Pandemi'den Çok Daha Tehlikeli Bir Durumla Karşı Karşıyayız: Sosyal İzolasyonun Getirdiği Yalnızlık ve Yarattığı Mental Çöküntüler

Milyonlarca insanın ölümüne neden olan koronavirüs pandemisi sadece fiziksel sağlığı değil aynı zamanda mental sağlığımızı da etkiliyor.

Fiziksel uzaklık zorunlulukları birçok bireyin kendini daha yalnız hissetmesine neden oluyor ve sosyal izolasyona doğru sürüklüyor. Amerika'da yapılan bir araştırmaya göre katılımcıların %50'si bu yalnızlığın zihinsel ve fiziksel sağlık üzerinde yıkıcı etkileri olabileceğini düşünüyor.

Virüsü genel anlamda evlerimizden çıkmadığımız, çıktığımız durumlarda sosyal mesafemizi koruduğumuz, maske taktığımız ve dezenfekte işlemini sık gerçekleştirdiğimiz müddetçe belirli oranlarda durdurabiliyoruz.

Fakat belki de virüsten çok daha ölümcül olan yalnızlığı engellemek için ne yapıyoruz? Unutmayalım ki metal sağlığımız da en az fiziksel sağlığımız kadar önemli.

Harvard Tıp Fakültesi Temel Bakım Merkezi Direktörü Dr. Russell Phillips ve Harvard Temel Bakım Merkezi Kurucu Eş Direktörü olan Dr. Andrew Ellner'a göre:

Mental sağlığı diğerlerine göre daha iyi olan yerlerde daha iyi sağlık sonuçları çıkıyor, daha iyi sağlık hizmeti kalitesi oluyor ve aslında daha düşük toplam tıbbi harcamalar meydana geliyor.

Sosyal refahı sağlamak için olan en büyük zorluklar aslında bireyin kendini yalnız hissetmesi ve sosyal izolasyonlardır.

Peki yalnızlık nedir?

'Yalnızlık nedir ve sosyal izolasyonla nasıl ilişkilidir?' sorusu aslında cevaplanması gereken oldukça önemli bir sorudur. Sosyal izolasyon nesnel olarak ölçülebilir ve genel manada sosyal temasın olmamasıyla ilişkilidir. Çoğu kişi tarafından çoğunlukla kırsal ortamlarda yaşayanlar, kentsel alanlarda yalnız yaşayanlar ve başkalarıyla sınırlı etkileşim içinde yaşayanlar yalnızlığı deneyimleyenlerdir.

Bir diğer yandan yalnızlık oldukça kişisel bir durumdur.

Kişinin sahip olmak istediği sosyal bağlantılar ile gerçekte deneyimledikleri arasındaki kendiliğinden algılanan boşluktur. Sosyal izolasyon yalnızlıkla bağlantılı olsa da kişi kendini kalabalıkların içinde yalnız da hissediyor olabilir.

Yalnızlığı neden önemsemeliyiz?

Yalnızlığın en büyük olumsuz çıktıları da mental sağlık problemleri, depresyon, bağımlılık ve intihara meyilli olma durumlarıdır.

Ayrıca yalnızlığın fiziksel sağlık üzerinde de önemli etkileri vardır.

Son zamanlarda yapılan araştırmalar, yalnızlığın ölüm riskini% 30'a kadar artırabildiğini göstermektedir. Ayrıca günde 15 adet sigara içmeye tekabül eder.  Yalnızlık ayrıca kardiyovasküler hastalıklar, gastrointestinal hastalıklar, kas-iskelet bozuklukları ve demans hastalığıyla da  ilişkilendirilmiştir. Yalnızlığın fiziksel hastalıklara nasıl neden olduğu hala bilinmiyor olsa da artan morbidite riski muhtemelen yalnızlığın proinflamatuar ve immün baskılayıcı bir durum olduğunu gösterir.

Yalnızlık utanılacak bir durum değildir!

Pandemi öncesinde yapılan araştırmalarda yalnız kalan insanların bir çoğu kendini yalnız olarak tanımlamakta ve bunun utanılacak bir durum olduğunu düşünmekteydiler. Fakat koronavirüs salgınıyla beraber insanlar yalnızlığın utanılacak bir durum olmadığını söylemeye başladılar. Aslında bu ortak mücadelemizle birlikteyiz.

Yalnızlık virüsle beraber yeniden tanımlanıyor.

Geçirdiğimiz bu zorlu dönemde mental sağlık gittikçe önem arz etmeye devam ediyor. İşte tam olarak bundan dolayı da en az salgında olduğu kadar yalnızlığı birincil problemlerimizin arasına almalıyız. Bu konuyla ilgili de çeşitli araştırma ve anketler hazırlanmaya başlandı.

