Baharla birlikte pandeminin seyri değişti. Öksürük ve ateş artık ilk semptom olmayabiliyor. Burun tıkanıklığı ve nezle belirtisi de koronavirüs semptomları olarak görülmeye başlandı.
Baharla birlikte pandeminin seyri değişti. Öksürük ve ateş artık ilk semptom olmayabiliyor. Burun tıkanıklığı ve nezle belirtisi de koronavirüs semptomları olarak görülmeye başlandı.
Bahar aylarıyla birlikte başlayan üçüncü dalgada, hem mutant virüs hem de pandeminin genel seyrinde değişiklikler saptandı.
Edinilen bilgiye göre, vaka sayısı her gün yüzde 5 oranında artıyor. Bu rakam ikinci dalganın yaşandığı kasım-aralık aylarında günde yüzde 20 civarına ulaşmıştı. Ayrıca, mutant virüs nedeniyle hastalığın bulaşma hızı üçte bir arttı. Vaka sayısının 50 binlerden sonra platoya ulaşması ve ardından gerilemesi bekleniyor.
Hürriyet'ten Nuray Babacan'ın haberine göre bazı uzmanlar, rakamların daha da yükseleceğini iddia ediyor. Hükümette verilere ve gelişmelere ilişkin yapılan değerlendirmelere göre, iki-üç hafta içerisinde platoya ulaşılabilecek. Ramazan döneminde, hem kurallar hem de orucun etkisiyle toplumsal hareketlilik yavaşlayacak. Bu yavaşlamanın olumlu etkileri görülecek.
Pandeminin seyri nedeniyle kasım-aralık kurallarına dönülebileceği, tüm illerde hafta sonu yasağının uygulamaya konulabileceği değerlendiriliyor. Verilere göre, ev içi bulaşlarda büyük artış oldu. Vakaların son günlerdeki semptomları da değişti. Kliniklere başvuruların hapşırma, burun akıntısı gibi nezle belirtileriyle geldiği ve test sonucu koronavirüs teşhisi konulduğu belirtiliyor. Vatandaşların bu nedenle daha çok kulak-burun-boğaz servislerine başvurdukları da gözlendi.
Kısıtlamalar kaldırıldığında genellikle etkisinin 10-14 gün içinde görülmesi beklenirken, son dönemde etki bir hafta içerisinde ortaya çıkmaya başladı. Hastalık nedeniyle sağlık kuruluşlarına başvuranların yaş ortalamasının da 50-60 arası olduğu belirtiliyor. Aktif vaka sayının 350 bine dayandığı, test vaka oranının yüzde 20’lere yaklaştığı kaydedildi. Aktif hasta içindeki ağır hasta oranının yüzde 0.70’lerde kalmasının, ağır hasta sayısının azalması açısından önemli olduğu belirtiliyor.