Bugün yılın ilk karı İstanbul’a yağdı… Bugün Ankara’da iki canlı bomba yakalandı. Bugün haber sitelerinde Erdoğan’ın umrede olduğu haberi dönüyor. Böyle bir güne bakınca siz neler söylemek istersiniz?
Gerçek demokrasinin mutlaka işlemesi lazım. Dikkatimizi, demokrasimizi, bireysel hak ve özgürlüklerimizi bu doğrultuda kullanmalıyız, daha doğrusu kullanmalısınız.
Kim kullanmalı?
Ben 75 yaşındayım artık, unumu eledim eleğimi astım. Bayrak açın, koşun sokağa deseler 10 dakika yürüyemem. Artık iş gençlerin. Biz artık ancak masa başında anlatırız meramımızı.
Sizin demokrasi tarifiniz nedir?
Ben inanç özgürlüğüne demokrasi diyorum öteki etnik kimliğine demokrasi diyor. Diğeri eşcinsel evliliğe özgürlük diyor, bir diğeri de 4 kadınla evliliğe özgürlük diyor ve bunu dayatıyorsa demokrasi bu değil. Burada güzel laf şudur; demokrat olmayana demokrasi basamakları kullandırılmaz. Bunu kim yapar, devlet yapar. Devlet kimdir? Ordudur, bürokrasidir, yargıdır. Hükümet ise icra organıdır. Devletin vatandaşla ya da vatandaşın devletle anlaşmazlığını yargı çözer, bağımsız yargı çözer. Böyle bir şey varsa demokrasi var demektir, yoksa kar yağıyor…
Peki ‘demokrasi’ye kar yağıyor mu?
Bir seçim yapılabildiğine göre, parlamenter sistem işlediğine göre biraz demokrasiden söz etmek mümkün. Bunun adı cici demokrasidir. Uzun yıllardır biz buna cici demokrasi diyoruz. Cici Baba vardır ya, devlet baba burada cici babadır… Evet, kar meselesi de böyle. Ondan sonra gelelim kar yağınca İstanbul ne hale geliyor….
Can Dündar ile Erdem Gül için ne söylemek istersiniz?
Sanat nasıl özgür olmak zorundaysa basın da mutlaka özgür olmalıdır. Basınla uğraşılmaz, silahı kalem, düşünce olan insanla uğraşılmaz. Yaprağın üzerine yazar yine gönderir. Onlar birer kahramandır. Sürekli içeride kalmayacaklar elbet. Herkesin bildiği ama kimsenin uygulamadığı bir durum var. Tutuklama işlemi hukukta belli nedenle yapılır. Savcı iddianamesini hazırlar ancak Türk milleti adına hakim karar verir, savcı karar vermez. Artık polis bile karar veriyor, alıyor, götürüp tutukluyor.
Özyönetim yanlış bir şey mi?
Değil. Bu ülkede başkanlık sistemi önerilip tartışılabiliyorsa özerklik sistemi de önerilebilmeli ve tartışılabilmeli parlamentoda. Tartışıldıktan sonra karara bağlanmalı. HDP’nin yanlışı da, baştan ilan etmesi oldu. ‘Ben böyle yapıyorum, istersen gel istersen gelme, gelmezsen orada kavga çıkarırım’ tarzında konuştu. Böyle olmaz. Bu tavır yanlış.