Eğer yalnızlığın birincil bir sorun olduğunu kabul edersek buna çözüm getirebiliriz.

Birleşik Krallık'ta uygulanan bu yönteme 'sosyal reçeteleme' adı veriliyor. Kişinin sosyal çevresi ve durumu ele alınıyor ve akabinde sosyal bağ kurmasına yönelik çeşitli aktiviteler öneriliyor. Grup eğitimleri, doğa yürüyüşleri gibi bireysel ilgi alanları, zanaatlar, yaratıcı sanat etkinlikleri, spor, bir dernek ya da işletmede gönüllü olarak çalışma, workshoplar ya da iletişim ve kişilerarası yetileri geliştirebilmek için insanlara belirli aralıkta konuşmak gibi çeşitli aktiviteler kişilere öneriliyor. Bu programların çoğu toplum merkezleri, kütüphaneler ve inanç temelli kuruluşlar aracılığıyla hali hazırda mevcut olsa da hastaların araştırmacılar tarafından önerilen sosyal programlara katılma oranı daha yüksek.

Peki yalnızlığı üstesinden gelmek bilim insanlarının üstelenebileceği bir durum mu?

Bilim insanlarının ücretlendirmeleri ne yazık ki  yalnızlığın yarattığı sorunları yansıtacak şekilde ayarlanmadıkça bu alanda çalışanlar daha fazlasını yapacak donanıma sahip olmayabilirler. Eğer araştırmalar sosyal olarak etkin ve yalnız olmayan hastaların daha sağlıklı olduğunu kanıtlayabilirse bu tarz araştırmaların sayısı ve bütçesi de artar. Ama eğer bu sadece teoride kalırsa çözüm getirmek de haliyle güçleşecektir. Çünkü yalnızlığın iyileştirilmesi faaliyetlerinin yenilikçi olması, ölçeklendirilmesi ve sürdürülebilirliğini sağlamak için titiz araştırma çalışmalarının yapılması gerekmektedir.

Pandemi aslında hepimize anlamlı bir değişime ihtiyaç duyduğumuzu hatırlatmış oldu.

Virüs ve aslında birçoğumuzun geçirdiği sosyal izolasyondan dolayı hepimiz evlerimizde kalarak kendimizi geliştirmek için bir fırsat yaratmış olduk fakat bununla beraber sosyal bağlarımızı zayıflattık ve içimize dönerek yalnızlaştık. İşte tam olarak bu bağlamda da yaşadığımız bu yalnızlığa bir çözüm arayışı içerisinde olmak aslında sadece bu hastalığa farklı bir bakış açısı getirmekten ziyade aynı zamanda ölçülebilir ve sürdürülebilir bir fark yaratma yükümlülüğümüzdür. 

Peki bunu nasıl gerçekleştireceğiz? Yorumlarda buluşalım...

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Uzman Psikologla Konuştuk! Evde Kalanlar Ne Yapmalı!

👇

Benim Başıma Gelmez Demeyin: 'Anksiyete ya da Panik Atak Krizi Esnasında Ne Yapmalıyız?'

👇

Uyumadan Önce Uykuyu Çağırıcı 20 Sakin Şarkı

Popüler İçerikler

Üç Milyon Emekliyi Bekleyen Tehlike: 2025'te 12 Bin 500 TL Maaş Almaya Devam Edebilirler!
Mike Tyson Kaybetti: Tarihi Mike Tyson - Jake Paul Maçında Neler Oldu?
Acun Ilıcalı Futbol Yatırımlarına Devam Ediyor: Yeni Takımı Slovenya'dan
YORUMLAR
18.09.2020

Para olmayınca her şeyde olduğu gibi yalnızlık da büyük sıkıntı. Ama eğer bi dünya paran var ve halen yalnızsan direkt adı salaklk olur.

18.09.2020

İlk defa yorum yaziyorum yazma gereği duydum. Eğer yalnızlığı kendiniz seçiyorsanız bir problem yok Ama Yalnız olmaya mecbur olmak çok daha ağırı Askeri personel Eşi olarak Yalnız olduğunu ve yalnız olacağını bilmek daha da ağırı kim bilir ne zaman tayin çıkacakta bir araya geleceğiz Ve Yeniden Birlikte yaşamaya alışacağız. Hemde En az 5 yıl yalnızlıktan sonra.

18.09.2020

millet yalnizlik cekiyomus. ben karantinanin basindan beri sadece market ihtiyaclari icin disari cikiyorum ve 6 kisilik ailem ile ayni evde yasiyorum. evdeki kaostan dolayi panik ataga yakalandim, bir kez hastanelik oldum, doktora da koronadan korkup gidemiyorum. yalnizlik mi? darisi benim basima..

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