Tarihte olan birçok olay hala gizemini korumakta. Bu olaylardan bazıları lanetli olduğuna inanılan eşyalar da barındırıyor. İçeriğimizde sahiplerinin ölümünden aşıkların ayrılmasına kadar birçok trajediye sebep olan lanetli eşyaları derledik. Buyurun👇
Her şey, Temmuz 1980'de, o zamanlar on bir yaşında olan David Glatzel'in bir iblis tarafından ele geçirildiği iddiasıyla başladı. Bir gece çığlık atarak uyandığında; iri siyah gözleri, ince yüzü, keskin dişleri ve sivri kulakları gibi hayvani özellikleri ve toynakları olan bir adamın onu ziyaret ettiğini söyledi. Korkunç filmleri seven ya da bir şeyler uydurması muhtemel bir çocuk olduğu düşünülmüyordu. Herkesten uzaklaştı ve sessizleşti.
Çocuğun üzerinde garip çizikler ve morluklar belirmeye başladı ve tüm yaralanmalar o uyurken olmuş gibi görünüyordu. Aile, sandalyede şeytan çıkarma işlemi yapmaya karar verdi. Günümüzde sandalyenin hala o ruhla ilişkili şeytani enerjiyi taşıdığına inanılıyor. Sandalye, Perili Müze'de sergilenmekteydi ancak sahibi Zach Beggins çok tehlikeli olduğuna inandığı için sandalyeyi sergiden kaldırdı.
Bu mumya, MÖ 950 ile 900 yılları arasında yaşamış soylu bir kadının tabut kapağı olarak Thebes'te bulundu. İlk olarak 1800'lerde mumyaları satın alan dört İngiliz gencin korkunç koşullarda vefat etmesinden sonra lanetli olduğu söylentileri hızla yayıldı. 20. yüzyılın başlarında, yazar William Thomas mumyanın laneti hakkında bir makale yazdı. Bu makaleyi yazdıktan sonra, batan Titanic ile seyahat etti ve iddiaya göre, felakete yol açan hikayeler anlattı. Bu yüzden birçok insan geminin batmasından onun sorumlu olduğunu düşündü. Mumya şu anda British Museum'da sergilenmekte.
Tablonun en rahatsız edici yönü, hemen arkasındaki bir kapının cam panellerinden çocuğa doğru uzanan çok sayıda bedensiz çocuk eli. Bu tablonun kendisinden bile daha rahatsız edici olan, onunla temasa geçenlerin başına gelenler. Sanat eserinin satılmasından birkaç yıl sonra galeri sahibi Henry Celdis ve John Marley vefat etti.
Yeni sahipleri tarafından büyülü olduğunu iddia ettikleri için satılıyordu. Gece boyunca resimdeki erkek çocuk ile oyuncak bebeğin kavga ettiğini ve dört yaşındaki kızlarını korkuttuğunu belirttiler. Odaya hareketle etkinleşen bir kamera yerleştirdikten sonra bunları gördüklerini iddia ettiler. Tablo kaldırıldı ve kimsenin onu görmesine izin verilmiyor.
Efsaneye göre elmasın laneti, bir heykelin gözünden alınmasıyla başladı. Umut elmasının önceki tüm sahipleri cinayet, asılma, kendini yakma, iflas ve hapis gibi trajik sonlarla karşılaştı. Elmasın 1958'de laneti kalktığı düşünülmekte. Bu elması biri tutarsa o kişinin ya öleceğine ya da sevdiği birini kaybedeceğine inanılırdı.
Annabelle lanetinin bir annenin onu bir antika dükkanından kızına doğum günü hediyesi olarak aldığı 1970 yılına dayanmakta. Kısa süre sonra aile, oyuncak bebekle ilgili garip şeyler olduğunu fark etti. Aile daha sonra, ünlü psişik araştırmacılar Ed ve Lorraine Warren'dan yardım istedi. Araştırmacılar, bebeğin vahşice öldürülen Annabelle Higgins adlı yedi yaşındaki bir kızın ruhuna sahip olduğunu keşfettiler. Oyuncak bebek şimdi Connecticut'taki Occult Müzesi'nde sergilenmekte.
