkez bankasının maliyetleri karşılayamaması ise hiperenflasyonu kaçınılmaz hale getirmişti. 'Büyük Kıtlık' olarak adlandırılan bu dönemde halk gıda sıkıntısıyla karşı karşıyaydı.

Yunanistan krizi "Büyük Kıtlık" olarak adlandırıldı.

Tarım ürünleri üretiminin neredeyse durduğu 1944 krizinde vergiler toplanamaz hale geldi. Nitekim 1942'de ülkedeki en yüksek para birimi 50.000 drahmi idi ve 1944 yılında bu değer 100 trilyon drahmiye ulaşmıştı. 1945 ortasına kadar bu para birimi fiili olarak kullanılmış olsa da pek çok yerde İngiliz Sterlini geçmeye başlamıştı. Vergilerin alınamaması enflasyonun hızla yükselmesine neden oldu ve halk aç kaldı.

Enflasyondan çıkış mali reformla sağlandı.

Yunanistan'ın bu kötü süreçten çıkışı ise mali reform ile gerçekleşti. Ülke mali sisteminin yeniden yapılandırılması, 1947 başlarında ekonomide istikrar sağladı ve kamuya olan güven artmaya başladı. Bununla birlikte milli gelir yükseldi, halkın kendine inancı geri geldi. Sonuç olarak Yunanistan enflasyon girdabından kurtulmayı başardı.

1946 Macaristan Hiperenflasyonu

Tarihte savaş nedeniyle krize giren ülkelerden biri de Macaristan. 1943 yılında aylık en yüksek enflasyon oranının %13.600.000.000.000.000 olarak ölçüldüğü ülkede bu orandan da anlaşılacağı üzere durum fazlasıyla ciddiydi ve fiyatlar ortalama 15,6 saatte bir iki katına çıkıyordu. Tarihteki en kötü enflasyon örneklerinden olan bu durum, halkın sabah sahip olduğu paranın akşam yarılanması anlamına geliyordu ve milli gelirin %40'ının erimesine neden olmuştu. 2. Dünya Savaşı'nın getirdiği tazminat yükümlülüğü ülkeyi tam bir açmaza sürüklemişti.

Macaristan radikal bir reform düzenine geçerek enflasyonu düşürdü.

Bu kötü dönemden çıkış ise 1946 yılına kadar gerçekleşmedi. 1 Ağustos 1946'da alınan katı vergi reform kararı ve ülke dışına kaçırılan altınların geri getirilme zorunluluğu ekonomiyi düzeltmedeki ilk adımlardandı. Devamında yeni para birimi Forint kabul edildi ve radikal bir istikrar programına geçildi. Bugün hala kullanılan Forint, ülkenin temel kurtuluşu idi fakat önümüzdeki yıllarda Euro ile değiştirilmesi planlanıyor.

1994 Yugoslavya Enflasyonu

Bir diğer yüksek enflasyon ise 1994 yılında aylık %313.000.000 ile Yugoslavya'da yaşandı. 1,4 günde bir fiyatların iki katına çıktığı bu dönem kurucu ülkelerin Yugoslavya'dan kopmasından kaynaklandı. Makedonya, Bosna Hersek, Hırvatistan, Sırbistan, Karadağ, Slovenya kötü hükümet yönetimine daha fazla dayanamadı. Yaşanan savaşlar ve iç pazardaki küçülme hükümet kasasındaki paranın erimesine neden oldu. Devamında daha fazla para basıldı ve para değeri daha hızla düşmeye başladı. Kontrolsüz kamu harcamaları ise bu süreci iyice hızlandırdı.

Yugoslavya yeni dinarı dolar ve altınla desteklenince enflasyon düşmeye başladı.

Oluşan kriz ortamında halkın alım gücü neredeyse sıfırlanmıştı. Et, süt gibi temel gıdalar lüks olarak değerlendiriliyordu. O dönem var olan Birleşmiş Milletler yaptırımlarını kaldırmak ve huzursuzluk ortamını dinginleştirmek için ülkede yeni dinar kullanılmaya başlandı. Yeni dinar altın ve döviz rezervleri ile destekleniyordu, bu nedenle enflasyonun düşürülmesini sağladı.

2008 Zimbabwe Enflasyonu

Günümüze en yakın tarihli hiperenflasyon ise 2008 yılında Zimbabwe'de yaşandı. Aylık enflasyonun %79.600.000.000 olarak ölçüldüğü bu dönemde fiyatlar 24,7 saatte bir iki katına çıkıyordu. Enflasyon 1990'lı yıllarda başlayan yanlış hükümet politikalarından kaynaklanıyordu ve ülke yıllar içinde fakirleşmişti. Sürecin devamında 2008 yılına gelindiğinde ekonomi İkinci Kongo Savaşı'ndaki giderleri kaldıramaz hale gelmişti. Bu sırada basılan paralar orduya ve hükümet yetkililerine ödenen yüksek maaşlara gidiyordu. Sonuç olarak ülke mali bir çıkmaza sürüklendi.

Zimbabwe enflasyonu halkı aç bıraktı.

Bu dönemde Zimbabwe marketlerindeki fiyatlar gün içinde birkaç kez değişiyordu ve ekonomide tam bir belirsizlik söz konusuydu. Aylık enflasyon oranı ise 79 milyara ulaşmıştı. Çöken ekonomi yaşam standartlarını iyice düşürmüş ve su, elektrik kesintileri normal karşılanmaya başlanmıştı. Ek olarak gıda sıkıntısı ciddi boyutlara ulaşmıştı.

Zimbabwe para birimini dolara sabitleyerek enflasyonu düşürdü.

Bu kötü dönem Zimbabwe Merkez Bankası'nın müdahalesiyle çözüme ulaştı. Bunun için ülke para birimi yeniden fiyatlandı ve ABD dolarına sabitlendi. Böylece marketlerdeki fiyatlar ve alım gücü de sabitlenmiş oldu.

Geçmişte yaşanan krizler günümüzdeki dengesizlikleri değerlendirme adına önemli.

Geçmişte kontrolsüz artan fiyatlar ve alım gücündeki ciddi azalma nedeniyle yaşanan pek çok kötü örnek var. Bu örneklerden kurtulma yolundaki ortak nokta ise güvenilir ve stabil para politikalarının uygulanması. Sonuç olarak ekonomiyi güçlendirme adına atılan kararlı adımların enflasyonu düşürme adına sahip olduğu etki çok kez kanıtlanmış durumda ve günümüze de ışık tutabilir.

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nde Yeni Doğmuş Bebeğin Başının Örtülmesi Tepki Topladı
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
Mauro Icardi'den Olay Wanda Nara Paylaşımı: ''Evimde 2 Saat Boyunca Beni Taciz Etti''
YORUMLAR
03.06.2022

2023 TR hiper enflasyonu

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