BBC'nin haberine göre Pfanz, 'Antik dönemin yazarlarının yazdıklarını okuduğumda, bu olup bitenin bilimsel bir açıklaması olup olmadığını merak etmeye başladım. Acaba bu Cehennem Kapısı volkanik bir havalandırma olabilir miydi?' diyor.
Pfanz, teorisini test etmek amacıyla 2013'te Pamukkale'yi ziyaret etti:
'Ne bulacağımızdan çok da emin değildik. Tüm bunlar uydurma efsaneler de olabilir. Hiçbir şey olmamış da olabilirdi. Ama kesinlikle bu kadar hızlı bir cevap almayı beklemiyorduk.'
Pfanz, burayı ziyaret eder etmez aslında olan biteni çok hızlı bir şekilde kavrıyor:
'Girişin çevresinde düzinelerce ölü hayvan gördük: Fare, serçe, karatavuk, birçok böcek, eşek arıları vb. Böylece anlatılan hikayelerin doğru olduğunu hemen anladık.'
Pfanz, portatif bir gaz analizörü ile yapının etrafındaki havayı test etti ve testin sonucunda da çok yüksek düzeylerde karbondioksit olduğunu gördü.
Normal havada karbondioksit oranı yalnızca yüzde 0,04 civarında olur. Ancak Pfanz, tapınak etrafındaki oranın şaşırtıcı bir şekilde yüzde 80'lere ulaştığını keşfedince şoke olduğunu belirterek, 'Sadece birkaç dakika boyunca yüzde 10'luk bir karbondioksite maruz kalmanız yaşamsal bir tehdit yaratır. Buradaki miktar gerçekten ölümcül düzeydeydi' diyor.
Bu, aşırı karbondioksit seviyeleri, bölgenin kaplıcalarını ve travertenlerini de ortaya çıkaran aynı jeolojik sistemden kaynaklanıyor. Pamukkale, 35 kilometre uzunluğundaki aktif bir tektonik fay hattı bölgesinde yer alıyor. Bu hatlardan biri doğrudan şehir merkezinden geçerek Apollon Tapınağı'na uzanıyor.
Güney California Üniversitesi'nden Yeomans, 'Plütonyum'un konumunun seçiminin, burada bulunan sismik gaz delikleriyle doğrudan ilgili olduğuna neredeyse kesin gözüyle bakıyorum. O dönemin inançlarında yeraltındaki dünya ve onunla ilişkili tanrılar ve mitlerin önemli bir yeri olduğu göz önüne alındığında, ayaklarının altında olduğuna inandıkları dünyaya en yaklaştıklarını düşündükleri noktalarda tapınaklar inşa etmiş olmaları akla yatkın.'
Doğa güçlerine bu kadar yakın olmanın bir bedeli de oldu. Bu aktif fay hattı, M.S. 17, M.S. 60 yıllarında ve 17 ile ve 14'üncü yüzyıllarda şehri yerle bir eden depremlere yol açtı. Bu yıkımların sonucunda da Hierapolis Antik Kenti terk edildi.
Ancak, bu gizemi büyük oranda çözmüş olmasına karşın Pfanz'ın aklını kurcalamaya devam eden bir konu daha vardı: Madem burası insan hayatını tehdit edecek kadar tehlikeli bir bölge, o zaman neden tapınağa giren din adamları sağ çıkabiliyordu?
bende farkli bir seyler diyecek diye o kadar okudum. o kadar dramatize edilerek yazilmis ama cozulen bir gizem yok. magradaki zehirli gazlar yeni bir sey degil. bilinen seyler. hatta zeminde birikmeside pek cok magrada olan olay. magra kesfi sirasinda yere dusurdugu fenerini almak icin egilir egilmez olen magracilarin hikayeleri anlatilir. hic sakasi olmayan bir sey.
Yine her yere beton dökmüşler aq.
VAY BE, SEN NEYMİŞSİN PAMUKKALE! DENİZLİLİ OLARAK ŞAŞIRDIM BENDE DOĞRUSU. BÖLGEYİ BİLENLER BİLİR DENİZLİLİLERİN ARASINDA GEÇEN RİVAYETTE HİERAPOLİS VE TRİPOLİS ARASINDA BULUNAN YER ALTI TÜNELİ. TRİPOLİSTEN ALINAN BİR GELİN HİÇ GÜNEŞ GÖRMEDEN HİERAPOLİSE GÖTÜRÜLMÜŞ. O KADAR KIYMETLİYMİŞ HERALDE. NEYSE ARTIK PAMUKKALEYE GİRİŞİ 200 LİRA FALAN YAPIN O KADAR MASRAF YAPMIŞSINIZ.