Aktör James Dean, 1955 model Porsche Spyder'ına bayılıyordu. Arabayı kendi zevkine göre dizayn ettirmekle kalmayıp ona isim bile vermişti. Arkadaşı Alec Guinness, Dean'e 'O arabaya binersen, gelecek hafta bu zamanlar içinde ölü bulunacaksın' dedi ve dediği gerçekleşti.
Aracın yeni sahibi motoru ve diğer kısımlarını iki yarışçıya sattı, biri kontrolünü kaybedip ağaca çarpması sonucu ölürken diğeri arabasının kilitlenip takla atması sonucu yaralandı. Araçtan parçaları almaya çalışan iki hırsız yaralandı. Araç daha sonra bir güvenlik sergisine bağışlansa da ilk gösteriminde alev aldı. Ayrıca arabanın bir öğrencinin üzerine düşüp kalçasını kırdığı da söylenmekte. Son olarak onu taşıyan kamyonun şoförünü bir şekilde ezip öldürdü. Araba o zamandan beri kayıp.
Amerika'da bulunan Baker malikanesinin içinde bir demirciye aşık olan Anna Baker'ın gelinliği sergilenmekte. Efsaneler, Anna'nın sevgilisiyle evlenmek için evinden kaçtığın ancak babasının onu zorla geri getirip odasına kilitlediğini söylemekte. Daha sonra başka biriyle evlenmeyi reddeden Anna, hayatının geri kalanını yalnız geçirdi. Baker ailesinin üyeleri, ölümünden sonra Anna'nın gelinliğini evin farklı yerlerinde gördüklerini bildirdi. Hatta bazıları Anna Baker'ın ruhunun aynı gelinlikle evin içinde dolaştığını bile iddia etti.
Tabloyu büyükannesinden miras alan Sean Robinson, tabloyu evine asmaya karar verdi. Kısa bir süre sonra Sean ve ailesi, gecenin bir yarısı kapıların kırılma sesleriyle uyanmaya başladı. Bu seslere çığlıklar da eklendi. Böylelikle Sean'ın karısı tablonun tarihini araştırmaya karar verdi. Tabloyu yapan sanatçının intihar ettiğini ve tabloyu yaparken kullandığı boyaya kendi kanını karıştırdığını öğrendi. Bunu öğrenen çift, tabloyu Cumbria'daki evlerinin bodrum katında saklamaya karar verdi.
Lemb Kadın Heykeli; 1878 yılında Kıbrıs'ta bulunan, kireç taşından yapılmış göz alıcı bir eserdir. Heykele farklı zamanlarda sahip olan dört aile de heykeli aldıktan kısa bir süre sonra öldü. Heykelin ölümcül geçmişinden dolayı dehşete düşen son ailenin hayatta kalan tek üyesi, heykeli İskoçya'nın Edinburgh kentindeki Kraliyet İskoç Müzesi'ne bağışladı. Ancak esrarengiz olaylar müzede de durmadı. Heykelle ilgilenen müze küratörü birkaç gün sonra gizemli bir şekilde öldürüldü.
Listemizde yer alan lanetli eşyaların sonuncusu, 15. yüzyılda İtalyan bir 'bakirenin' düğün gecesinde damada hediye ettiği Basano Vazosu. Yerel halk, o gece gelinin öldürülmüş halde bulunduğunu söylemekte. Yanında ise bu vazo vardı. Vazo daha sonra ailelerine kalsa da, daha sonra her biri sevdiklerinin talihsiz bir şekilde öldüğünü iddia etti. 1988'de, vazo birden fazla müzeye teklif edildi ama hepsi üzerindeki lanet nedeniyle almayı reddetti. Şu anda tam olarak nerede olduğu belirsizliğini koruyor ancak bazıları ulaşılması zor bir yerde, kurşun bir tabutun içine gömüldüğünü iddia etmekte.
İçerik güzel sevdim. Sonunda tiktoker izlemedik
gerçekten güzel bir içerik...teşekkürler